Teferruattan çare olur mu?

Şevket Ayaz, Emniyet Genel Müdür Yardımcılarından biri. Hayatını ‘‘trafik’’ konusuna adayan bir bürokrat. Trafik kazaları azalsın diye çırpınıp duruyor. Bir bakıyorsunuz yasanın ‘‘Fahri Trafik Müfettişleri’’ ihdasına ilişkin maddesini işletmeye uğraşıyor.Bir bakıyorsunuz, ‘‘yurdun her tarafındaki ölüm kavşaklarına acil yardım istasyonları kurma’’ peşinde...Bu projeyi Sağlık Bakanı İbrahim Aksoy da destekliyor olmalı ki, söz konusu kavşaklara prefabrik Acil Tıbbi Yardım Merkezleri kurulacağını açıklamış. Ayrıca halen mevcut 102 Sağlık Ocağı da söz konusu prefabrik merkezler gibi görev yapacak şekilde donatılacakmış.Dahası... Bu ölüm kavşaklarından en kötü 10'unun bulunduğu yerdeki Acil Tıbbi Yardım Merkezlerinin yanına helikopter pisti yapılacakmış.Şevket Ayaz iyi... Çırpınması güzel ama, acaba bunlar, bizim trafik sorunumuzu çözmenin en doğru yanıtları mı?Geçen gün televizyonlarda ihtimal siz de izlemişsinizdir:Diyarbakır'dan, Mardin'den Urfa ve yöresinden Adapazarı'na, Akçakoca'ya ve Akyazı'ya fındık toplamaya giden 350-400 işçi, sanki insan değil de koyun yahut domates imişler gibi, 7 büyük kamyonun arkasında yola çıkmışlar. Bolu'ya kadar 1.000 küsur kilometre yol kat etmişler. Bu arada Ankara dahil dört beş ilin bir sınırından girip öteki sınırından çıkmışlar. Taa Bolu'ya gelinceye kadar kimse önlerine çıkıp da ‘‘Trafik Yasası'na göre kamyon arkasında insan taşımak suçtur. Bunu nasıl yaparsınız?'' dememiş.Olaya bizzat müdahale ettiğini ekranda gördüğümüz Bolu Emniyet Müdürü Uğur Gür'ü dün aradık. Kusurlulara ne gibi cezalar uyguladıklarını sorduk.Şoförlere 14'er milyon TL ceza yazmışlar. Kamyonları 15 gün süreyle trafikten men etmişler. İşçileri de Düzce ve Kaynaşlı belediyeleriyle ve çevredeki minibüs sahiplerinden ricada bulunarak sağladıkları otobüs ve minibüslerle gidecekleri yerlere göndermişler.Uğur Gür haklı olarak, ‘‘Bundan birkaç hafta evvel Pozantı otoyolundaki kazada ezilip ölen 30 işçi de aynen bunlar gibi kamyon arkasında gidiyorlardı. Önlemesek belki bunların akıbeti de öyle olacaktı'' diyor.Türkiye, trafik kazaları yönünden dünyanın en kötü birkaç ülkesinden biri. Daha da kötüsü, Türkiye kazaların sayısını azaltmanın en doğru yolunu henüz bulmuş da değil. Çünkü şimdi olduğu gibi, sorunun sebebi ile değil hep teferruatı ve sonucu ile meşgul olunuyor. Örneğin para cezasını artırarak veya çok kaza olan yerlere yardım istasyonu kurarak yahut fahri müfettişler ihdas ederek bir yere varabileceğimiz sanılıyor. Oysa bunların hepsi daha önce de denendi. Neticede kazaların daha arttığından başka bir şey görülmedi.Şu işin doğrusunu konuşsak: Faturayı illa şoförün yahut yayanın veya yolcunun önüne koymaktan vazgeçip kusuru bir de Trafik Polisi'nde ve Karayolları'nda arasak daha isabetli davranmış olmaz mıyız?Basit bir örnek: Almanya'da araba kullanırken her biri bir kuzu olan işçilerimiz Türkiye'de araba kullanırken neden canavar kesiliyorlar?Yanıtı biliyorsunuz: Onlar aynı, ama polis ile karayolu farklı...[Ana Sayfa] [Gündem] [Ekonomi] [Dünya] [Yaşam] [Dizi] [Spor] [Yazarlar] [Ekler] [Standart karakterler]
Yazarın Tüm Yazıları