Tehdit edildik, Asım’ı korumak için evlendim

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal ‘Bir Kadın Birkaç Hayat’ adlı kitabında ikinci eşi Asım Ekren ve üçüncü eşi Adnan Güngör’le ilgili hatıraları da geniş yer tutuyor.

Zeynep Özal, Asım Ekren’le evlenirken çok tehdit aldığını itiraf ediyor...

Asım Ekren giriyor hayatınıza...

Bodrum’da tesadüfen tanıştık. Herkesin bildiği gibi çok büyük bir aşk yaşayarak evlenmedim Asım’la. O bir flörttü. Biz biraz daha flört etmiş olsaydık zaten ayrılırdık. Çünkü yapı olarak anlaşamayan iki insandık. Ancak iş öyle bir yerlere geldi, öyle tehditler aldım, öyle sorunlar yaşadım ki, mecburen evlendim. Bir insanı korumak durumundaydım. Böyle bir evlilikti.

- Yani Asım Bey mi tehdit edildi?

Tabii. Sonra evlendik, bari çocuğumuz olsun dedik. Böyle bir ilişkiydi.

- Kim tehdit ediyordu? Bundan ailenizin haberi var mıydı?

Babamın haberi yoktu. Ona tehdit edildiğimi söylediğim zaman, bana inanmamıştı. Ayrıca Asım’a karşı çıkmıyorlardı. Daha sonra olaylar patlak verdi. Kimin tehdit ettiğini bilmiyorum. Dolayısıyla böyle bir durum altında Asım’ı yalnız bırakamazdım, evlendim.

- Evlenmeseydiniz Asım Bey’in akıbeti ne olurdu?

Hiç bilmiyorum. Asım, bununla ilgili bütün bilgileri, yazıları, o gece yaşadıklarını rahmetli magazin gazetecisi Haluk Aktar’a yazmıştı, imzalamıştı. Haluk Aktar da hiçbir gün bunu kullanmadı. Çok önemli bir olaydır. Haluk Aktar bize geldi, bizimle çok şeye şahit oldu, tehditlere şahit oldu. Asım da yazılı olarak bilgileri verdi ona. ‘Bana bir şey olursa, bunları sen ortaya çıkaracaksın’ dedi. Benim kitabımda yazılıdır bu.

- Sizi ölümle mi tehdit ediyorlardı?

Tabii böyle çok oldu.

- Yani siz Asım Bey’le evlenerek onu koruma altına almış oldunuz?

Öyle olmak zorundaydı. Ben onun yanında olduğum sürece bir şey yapamazlardı. Asım evdeydi, ‘evden çıkar’ diyorlardı...

- Bu tepki niye?

Kraldan çok kralcılar var. Aile ilk başta istedi, daha sonra istemedi gibi çok şey söylendi. ‘Baba, anne istemiyor mu, biz halledelim, destek olalım’ diyen kişilerdi bunları yapanlar. Halbuki ailem Asım’ı çok sevseydi, ‘Asım ne kadar iyi’ diyeceklerdi. Bütün olay bu. O dönemlerde bir takım nedenlerden dolayı Asım istenmediği için herkes, ‘Nasıl ayıralım’ diye araya girdi. Her türlü tehdidi yaptılar. Ama bunlardan asla babamın haberi yoktu. Çünkü bu konuda bana bile inanmadı babam. ‘Olmaz’ dedi. Çok kişinin de bazı şeylerden haberi yoktu.

- Tehditler telefonla mı geliyordu?

Evet. Bir gece telefonumdan çıkış dahi yapamadım. Kimse de beni arayamıyordu. Bir tek bu kişiler arayabiliyordu.

- Saklandınız mı?

Evet Asım’la beraber günlerce saklandık. Ondan sonra binbir zorlukla da evlendik.

- Korkmadınız mı?

Ben bu camianın içinde olan bir insanım. Neyin olduğunu biliyorum. Asım bir müzisyen. Hiç hayatında böyle bir şey yaşamadığı için çok şaşkındı ve çok korkuyordu. O da kendine göre haklı.

