Tarkan'ın kalçaları

Tarkan'ın kalçası takmaymış.

Yani daha dolgun ve seksi görünmesi için protez taktırmış kalçasına.

Yok, sandığınız gibi değil. Tarkan'ı dolayacak değilim kalemime. Bunu bize duyuran doktora taktım ben şimdi.

Var mıdır bunu böyle uluorta söyleme hakkı?

Hastanın izni olmadan doktor bilgi verebilir mi?

Kendi yapmamış gerçi ameliyatı. Ama ne fark eder? Daha da beter, tam dedikoducu durumunda.

Penis ameliyatları yapıyormuş genellikle. Bilmiyorum artık kim güvenip de gider bundan böyle.

Laf doktordan açılmışken...

Şimdi herkes bize her şeyini anlatıyor ya dert babası gibi görüp... Şikáyetlerin baş sırasında doktorlar var. Maalesef diyeceğim zira ben doktorları gözümde çok büyütüyorum. Herkesten ayrı bir yere koyuyorum onları. Haliyle yıkılıyorum en düşük insana bile yakışmayan davranışlarını görüp duyduğumda.

Benim tanıdığım, sevdiğim veya adını bilmediğim dürüst doktorlar!

Atın içinizden o beyaz gömleği hak etmeyenleri!

Mesela, yeşil kartlı hastadan bile ‘‘Bıçak parası’’ adı altında para isteyenler...

Mesela, neredeyse her kadın hastayı, her kadın refakatçiyi, her hemşireyi potansiyel cinsel partner olarak görenler...

Mesela cihazlı tanı merkezleriyle ortaklık kurup hastayı hiç gerekmediği halde oradan oraya koşturanlar...

Hakikaten varsa böyle birileri içinizde... Şikáyet edin, isyan edin, protesto edin... Ne bileyim işte yapın bir şeyler.

Ama zor, biliyorum. Siz gidersiniz onlar kalır. Böyledir bu işler memleketimde.

Yarın bu yazı yüzünden bana teessüflerini bildiren doktorlar olur eminim. Hiç bildirmeyin arkadaşlar. Ben sizden daha üzgünüm zira.

‘‘Doktor da insandır, iyisi kötüsü vardır’’ gibi bir yaklaşımı kabul etmiyorum, kusura bakmayın. Doktor insan üstü olmak zorunda. Onun zaafları olamaz, olmamalı. Hiçbir meslek ahlaksızlığı kaldıramaz ama doktorluk hiç mi hiç kaldıramaz.

Çok tatsız konu. Cumartesi rehavetine de pek uymadı, farkındayım. Ama sinir denen şey insanın tepesine çıkarken takvime göz atmıyor işte, ne yapacaksınız.

Dedikoduya buyurun!

Doktorlar bile dedikodu yaptıktan sonra bize araba yolu...

Buyurun o zaman:

n İnsan kendini beğenmese çatlarmış. Fakat bazıları biraz fazla oluyor.

Mesela Çin'de yapılan Dünya Güzellik Yarışması'nda ülkemizi temsil eden Tuğba Karaca... Kendini beğenmese yarışmaya girmezdi elbet ama Çin'de ölçüyü kaçırmış biraz. Dünya güzeli seçilen İrlandalı Rosanna için, ‘‘Favori bile değildi, şikeyle seçildi’’ demiş. ‘‘Favori olan bendim’’ diye de ilave etmiş.

İkisinin birlikte çekilmiş fotoğrafı vardı gazetede. Baktım, baktım... Şu kadarını söyleyeyim, İrlandalı Rosanna değil de Tuğba kraliçe seçilseydi, işin içine şike karıştığına inanabilirdim.

*

n Mehmet Ali Erbil'in son sevgilisini gördünüz mü?

Erbil tek başına güzellik yarışması jürisi gibi. Her seferinde ‘‘En güzel’’i seçiyor. Bu senenin en güzeli Tuğba Coşkun. Aynı zamanda zeki bakışlı. Sıkı birine benziyor. Hani ne derler... ‘‘Güzellik bir bütündür.’’ Tuğba bütünlemiş gibi duruyor.

Bu saatten sonra Erbil'le beraber olmak için ya aptal aşık olmak lazım ya da kendine fazla güvenen biri. Tuğba ikincisiymiş gibi geldi.

E, bana da bravo!

Bir kare fotoğraftan bu kadar netice çıkarılır ancak.

*

n Geçen gün Deniz Seki'yi sordu bir gazeteci arkadaşım telefonda... Hani gündemde olan bir konuyla ilgili birtakım kişilerden görüş alma modası var ya... İşte bu sefer Deniz Seki'nin Popstar yarışmasında giydiği dekolte kıyafetlerle ilgili fikrimi sordular. Görüşümü bildirirken arada bacaklarının güzel olduğundan da söz ettim.

O sırada kardeşim de yanımdaydı. Telefonu kapattıktan sonra kendisiyle Deniz Seki'nin bacakları hususunda ufak bir münakaşaya giriştik.

O, ‘‘Ayol neresi güzel bacaklarının, dizkapakları kemikli, alt baldırları erkek gibi adaleli’’ dedi, bense güzel olduğunda ısrar ettim.

Sonra geçtiğimiz salı gecesi Kanal D'nin 10. yıl kutlamasında gördüm Deniz Seki'yi. Hülya Avşar dahil herkes salona gayet normal girerken onun Hollywood yıldızı gibi paltoyu sırtından bir çıkarışı vardı... Ve bir artiz duruşu yaptı kameralara... Kim demiş ‘‘Deniz Seki popstar değil’’ diye?

Uzatmayayım, yine mini etek giymişti. Kendimi teyit etmek için iyice baktım bacaklarına. Fakat edemedim. Bunun yerine gecenin bir saatinde kardeşimi arayıp ‘‘Haklıymışsın’’ demek zorunda kaldım. Bilmiyorum artık neyi kastettiğimi anladı mı uykusunun arasında.

MIŞ-MUŞ

MHP lideri Bahçeli, ‘‘AKP toplama araba’’ demiş.

MHP de dahil olmak üzere ortada bir sürü ‘‘dağılmış araba’’ bulunca, ne yapsalardı...

Devlet Bakanı Ali Babacan'ı ODTÜ'de konuşturmamışlar.

Zihniyetleri de Orta Doğulu galiba.

İstanbul'daki halk otobüslerinin bir kısmı kamyon şasisi üzerine otobüs karoseri konularak imal edilmiş.

Direksiyonlarına da birer ‘‘Uyuyan Güzel’’ oturttuk mu tamamdır.
Yazarın Tüm Yazıları