Tatil notları

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Vücuttaki yağ oranını ölçen aletten biz de satın aldık.

Bu aleti iki ucundan tutuyorsunuz, size vücuttaki yağ oranınızı söylüyor.

Önceki gün denedim bunu.

Aletin bana verdiği bilgilere göre vücudum yüzde 100 oranında yağ olmuş.

Bu da beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı.

Çünkü en azından beynim için yüzde 3'lük bir marj bırakacağını tahmin ediyordum.

Çok üzüldüm, çok...

Son kurtarılmış alanım olduğunu zannettiğim beynimin bana bunu yapacağını hiç tahmin etmezdim.

***

Tabiat kuralları neden şişmanlara karşı düşmanca bir tavır almış durumda, bunu anlamak mümkün değil.

İnsan derin bir nefes alıp bunu içerde tutarken, aynı zamanda hayatta her şey normalmiş gibi konuşabilseydi ne olurdu ki?

Bunun kime zararı olurdu acaba?

Düşünsenize plajda veya havuz kenarındasınız.

Güzel bir kadın geliyor uzaktan. Size yaklaşırken aniden derin bir nefes alıyorsunuz. Göbeğinizi içeriye çekiyorsunuz.

Buraya kadar her şey iyi, güzel.

Ancak o kadın ya yanınıza gelip de konuşmaya başlarsa ne olacak?

Bunu hiç düşündünüz mü?

Ben böyle bir ihtimali bugüne kadar hiç aklıma getirmemiştim doğrusu.

Çünkü yaklaşık 25 yıldır, belki de on beş bin kez göbeğimi derin nefes çekerek içeriye çektim ve amacıma hep ulaştım.

Gerçi bunca yıldır tek bir kadın bile ben nefes alıp verme egzersizlerinde bulunurken, değil yanıma gelip konuşmak, gözünün ucuyla bile bakmadı ama olsun, en azından aynada prova yaparken daha bir güzel görünüyordu gözüme her şey.

Şimdi ise ne yazık ki arada bir de olsa yazılarımı okuyan bayanlar çıkıyor ve benimle konuşmak istiyor. Çok utanç verici durumlara düştüm çok, anlatamam size.

Cevap vermeden sussam, olacak iş değil, kabalık yapıyorum zannedecek.

Hayır, zannetmekle kalsa iyi de ya tokat atarsa ne olacak, ondan korkuyor insan. Eskiden de kadınlardan tokat yedim tabii ki ama en azından o zamanlar içimde doğal olmayan miktarda hava yoktu. Hava doluyken tokadın yol açabileceği olayları düşünmek bile istemiyorum.

Çaresiz konuşmaya başlıyorum, ağzımdan kelimeler dökülmeden önce uzun süren bir yoğun hava salma faslı oluyor.

Düşünsenize kadının gözü önünde supabı yeni açılmış TIR lastiği gibi devamlı ağzından hava salan bir adam... Yani hakikaten acıklı ha, yazarken olayın vahametini daha da kavrıyor insan.

Hava salındıktan sonra bu kez de ikinci felaket başlıyor.

Bir süredir içerde hapis olan göbeğim kademe kademe dışarıya doğru çıkmaya başlıyor.

Yüzde yüz yağ destekli bir manzara bu. Göbeğimin geri dönüşü muhteşem oluyor anlayacağınız.

Benle konuşmaya çalışan bayan, bu kez de sabit gözle, yaşanmakta olan bu tuhaf bilim kurgusal olayı izliyor.

Göbeğim, çok eskiden çevrilen ‘The Thing' filmindeki madde gibi yerkürede kendisine nedense tahsis edilmiş olan hacmi tam anlamıyla dolduruyor.

‘The Thing' filmindeki maddeden göbeğimin tek farkı şu; filmde maddenin hangi kimyasal karışımdan oluştuğu meçhuldü.

Benim göbeğimin oluşumu hakkında ise, bilimsel netlikle yüzde 100 yağ bu, diye konuşma şansına sahibim en azından.

Bütün bu fiziksel dönüşümlerim yaşandıktan sonra bayanla konuşmaya geçiyoruz.

Kaçınılmaz olarak birkaç nazik soru soruyor ve bir daha beni hayatta kesinlikle görmeyeceği emin bir uzaklığa giderek yazıları o mesafeden okumaya devam ediyor.

***

Bence tek amacı, erkeğin cinsel organını gerekli olmayan ortamlarda teşhir etme amacıyla icat edilmiş olan slip türü mayolardan şişmanlamadan önce de hoşlanmazdım.

Belki bu konda Freudgil bir tepkim vardı, bilemiyorum.

Yani belki de kendi üzerimde yaptığım uzun incelemelere rağmen ortada teşhir edilebilecek pek de matah bir şey göremediğimden genelde slip mayolara ve genelde bunları giyen insanlara düşmandım.

Ama artık bu tepkim iki nedenden dolayı oldukça azaldı.

1- Artık slip mayo giyme ihtimalim manen ve maddeten sıfırlandı. Çünkü slip mayo ile ortalığa çıktığım an altsız dolaşıyor diye tutuklanma ihtimalim var. Göbeğim, ne kadar pahalı olursa olsun slip mayomu teşhir etmeme izin vermiyor.

2- Erkeklerin son derece sıkı slip mayo giyerek seksi olduğunu sanmalarıyla zekâ yaşlarının geriliği arasında kesinlikle doğru bir ilişki bulunduğunu, oldukça yüksek oranlı bir istatistiksel tutarlılıkla tespit etmiş durumdayım.

Evet, artık ben göbeğimi belki daha iyi saklar diye bokser türü mayo kullanıyorum.

Son gelinen noktada ise durum şöyle:

Ekstra large (en büyük boy) bokser mayomu göğüs hizama kadar çekince, üst taraf nihayet tamamen yağsızmış gibi bir izlenim veriyor.

Ancak etraftan gelen yorumlara bakılırsa, bu durumda ben, embesil olduğu halde değilmiş gibi davranan adam görüntüsü veriyormuşum.

Yazdan ve tatilden nefret ediyorum.

***

Şimdi bu yazdıklarımı okuyanlar tatilde olduğumu sanacak.

Hayır değilim.

Gerçi şu anda İstanbul bin kilometre filan uzakta. Önümde deniz var, çevremde de göğüs fetişizmine sahip olmadığım için beni binbir pişman eden kadınlar bulunuyor.

Ama bunlar tali şeyler, çünkü ben çalışıyorum.

Yazı malzemesi toplayabilmek için elimden gelen gayreti gösteriyorum.

Birkaç saat sonra sağ tarafa bile dönmeyi planladım.

İlerde ‘‘Siz ne diyorsunuz be, ben 40 yıldır tatil yapmadım'' diyerek üste çıkacağım.

Anlayacağınız, iyi bir gazeteci olmak için gerekli davranış biçimlerini de benimsedim artık.

Yazarın Tüm Yazıları