Teke tek

Fatih ALTAYLI

TÜPRAŞ'ta soygun mu yapılacak?

Sevgili okurlar, DYP Disiplin Kurulu üyesi Abdullah Uraz'ın öyküsünün ilk bölümünde, ortaokul mezunu bu zatın, Güneş Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı olarak yaptıklarından söz etmiştim.

Dün de, aynı kişinin TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı ve yönetimi paylaştığı kişileri yazmıştım.

Bugün sıra, DYP Disiplin Kurulu Başkanı'nın TÜPRAŞ'ta yaptıklarına geldi.

Daha önce yazdığımız gibi, bu adamın eğitimi dolayısıyla bu koltukta oturması mümkün değildi. Ancak Çiller'e yakınlığı sayesinde bu koltuğa oturmuştu.

Sonra '95 seçimlerinde ayrılıp DYP'den aday oldu. Seçilemeyince TÜPRAŞ'a geri gönderildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, bu atamanın usulsüz olduğunu bildirerek karşı çıktı. Konu KİT Komisyonu'na geldi. Orada da bu adamı Ahmet Uyanık örtbas etti. Ve Uraz görevde kaldı.

O da yetmedi, Uraz, TÜPRAŞ'ın ana sözleşmesindeki 2 yılda bir yönetim kurulu seçimi yapılır, maddesini olağanüstü bir genel kurulla kaldırıp, Tansu iktidarı boyunca yönetim kurulu başkanlığını garantiledi.

Gelelim, DYP Disiplin Kurulu'nun yönetimindeki TÜPRAŞ'ta son dönemde dönen dolaplara...

TÜPRAŞ'ın İzmir Rafinerisi'nin izomerizasyon ihalesi var.

Bu ihalenin dosyası hazırlanırken, eski Genel Müdür Ergun Kuran'ın, ‘‘Her işimiz dolarla; dolarla borçlanalım. Başka paradan borçlanınca zarara uğrayabiliyoruz’’ uyarısına karşın, şimdinin genel müdürü, o dönemin yatırımlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin Danış'ın ‘‘Olur’’uyla, ihale yönetmeliği gereksiz yere değiştirilip, bunun yerine ‘‘Uluslararası geçerli bir para birimi’’ yazıldı. Oysa geçmişte yen üzerinden borçlanmadan ötürü, kurumun dolar borcu katlanarak artmıştı ve bu işten ağızlar yanıktı.

Bu operasyonun hemen ardından, Ergun Kuran görevden alındı ve bu değişikliğe onay veren Hüsamettin Danış genel müdür yapıldı.

İş burada da bitmedi.

Daha önce en küçük bir şaibeye bulaşmadan görev yapmış, ihale komisyonu başkanı Halil Semerci görevden alınıp, taşraya atandı.

İzmir'de yatırımlardan sorumlu müdür olarak görev yapan Masum Güven emekli edildi.

Uraz bunların yerlerine kendi adamlarını getirdi.

Bunların dışında 100'ü aşkın adamını kurumun çeşitli yerlerine yerleştirdi.

Ve sonra da Refahyol yıkılınca görevden ayrıldı.

Şimdi o yok, ama yerleştirdiği adamları görevde. Uraz da onlara uzaktan kumanda ediyor...

Ve izomerizasyon ihalesinden pis kokular çıkıyor.

Hem ihaleden, hem de ihalenin kredilendirilmesi işinden...

Şevki, Genel Kurul'da

Bugün güvenoylaması var...

Parlamenter arkadaşlarına ‘‘Pezevenk’’ diyen adam da bugün Meclis'te...

İnşallah dayak ya da kafasına yumurta yemez...

Kavga siyasilerin kavgası...

Meral Akşener ve emrinde olduğu kişiler Türkiye'yi karıştırmaya, devletin kurumlarını karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar ama boşa uğraşıyorlar...

Olmuyor, sahtekârların tezgâhına kimse düşmüyor.

Önceki gün hem emniyetin, hem de diğer istihbarat kuruluşlarının tepe noktalarına yakın, üst düzey yöneticileriyle konuştum.

Yukarıdaki kavganın kendilerini hiç ama hiç ilgilendirmediğini, Türkiye'nin ve vatandaşlarının güvenliği için işbirliğini sürdürdüklerini söylediler.

Aralarındaki bilgi alışverişinin sürdüğünü, operasyonlarda yardımlaşmaya devam ettiklerini, siyasilerin yürüttüğü kavganın yalnızca siyasileri yıpratacağını belirttiler.

Türkiye'de ekonomi siyaseti aşmıştı ve seviniyorduk...

Anlaşılan sorumlu bürokrasi de aşmış...

Dönüşümlü yalakalık

Eskiden Çiller'in uzun dönemli ‘‘yakınları’’ olurdu.

Mesela bir Esat Kıratlıoğlu, bir, bir buçuk yıl dayanmıştı hanımefendiye...

Seçimlerden sonra da yerini Mehmet Gölhan'a bırakmıştı Kıratlıoğlu...

O da bir altı ay Çiller'e çok yakın oldu. Son dönemde ise, Çiller'e ‘‘yakın(!)’’ dayanmıyor. Başbakanlık gibi, onu da dönüşümlü hale getirdi galiba...

Geçen hafta Kozakçıoğlu idi Çiller'in en yakını...

O kadar ki, Çiller'e Ünal Erkan'ı kötülerken yakalandığında bile pişkinliğini bozmamıştı. O Çiller ki, birkaç yıl önce, Erkan'ın verdiği bilgilerle Kozakçıoğlu'nun kellesini istemişti.

Bakıyoruz bu hafta Kozakçıoğlu da yok...

Yerini Ayvaz Gökdemir'e bırakmış...

Bu hafta en yakın oydu...

Bakalım haftaya kim olacak...

Fazla ihtimal de yok...

Ben bu yazıyı yazarken sayıları 99'a inmişti...

Birinden biri olur...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Arkalarından ana avrat gittiğimiz kişilerin yüzüne gülmediğimiz zaman...