Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Otomobil satışları

Hürriyet'in bugünkü haberlerinden biri, lüks otomobil satışlarındaki patlamadan söz ediyor. Yılın ilk dört ayında 7 lüks markanın satışları 2 bin 261'e ulaşmış.

Buradan dönüp, birkaç hafta önce, dünyanın en prestijli markalarından birinin İtalya'daki fabrikasında, satış müdürü ile yaptığım bir sohbeti aktarmak istiyorum.

Bu son derece lüks otomobil geçtiğimiz yıl Türkiye'de toplam 12 adet satmıştı.

Satış Müdürü'ne, ‘‘Türkiye'de 12 adet sattınız. Satıştan memnun musunuz?’’ diye sordum.

Şaşırtıcı biçimde ‘‘Evet çok memnunuz. 12 büyük bir satış adedi değil. Ancak Türkiye'deki toplam otomobil satışları ile kıyaslanınca oransal olarak en yüksek pazar payına ulaştığımız ülke Türkiye’’ dedi.

İşte Türkiye'nin çarpıklığı burada.

Nüfusu ve ekonomik potansiyeli Türkiye boyutlarında olan bir ülkede 2 bin küsur lüks oto satılması çok garip bir durum değil. Hatta az bile.

Garip olan durum, lüks oto satışının oransal olarak yüksek olması.

Bu Türkiye'deki gelir adaletsizliğini, sosyal sınıflar arasındaki uçurumu gösteriyor.

Bir grup lüks otoları rahatlıkla alırken, bir alt grup ayağını yerden kesecek herhangi bir otomobili hayal dahi edemiyor.

Bugün Türkiye'de orta düzeyde maaş alan birinin hiç yemeden ve hatta içmeden en ucuz yerli otoyu alabilmek için bile 1 yıl çalışması gerekiyor.

Buna mukabil, 1 saatlik kazancıyla, en lüks otomobili alabilecek bir başka grup var.

Ortası ise yok denecek kadar az.

Bugün eleştirilmesi gereken 2 bin küsur lüks otonun satılmış olması değil, halk otomobili diye tanımlanabilecek otomobillerin satış rakamlarının düşük olmasıdır.

Keşke 2 bin değil 10 bin lüks oto satılsa. Ama 1 milyon da halk otomobili.

Yüzde 188 zam... El insaf

Özel okul fiyatlarının soygun boyutunu da aştığını yazınca, özel okul sahipleri ciyakladılar.

Şu anda önümde bir velinin mektubu duruyor. Evladını özel okulda okutan bir velinin.

Geçen yıl okula 50 milyonu peşin, geri kalanı 8 taksitte 480 milyon TL ödemiş.

Okulun bu yılki talebi ise, yine aynı şartlarla 1 milyar 382 milyon 400 bin TL.

Yani yüzde 188 zam.

Akıl alır gibi değil.

Enflasyon deseniz, geçen yıl yüzde 100 civarı. Enflasyondan 88 puan fazla.

Öğretmen ücretleri deseniz, eminim ki, enflasyonun altında yapılmıştır.

Bunun adı soygun değil de ne?

Geçen yıl Türkiye'de neyin fiyatı yüzde 188 artmış ki, okullar böyle bir zam talep ediyorlar.

Burada bir kötü niyet var.

Zavallı ana baba, çocuğu eğitimini tamamlasın, dere geçerken at değişmesin diye fedakârlık edecek ya. Açgözlü okul sahibi de bu paraya göz dikmiş.

Birkaçı okulu bırakırmış. Varsın bıraksın. Yüzde 188'i bırakmaz ya!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Mazruf zarftan önemli olduğu zaman...













Yazarın Tüm Yazıları