Takıntılı mı, değil mi?

Açık konuşmam gerekiyor değil mi? Sizden bir şey saklamamam, pembe tablolar çizmemem lazım. Mütemadiyen doğurmayı planlayanlardansanız da başınıza gelecekleri şimdiden bilmeniz lazım.

Yok yok, panik olmayın; çok ağır bir şey değil bahsedeceğim. Şimdi yaz geldi ve tatiller başladı değil mi? Ailece tatile gitmeyi planlıyorsunuzdur mutlaka. Ne var ki, eğer mükemmeliyetçi bir kocanız ve o tohumdan çıkma, üstelik de takıntılı bir çocuğunuz varsa işiniz çok zor.

Biz ailece kendi yazlığına giden tipleriz. Onu da mümkünse yaz dışında yapmayı tercih ederiz. Ben oğlumla yeni keşifler yapmayı seviyorum. Çok nadir olarak da baba katılır aramıza.

Geçen hafta sonu, üçümüz beraber bir kaçamak yaptık. Club Resort Select Maris’e kaçtık. Marmaris’den çıkıp Datça’ya giden Hisarönü bölgesinde bir otel burası. Konum olarak dünyanın özel bir bölgesinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Kocaman bir koyun ortasında. Karşınızda irili ufaklı kara parçalarıyla sanki doğal, dev bir havuzun içindesiniz. Deniz mükemmel ötesi. Bir de bu yerin konumundan dolayı ayrıca bir avantajı var. 5 ayrı plajı var. Biz tahta iskele kısmını tercih ettik. İsterseniz kumsalı da var. Ya da sık sık kalkan minik sürat teknesiyle sizi daha kendi halinde ve sessiz olan küçük plaja atabiliyorlar. Burada su sporları konusunda aklınıza gelebilecek her şey var. Sörf, kayak, yelken, dalış... Ne var ki biz tırsık ailesi, çok yorgun olduğumuz için gölgede dinlenmeyi tercih ettik. Nitekim büyük bir başarımız oldu: Havuzdan uzak durduk ve tamamen denizle iç içeydik. İnanın gördüğüm en boş havuz da buradaydı. İnsanların hepsi denizdeydi. Sonunda oğlumun "Hadi denize girelim" dediğini duydum. Ne mutlu bana! Gerçi otel müdürü Alp Bey’in su üstünde yürür gibi su kayağı yapan 7 yaşındaki oğlunu görünce moralim bozulmadı değil. Üstüne bir de sohbetimiz sırasında, Turizm Direktörü Dieter Schenk, kızlarının yaptığı sporları sayınca, bir de Ayşe Arman’ın Esin Acıman’la yaptığı ve her çocuğun bir proje olduğuna inandığını söylediği söyleşiyi okuyunca ben bittim! "Denize dalayım ve çıkmayayım bari" dedim içimden.

Bu arada bir çocuğun aileden kimlere nasıl benzediğini öğrenmenin zamanı olmuyormuş. Benim bir zamanlar cılız olan oğlum, babamın bir kopyası haline gelmeye başladı. Sabah kahvaltısı bittiği an öğle yemeğini sordu bize! Hem de üç gün boyunca... Saat 12 olduğu anda otomatikman acıkıp yemek sormaya başladı. Tam babam! Bir anda kendimi üç erkekle uğraşır gibi buldum. Kocam, oğlum ve babam!

Bu kadar da değil. Akşam yemeğindeyiz, kumsalda... Sakin ortalık. Gayet iyiyiz. Milletin çoğu ayakkabılarını çıkarıp kumda çıplak ayak yürürken, bizimki sandaletiyle ayağının arasına 3 tane kum kaçıyor diye kıyamet kopartıyor. Suda onları giymeye çalışıyor. Oradan iki adım atıp kumlanmadan yanımıza gelemiyor. Yine fenalık geçiriyor. Babası ona "gel" diyor çünkü çözecek sorununu. Kabul etmiyor çünkü kafasında kendi yolu var. Onun dışında kimse başka bir yol bulamaz!