- Evlendikten sonra her şey bitti mi?

Bütün olay evlenene kadardı. Kimse ayırmaya kalkmadı. Birkaç ay sonra hamile kaldım. Sonra da Asım’dan iyi olmadı. Bütün karşı çıkanların hepsi Asım’a kucak açtılar. Maalesef olay bu. Ama hayatımda Asım olmasaydı, Ahmet, Mehmet de olsaydı, aynı şey olacaktı.

ASIM’IN BİRLİKTEOLDUĞU ASSOLİST ‘M’

- Geçtiğimiz günlerde Hasan Celal Güzel, babanızın Asım Ekren ile evliliğinizi onaylamadığını, hatta sizi tokatladığını yazdı. Bu doğru mu?

Bizim ailemizde şiddet olmadı. Biz ne babadan bir şiddet gördük, ne de kardeşlerimiz arasında böyle bir şey yaşadık. O yüzden olayın ne olduğunu anlamadım. Okudum, güldüm geçtim. Cevap bile vermedim. Babam böyle bir insan değildi.

- Asım Bey’le beraberliğiniz sırasında ‘yuva yıkan kadın’ olarak da gündeme geldiniz. Asım Bey, sizin yüzünüzden mi eşinden ayrıldı?

Hiç böyle bir şey yok. Onların evliliği bittiği bir dönemde tanıştım Asım’la. Benim o yuvayı yıkmak gibi bir durumum yok ama basında öyle çıktı. O yüzden benim babam evlenmeme ‘Hayır’ dedi. Aslında müzisyen olduğundan değil. ‘Sen yuva yıkan kadın olamazsın’ dedi.

- Asım Ekren çapkın mıydı?

Çapkın mıydı, değil miydi bilmiyorum. Olabilir de olmayabilir de.

- Ama bu kitapta ‘M’ adında bir assolistten bahsediyormuşsunuz? Bu kişiyle bir ilişki yaşadığından...

Bunu bana söyleyen de eski ortağım. Geçen gün onu arayarak bunu yazdığımı söyledim. O da bana, ‘Beni dedikoducu yaptın’ dedi. ‘Vallahi sen dedikodu yapmadın. Bizim ilişkimiz zaten bir yere gelmişti, bitme noktasındaydı’ dedim. Dolayısıyla o zamanlar bunu bana söylemesi benim için hiçbir şey ifade etmemişti. Çünkü evliliğimiz dediğim gibi bitme noktasına gelmişti.

- Kim bu ‘M’?

- Bilmem...

- Bu ‘M’ arkadaşınız mı? Ona kızdınız mı?

Yok hayır. Görüştüğüm bir arkadaşım. Bunu kocam da bilmez. Herkes kitaptan öğrenecek. Ben tabii ki gözlerimle görmedim ama bunu bana söyleyen insanın doğru söylediğine inanıyorum.

Kasetleri biliyordum ama seyretmemiştim

- Sonra hayatınıza Adnan Güngör girdi zaten. O sizin için büyük bir aşktı...

Büyük bir aşktı. Ama ben burada bir hata yaptığıma inanıyorum. Ayrıldıktan sonra tekrar bir adamla beraber olmamak gerek. Çünkü biz Adnan ile Asım’la evlenmeden önce tanışmıştık. O benim çok büyük bir aşkımdı. Sonra kavga edip ayrılmıştık. Asım’dan boşandıktan sonra da yeniden bir araya geldik. O özlediğim heyecanı, elektriği bulmuştum. Ama sonrası çok iyi olmadı. Belki ilk tanıştığımızda evlenseydik mutlu bir evliliğimiz olurdu.
- Adnan Güngör’den boşandıktan sonra çok skandallar yaşadınız. Mesela kendisi, ‘Beni konuşturmasın sokağa çıkamaz’ dedi.

Yaptığım bir röportajdan dolayı kızgındı.

- O dönemler Adnan Bey’in elinde birçok ünlüyle çekilmiş porno kasetler olduğu, böyle bir fantazisi olduğu gündeme gelmişti. Siz de bir röportajınızda, ‘Bana söyledi, biliyorum. Hatta bir tanesini birlikte izledik’ demişsiniz.

