Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Demirel: Niye başıma kakıyorsunuz?

Sayın Süleyman Demirel, yazılarıma anında yanıt vermeyi âdet haline getirdi.

Önceki gün İlksan meselesini ve Demirel'in dönemin başbakanı olarak ‘‘Verdimse ben verdim’’ demesini gündeme getirmiştim.

Yazı yayınlandığı gün yanıt verdiler. Saygıda kusur olmasın diye aynen yayınlıyorum:

‘‘Kimse ile polemiğe girmek niyetinde değilim. Sadece bir yanlışı düzeltmek istiyorum.

İlsan kanunla kurulmuş bir kurumdur.

Görevi ilkokul öğretmenlerini ev sahibi yapmak, sosyal hizmetlerine ve başka ihtiyaçlarına yardımcı olmaktır. Devlet İlksan'a hep yardımcı olmuştur. Devletin 1993 bütçesinden de İlksan'a yardım için ödenek ayrılmış ve verilmiştir. Binaenaleyh, ne kurum olarak İlksan suçlu, ne de ona yardımcı olmak yolsuzluktur.

Bu husus hiçbir sorgulamaya konu değildir. İlksan yöneticilerinin bu yardımları ve ne yaptıkları sorgulanabilir. Nitekim sorgulanmıştır.

1993 yılında devletin bütçesinden yardım yapılan İlksan'a, yine devletin fonlarından ilave yardım yapılmasını ben sağladım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 4 gün kala Meclis'in karşısına çıkıp, bunu ‘Ben verdim' diyen de benim. Bunda şaşılacak ne var ki? Benim başıma kakılacak nesi var ki? Ne yapacaktım ki? Ama ben; ‘Benim yaptığım yanlışsa 1993 bütçesinden para koyan Bütçe Komisyonu ve bunu onaylayan Meclis'in yaptığı da yanlıştır' da dedim. Yaptığım doğru idi.

4 Mayıs 1993 tarihinden sonra kimse bu konuyla ilgili bana bir sual sormadı. Neyi soracaktı ki? Neyi ispata çalıştığınızı çıkaramadım...’’

Sayın Demirel'in yanıtı böyle.

Neyi ispata çalıştığımı anlamamış olması mümkün değil Demirel'in.

Ayrıca da bu sual sorulmamışsa, şu anda bulunduğu makama saygıdan sorulmamıştır.

Ben bir şey ispatlamaya çalışmıyorum.

Ben sadece her şeyin unutulmadığını göstermek istiyorum.

Hani yeniden aktif siyasete dönmek lafları var ya!

Onun için...

Tamponlar alçalmış kamyoncuların haberi yok

Kamyonların top lambalarının büyütülmesi ve arka tamponlarının altına otomobillerin giremeyeceği seviyeye indirilmesi yönünde dileğimi belirten yazıma, Karayolları Genel Müdürlüğü bir yazıyla yanıt verdi.

Yazıda ECE-R 69 ve 70 düzenlemelerine bağlı olarak kamyonların arka taraflarına koyulması gereken reflektörler ve otomobillerin, kamyonların altına girmesini engelleyecek çerçevelerle ilgili yapılan düzenlemeden söz edilmiş.

Çerçeveyle ilgili düzenlemeye göre kamyonların arka tamponları şu anda yerden 70 santim yüksekteymiş. Yeni kurala göre bunun 55 santime inmesi gerekiyormuş.

Elime metreyi alıp dışarı çıktım.

Ve rastladığım kamyonları ölçmeye başladım.

Damperli kamyonlarda yükseklik 70 santim falan değil. 1 metrenin üzerinde. Diğerlerinde de 80 santimin altına inmiyor.

70 santimlik bir yükseklik var gerçi ama, o yüksekliğin bulunduğu noktaya otomobiliniz çarptığı anda, baş hizanız zaten kamyonun kasasına girmiş oluyor.

5 santimlik tampona ise hiç rastlamadım.

Yabancı plakalı TIR'lar dışında bu ölçüye uygun kamyon yoktu.

Yabancı TIR'larda ise tamponun yüksekliği 55 santimin altındaydı.

Anladığım kadarıyla ortada bir düzenleme var ama bu düzenlemeye uyan yok.

Acaba bu kamyonların tampon yükseklikleri fenni muayenelerde denetlenmiyor mu?

Çünkü Karayolları Genel Müdürlüğü de, kazalarda en fazla can kaybının kamyonların altına arkadan giren otomobillerde olduğunu kabul ediyor.

Sendikadan özelleştirmeye destek

Türkbank'ın özelleştirilmesine karşı çıkan Basisen sendikası, inanılmaz bir biçimde Türkbank'ın özelleştirilmesine destek olmaya başladı.

Basisen buna gerekçe olarak fiyatın, bankanın gerçek ederinin üzerinde olmasına bağlıyor ve Türkbank'ın satışında bir peşkeşin söz konusu olmadığını belirtiyor.

Anlaşılan o ki, özelleştirme konusunda sürekli suçlanan sendikalar özelleştirmeye karşı değil, sadece adam gibi özelleştirmeden yana.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Haklılığımızı duygularımıza değil, hukuka dayandırdığımız zaman.













Yazarın Tüm Yazıları