Buranın bir durumu daha var. Ben söylerim, gerisi size kalmış. Bütün güzel koylar gibi burada da, havaalanından arabayla ulaşım biraz zaman alıyor. Araba ayarlanabileceği gibi deniz uçağı da var ve havaalanından bu vasıta ile transferinizi gerçekleştirebiliyorsunuz. 8 kişilik bu uçağın fiyatı içindeki kişi sayısına göre değişiyor. Belli bir yaşa kadar çocuklardan para alınmıyor. Koltuk sayısına bağlı olarak tabii.

Aklıma bir şey geldi bunu yazarken. Tam on sene önce balayımızı, o zamanlar yeni çıkan Küçük Oteller Kitapçığı kılavuzluğunda oradan oraya giderek yapmıştık. Kitap yeni olduğu için kimse bilmiyor ve biz gittiğimiz her yerde oda buluyorduk tabii. Kalkan’da sanırım bir otele giriş yapmıştık sabah erken. Havuza girip serinledikten sonra karpuz istemiştik. Otelin Alman sahibinin direktifi nedeniyle personel bize bunun mümkün olmadığını, ancak saat 12.00’de karpuz yiyebileceğimizi söylemişti. Biz de havuzdan ve otelden derhal ayrılmıştık.

Burası da Almanlar’ın daha çok geldiği, Turizm Direktörü’nün de Alman olduğu bir yer. Neyse ki böyle bir disiplini konuklarına karşı uygulamıyorlar. Huzurlu. rahat bir yer.

Her neyse, ben masamın başındayım uzunca bir süre. Sizden gelen önerileri de beklerim...

Keyifli oyun ve kesintisiz uyku için

Bebeklerin sağlıklı gelişimi için ilk yaşlarda düzenli uyku alışkanlığı edinmesi ve keyifle oyun oynaması büyük önem taşıyor. Bebeklerin gün içinde öğrendikleri, uyku esnasında şekilleniyor. Ayrıca uykuda gelişmemiş kaslarını çalıştırıyor, enerji depolarını yeniliyorlar, beyin hücreleri arasında bağ kuruyorlar. Geceleri uyanmak ve rahatsız olmak gibi bir dizi etken, uykunun verimliliğini önemli derecede düşürüyor. Türk Pediatri Kurumu’nun katkılarıyla düzenlenen 3. Avrupa Pediatri Kongresi’nde, Dr. Patricia J. Bauer, kaliteli bebek bezinin bebek gelişimindeki rolü üzerine çalışmalarını pediatristlerle paylaştı. Oyun ve düzenli gece uykusu alışkanlığının, bebeğin gelişimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen Dr. Bauer, uyku düzeni hakkında Çin’de yaptıkları araştırmayı Türkiye’den ve yurtdışından birçok pediatriste sundu.

Prima’nın desteğiyle Çin’de bebekler üzerinde araştırma yapan Dr. Patricia Bauer başkanlığındaki araştırma ekibi, iyi uyuyan bebeklerin, gün içinde daha aktif olduğunu gözlemledi. Dr. Bauer, "Kaliteli bebek bezi kullanılan bebeklerde daha az uyku bölünmesi görüldü. 6 hafta boyunca süren araştırmada bebekler, uykularını aldığında daha az huysuzluk yaptı. Çevreye karşı çok daha duyarlı davranış sergilediler ve dikkatleri kolay dağılmıyordu. Konsantrasyonları daha güçlü olduğundan oyun zamanları da daha verimli geçiyordu" diyor.

Araştırmada kaliteli bebek bezi kullanan bebekler daha uzun süre kesintisiz uyudu. Uykularını bölebilecek dış faktörler (ses vb) esnasında daha seyrek uyandı. Rahatsızlık veren bu dış faktörler arasında daha uzun süre uyuyabildi. Daha az huysuzlandıkları görüldü. Bebekler, çevrelerine daha fazla ilgi gösterdi ve bu ilgilerini daha rahat kontrol edebildi.