Evliliğimiz sırasında bir gazeteci böyle bir kasetten söz etti. Ve o dönem Adnan bunu anlatmış, zamanında kendisinin çektiğini söylemişti, biliyordum. Ama ben kaseti görmedim, izlemedim. Bu bir kere aramızda konuşulmuş bir olay. Sonra da kapandı zaten. Yıllar sonra bu olay, birkaç tane evli mankenle tekrar gündeme geldi. ‘Adnan onu mu çekti, bunu mu çekti’ diye haberler yapıldı. Ama Adnan’ın hiçbirisiyle alakası yoktu. Hepsi evli olduğu için kimse zan altında kalmasın diye açıklama yaptım. Birkaç kaseti var, oturup beraber izledik gibi hiçbir şey söylemedim. Fakat öyle bir yazı çıktı ki, Adnan çok insanın kasetini çekmiş, grup arkadaşlarını çekmiş falan gibi bir yazıydı bu. Ben böyle bir şey söylemedim. Ama öyle çıkınca doğal olarak kendisi çok sinirlendi, hırsını da bir takım yanlış açıklamalarla çıkardı. Aramızda böyle bir tatsızlık oldu. Aslında hiç alakası yoktu. Aslında onu korumak istemiştim.

- Sizi çok dövdüğü yine o tarihlerde gündeme gelen bir başka konu...

Kıskanç bir adamdı. Dayak olayına gelince; birkaç posta attı bana. İçkili olduğu dönemlerdi. Ama ertesi gün kendine geldiği zaman hatırlamazdı, hatırladığı zaman da çok üzülürdü. Babamın hiçbir şeyden haberi yoktu. Zaten babam vefat ettikten bir süre sonra ayrıldık. Annem bazı şeyleri biliyordu ama karışmazdı.

- Yine bir gazete küpüründe okudum, sizin bir röportajınızdı. Adnan Bey size silah çekmiş. Ayrılmak mı istemiyordu?

Yok hayır. Kıskançlıktan dolayı yaşanmıştı bu olay.

‘M’ Muazzez Abacı mı?

Zeynep Özal’ın kitabında bahsettiği, ‘M’ baş harfli assolistin, Muazzez Abacı olduğu iddia ediliyor. Abacı’nın o yıllarda Zeynep Özal ile arkadaş olduğu ve Asım Ekren’le birlikte sık sık turneye gittiği biliniyor. Ancak Zeynep Özal, bu konuda ser verip sır vermezken, ‘O yılları araştırın, kim olduğunu hemen bulursunuz’ demekle yetiniyor.

Şu an emlak işi yapıyorum ve cafe işletiyorum

- Çocuklarınız kocaman olmuştur...

Büyük oğlum 18, küçük ise 17 yaşında... Büyük oğlum davul çalıyor. Bir orkestrası var. Kendileri bir rock müzik CD’si hazırlamışlar, çok yakında onu piyasaya çıkaracaklar. Ayrıca üniversiteye hazırlanıyor. Küçük oğlum aşçılığı çok seviyor ve tiyatro ile ilgileniyor.

- Babaları Asım Bey’le görüşüyorlar mı?

Çok uzun zamandır görüşmüyorlar. Bunlar kendi istekleri. Ben hiç karışmam. Babaları da aramıyor...

- Bir de yıllar önce evlatlık edindiğiniz kızınız Ayşe var. O nasıl?

Çok iyi. Ayşe 1,5 yıl önce evlendi. Damadım da çok iyi. Her an anneanne olabilirim. Çünkü çocuk sahibi olmak istiyorlar.

- Sizin hayatınızda biri var mı?

Evet var. Ama hakkında hiçbir şey açıklamam. Kimsenin tanıdığı birisi değil zaten...

- Şu an ne iş yapıyorsunuz?

Emlak işi yapıyorum. Ev, arsa alıp satıyorum. Bir de Üsküdar’da işletmesini yaptığım kafem var...

