Tarçına yer açın!

Gıdalara tarçın eklemek, tarçın çayı içmek, kaliteli, usulüne uygun üretilmiş tarçın hapları yutmak insülin direncinde, dolayısıyla hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği gibi sorunlardan korunmada işe yarayabilecek bir beslenme modeli ve besin desteği olarak görülüyor.

Haberin Devamı

Tarçın son yılların flaş baharatlarından biri. Neredeyse her gün tarçının faydalı olduğunu gösteren yeni bir araştırma yayınlanıyor. Özellikle “çağın vebası” kabul edilen “insülin direnci” ile mücadelede mükemmel bir doğal destek olduğu ise herkes tarafından kabul ediliyor.
Gıdalara tarçın eklemek, tarçın çayı içmek, kaliteli, usulüne uygun üretilmiş tarçın hapları yutmak insülin direncinde, dolayısıyla kilo sorununda, hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği gibi sorunlardan korunmada işe yarayabilecek bir beslenme modeli ve besin desteği olarak görülüyor.
Tarçından daha çok faydalanabilmek için taze olmasına, yiyeceklerinize ilave ediyorsanız taze çekilmiş “toz tarçın” olarak tüketilmesine dikkat edin. Çay olarak faydalanmayı düşündüğünüz zaman kaliteli tarçın kabuklarını kırıp çok küçük parçalara ayırın ve üzerine sıcak su ekleyin.
Tarçını bal, zeytinyağı ve zerdeçalla birlikte tüketebileceğiniz farklı karışımlar, farklı soslar oluşturmanızı da tavsiye ederim. Bu sosları salatalarınıza, yoğurda ekleyip yiyebilirsiniz. Özellikle “zerdeçal+tarçın” ikilisinin mükemmel bir “yangı giderici” yani “antienflamatuar” olduğunu unutmayınız.

BİR ÖNERİ

Haberin Devamı

Bozadan faydalanın

Boza bizim geliştirdiğimiz mükemmel bir kış içeceği. Tıpkı ayran gibi onu da “milli içecekler” arasına koyabiliriz. Sadece lezzetli değil, sağlığa da mükemmel faydaları var ama bunlardan bir tanesi çok ama çok önemli.
Boza müthiş bir probiyotik bakteri besleyicisi aynı zamanda. Yani bağırsaklarınızda yaşayan faydalı bakterileri –probiyotikleri- besliyor, onların bize daha çok hizmet etmelerine yardım ediyor. Yüzyıllardır bilinen “bağışıklığı güçlendirici etkisi” de muhtemelen bununla ilişkili olmalı.
Güçlü bir enerji yapısı var, bir litresi yaklaşık bin kalori kazandırıyor. Bu nedenle de bir bardakla yetinmekte fayda var. Özellikle üzerine bol miktarda taze çekilmiş toz tarçın eklediğinizde bozaya sadece lezzet eklemiyor, onun kan şekerini yükseltici etkisini de kontrol altına alıyorsunuz.
Kısacası “darı irmiği+şeker+su” ile yapılan bu mükemmel içecekten daha sık faydalanmamız lazım.

BİR SORU

Haberin Devamı

Gebelikte folik asit kullanılsın mı

Hamilelik öncesinde ve gebelik döneminde folik asit azlığı olan anne adaylarının çocuklarında omurilikle ilgili bazı doğumsal sorunların daha sık görüldüğünün anlaşılması anne adayları ve hamilelere folik asit desteği verilmesi düşüncesini gündeme getirdi.
Bugün çok sayıda anne adayı ve anne daha sağlıklı çocuklar doğurabilmek adına folik asit desteklerinden faydalanıyor. Amerika’da yapılan yeni bir çalışma ise bu dönemde yapılacak folik asit desteğinin doğacak bebeklerde otizm riskini de neredeyse yüzde 40 oranında azaltabileceğini de gösterdi.
Sırası gelmişken bir hatırlatma daha yapmak isterim: Hamilelik öncesinde ve hamilelikte yeteri kadar omega-3, özellikle çok özel bir omega-3 yağ asidi olan DHA -docosa hexaenoic acid- desteği almakta da fayda var. Çünkü DHA desteği hem doğacak çocuğun beyin ve göz gelişimini destekliyor, hem de anneleri doğum sonrası depresyon riskinden koruyabiliyor.

BİR NOT

Haberin Devamı

Antidepresanlar eklem ağrılarını da azaltıyor

Güvenilir tıp dergilerinden birinde yayınlanan yeni bir araştırma –International Journal of Clinical Practice- antidepresanların osteoartrit olarak bildiğimiz yaşlılıkla ilişkili, eklem yıpranması sonucu gelişen romatizmal sorunların yarattığı ağrıların azaltılmasında da işe yarayabileceğini gösteriyor.
Daha da önemlisi romatizmal ağrıları nedeniyle ağrı kesici kullanan pek çok kişi, tedavi düşük dozda antidepresanlarla desteklendiğinde daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyuyor.
Benim önerim romatizmal ağrılarla mücadele ederken ağrı kesici haplara destek olarak doğrudan reçeteli bir antidepresan kullanmak yerine doğal bir antidepresan olan SAME –S Adenosyl Methil- den faydalanmanızdır. Yukarıda bahsettiğim araştırmayı okuyunca SAME’nin neredeyse otuz yıldır bilinen “eklem ağrılarını azaltıcı” ve osteoartrit, fibromiyalji ve benzeri “ağrılı romatizmal sorunlarda tedaviye yardımcı” olduğu yönündeki bilgilerin bir kez daha araştırılması gerektiğini de düşündüm.
SAME’nin çok farklı seçeneklerde kullanılabilen doğal bir destek olduğu düşüncesine ben de katılıyorum.
İtalya ve Amerika’da yapılan çalışmalar bu doğal ve son derece masum molekülün sadece kaygı azaltıcı, hüzün baskılayıcı, depresif işaretleri hafifletici etkilere değil, aynı zamanda eklem ağrılarını giderici ve karaciğeri destekleyici faydalarının da olabileceğini göstermiş.

Yazarın Tüm Yazıları