Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Bunlar ak mı, kara mı?

İlginç... Ortalıkta bir sürü iddia. Ve kimsenin umurunda değil.

Yolsuzlukları, hırsızlıkları kanıksadığımız gibi, artık çetelere de alıştık.

Yakında haber değeri bile taşımayacaklar.

Hanefi Avcı bir tarafta bağırıyor, çete mensuplarının isimlerini sayıyor, aldıran yok.

Avcı büyük bir ihtimalle hedef saptırma peşinde, ama en azından adı geçenlerin temize çıkması için isimlerin ve olayların üzerine gitmek lazım, kimse kılını kıpırdatmıyor.

Yeşil denen adam demeç veriyor, ‘‘Yaptım ama devletin bilgisi vardı'' diyor, kimse sormuyor bile, ‘‘Cinayetler işlettiren devlet olur mu? Devletin hangi organlarının bilgisi vardı?''

Herkes ortaya isimler atıyor.

Yalnız bir taraf değil, olayın bütün tarafları kirleniyor.

Çünkü araştırılmıyor. Üzerine gidilmiyor.

Kimse ne mahkûm oluyor, ne aklanıyor.

Pisliklerin izleri ise kişilerin değil, cumhuriyetimin üzerinde kalıyor.

Alın mesela Mehmet Ağar'ı...

Suçlu mu, suçsuz mu? Bilmiyoruz. Kimimiz için Mehmet Ağar çeteci, kimimiz için değil.

Alın Veli Küçük... Çetelere dahil mi, değil mi?

Ya da Hanefi Avcı, veya Bülent Orakoğlu... Ve dahi Mehmet Eymür... Hatta Korkut Eken...

Bu isimler kendilerini temizleyemiyorlar. Peki ya bağlı oldukları kurumlar. Onlar neden korkuyorlar?.. Neden bu adamlar yüzünden karalanma riskini göze alıyorlar?.. Neden yargıya güvenmiyor; neden adamlarının aklanma, adamları aklanamıyorsa, bu pislikten kurtulma yoluna gitmiyorlar.

Kimimiz çocuklarımıza onları suçlu ve çeteci olarak anlatacağız ilerde, kimimiz kahraman.

Ama gerçekte ne olduklarını hiç, ama hiç bilmeyeceğiz.

Korkarım ki, ne olduklarını kendileri de bilemeyecekler!

Vurun, biz sizi koruruz

Işın Gürel'e saldıran zorbaya Refah Partili Bakan tarafından iş ve lojman verilmesinin anlamı nedir hiç düşündünüz mü?

Bu şu demek: ‘‘Beyler siz bizim görüşlerimize ters düşen, ters düşmesi muhtemel olan herkese saldırın. Dövün, vurun, kırın ve hatta gerekirse öldürün. Korkmayın. Biz arkanızdayız. Size bakarız, hapse düşerseniz besleriz. Çıkınca da iş, aş ve ev veririz...''

Evet yapılan işin manası bu.

Çünkü bunların her şeyi sahtekârlık, takıyye.

O gün ekrana çıkar zorbayı kınarlar, ardından iş verirler.

Tıpkı sözde partilerinden attıkları Şevki'ye, kendilerine pezevenk dediği halde sahip çıktıkları gibi.

Sakın ha!

Demirel, Bakanlar Kurulu'nu kabulünde, ‘‘Ağır ama sağlam gidin'' demiş.

Sayın Demirel bu işi bilir.

Kendisi, başbakanlık dönemlerinde hep öyle yapmıştır.

Ağır ama sağlam gitmiştir.

O kadar ağır gitmiştir ki, ‘‘Damgam var'' dediği 30 yıla baktığınızda ‘‘İşte bunu Demirel yaptı'' diyebileceğiniz hiçbir büyük şey yoktur.

Demirel'in 30 yılda yapamadığını, sevelim veya sevmeyelim Özal 8 yılda fazlasıyla yapmıştır.

Buna mukabil Demirel sağlam gitmiştir ki, 30 yılı devirdiği halde hâlâ siyasette, Türkiye'nin tepesindedir.

Karar sizin Sayın bakanlar...

Ya ağır gidecek, hiçbir şey yapmayacak, ama 30 yıl tepede olacaksınız...

Ya da hızla Türkiye'nin çehresini değiştireceksiniz.

Unutmayın, sürat çağındayız. Ve geride kalanı kolundan tutup kaldıran yok.

Cinayet değil, intihar

Versace'nin bir cinayete kurban gittiği iddiaları külliyen yalan.

Adamcağız, öldürülmedi. İntihar etti.

Bıraktığı intihar mektubunda şöyle demiş:

‘‘Necmettin Erbakan isimli bir adamın boynunda özene bezene çizdiğim kravatlardan birini görünce yüreğim bu acıya dayanmadı. Bu ayıpla yaşamamak için ölümü seçtim. Ölümümden kimse sorumlu değildir. Ancak Erbakan'a o kravatı satanı bulup işten kovun. Son arzum budur.''

NOT: Eskiden Tansu Çiller'in giysilerini de Figen Özdenak hazırlardı. Sakın o da Versace gibi kendine kıymaya kalkışmasın.

İsim değişikliği

Bazı gazetelerde yeni koalisyon için Anasol D hükümeti deniliyor.

Ben ismi pek beğenmedim.

Okuması zor. Üstelik anlamsız da.

Hatta sonundaki ‘‘D'' harfi Radyo D'yi çağrıştırıyor.

Bu yüzden de ben bu hükümete bundan sonra ‘‘DANASol'' diyeceğim.

İnşallah erken vakitte mezbahalık olmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Dönekler, döndükleri için makbul adam sınıfına girmedikleri zaman.

Yazarın Tüm Yazıları