Ahmet beni Engin Civan’la evlendirmek istemişti

Ahmet sürekli olarak bana ‘Bak düzgün bir çocuk var. Seni tanıştırayım onunla’ diyordu. Beni evlendirmek istiyordu. Tabii ben bu konuşmaların hiç üstünde durmuyordum. Sonra bir gün Engin’le (Civan) evde karşılaştık. Ahmet bana, ‘İşte sana bahsettiğim çocuk bu’ dedi. Arkası dönüktü. Gördüğüm tek şey çok zayıf bir adam olmasıydı. Onun Engin Civan olduğunu bilmiyordum. Sonra çok uzun bir aradan sonra karşılaştık Engin’le. Bana, ‘O beğenmediğin adam bendim’ dedi.

Annem oğullarına daha yakındı

- Semra Hanım kitabınız konusunda size destek oldu mu?

Hatırlamadığım birçok şeyi annemle paylaştım. O da bana çok destek oldu. Bir çok şeyi teybe söyledi.

- Peki anneniz, babanızın anılarını yazmayı düşünüyor mu?

Babamın kendi ağzından yazdığı var. Kendisi teybe okumuş, sonra bir tarihçi kaleme almış, babam onun üzerinden yeniden düzeltmiş. Bütün hayatını, politik ilişkilerini, başbakan olması, parti kurması, askerle, devletle ilgili her şey var bu yazdıklarında. En sonunu da, ‘Ben istifa edeceğim, yeniden parti kuruyorum, şunların, şunların yapılması gerek’ diye bitirmiş. Kitabı bitirdiği yıl kendisi vefat etti. Ben o kitabı okudum. Bu kitap, herkesin evinde bulunması gereken, ansiklopedi gibi bir kitap. Şimdilerde annemle konuşuyorum. Ben bir an önce yayınlanmasını istiyorum. Belki bu yıl sonuna kadar o da yayınlanır. Şu an baskıya hazır halde bekliyor. Ama annem önce yurtdışında çıksın istiyor.

- Semra Hanım’la nasıl ilişkiniz? Babanızı arıyor musunuz?

Babamı çok özlüyorum. Ben onunla bir arkadaş gibiydim. Babam yaşadığı dönemde annemle birçok şeyimi paylaşamadım. Flörtlerime kadar her şeyi babama anlatıyordum. O anlamda babam çok iyi bir arkadaştı. Annem biraz daha prensipliydi. Onu aşmak daha zordu. Ama babam çok yufka yürekli. Bizim her şeyimize ‘Evet’ demiş bir insandı. Ölümüne kadar her şeyimi ona anlattım. O bana yol gösteriyordu. Öldüğü zaman ilk söylediğim, ‘Ben arkadaşımı kaybettim’ oldu. Daha doğrusu dertleşeceğim arkadaşımı kaybetmiştim. Ben annemle babam öldükten sonra yakınlaştım. Ondan önce asla yakın değildim. Çocukluğumda da durum aynıydı. Annem iki oğluyla daha yakındı ben de babam ile. Babam da bana çok düşkündü.

Babam zehirlendi mi

Zeynep Özal, babası Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili kafasında soru işaretleri olduğunu söyledi. O gün kitapta şu cümlelerle anlatılıyor:

Bulgar Sefaretinde, Bulgar ressamın sergisinin açılış kokteyli var. İki saat sonra köşke döndüğünde keyifsizlenmiş (Turgut Özal). Akşam yemeği için hazırlanan eşine, yemeyeceğini söylemiş. Semra Hanım da kızmış... ‘Yoksa dışarıda bir şey mi yedin?’ Turgut Özal bir şey yemediğini, sadece içki içmediği için hazırlanan limonatayı içtiğini söyleyince Semra Hanım’ın tepkisi şöyle olmuş: ‘Ben sana açıkta gelen bir şeyi içme demiyor muyum?’ Turgut Özal, ‘Aman hanım bir şey olmaz. Biraz dinlenmek istiyorum’ diyerek yatmış. Ve Özal ertesi sabah fenalaşarak vefat eder.
Yazarın Tüm Yazıları