Kaliteli uyku sayesinde anne-bebek ilişkilerinde de istatistiksel açıdan belirgin bir iyileşme görüldü. Kesintisiz ve rahat uyuyan bebekler annelerine daha fazla tepki verdi, nesnelere daha uzun süre ilgi gösterdi, huzursuzluk veya duygusal rahatsızlık sıklığında azalma görüldü.

OYUN OYNAMAK BEBEKLER İÇİN FİZİK PROBLEMİ ÇÖZMEK GİBİ

İyi uyuyan çocuklar, gün içinde algıları daha açık olduğundan, oyunlara daha çok ilgi gösteriyor. Oyun da, bir bebeğin gelişimi için son derece önemli. Oyun, çocuğun gelişiminde okuma-yazma öğrenme veya matematiği kullanma kadar önemli bir yer tutuyor. Bebeklerin sosyal, duygusal, dilbilimsel ve entelektüel yeteneklerinin gelişmesinde temel bir role sahip. Aynı zamanda hareket becerilerinin gelişimine katkıda bulunuyor. Bebeklerin tırmanmak, koşmak ve ağır nesneleri kaldırmak için kaslarını güçlendirmesine destek oluyor. Yaratıcılığı, hayal gücünü arttırıyor ve tüm tipteki problemleri çözmeyi teşvik ediyor. İki yaşına kadar yeni görüntülere, kokulara, seslere ve deneyimlere tamamen açık olan bebeklerin bu deneyimleri beyinlerine işlemesi için rahat ve kesintisiz uyumaları gerekiyor.

Bebekler, karyolanın üzerinde hareket eden nesnelere vurmaya ve kendi ayak parmaklarını tutmaya çalışmaya yaklaşık 3 aylıkken başlıyor. Bu boşa yapılıyor gibi görünen aktiviteler, el-göz koordinasyonunu sağlıyor ve bebeğin beyninde "görsel korteks" ve "motor korteks" denen alanlar arasında yeni bağlantılar kurulmasına yardımcı oluyor. Bebekler oyun aracılığıyla minik birer fizikçi haline geliyor, nesnelerin ağırlık, büyüklük ve şekil açısından farklılaşmasını ve bir yüzeye çarptığında ses çıkardığını keşfediyor. Oyun oynarken kazandıkları zaferler de, sakinlik ve başarı hissi veren endorfini beyninde serbest bırakıyor.

Fonksiyonel oyun ve hayali oyun olmak üzere, bebekler iki tip oyun oynar. Fonksiyonel oyun, nesneleri icat edilmiş oldukları amaç için kullanmayı içerir. 18 aylıkken başlayan hayali oyunlar ise son derece ilginçtir. Bebekler, nesneleri normal olarak uygulanmayan amaçlar için kullanmaya başlar. Örneğin bir muzu alıp, telefonla konuşuyormuş gibi yapabilir. Bebekler, gerçekte yaratıcı bir oyun yazarı gibidir, hikaye örgüsünü belirler, oluşturur, farklı roller üstlenir. Bu da bebeğin zekasını ve hayal gücünü pek çok yönden geliştirmektedir.

Duygusal gelişim açısından da oyun çok önemli. Ebeveynler, bebeklerinin korkuları ve endişelerini direkt sormaktansa, oyununun detaylarını incelemeli. Bebekler konuşmaya başlamadan önce sosyal ve fiziksel çevrelerini araştırmak için oyun ve hareketi bir iletişim aracı olarak kullanır. Emeklemeye başladıktan sonra bilişsel ve sosyal açıdan büyük gelişme kaydederler. Tüm bu nedenlerle, oyun oynarken bebeğin dikkati dağılmamalı. İlk yaşlarda konsantrasyonu etkileyen en önemli faktörlerden biri, altının ıslanması ve pişiklerin verdiği rahatsızlıktır. Bunun için sıvıyı hızla emen, pişik oluşumunu önleyen, ekstra koruma ve hareket serbestliği sağlayan bezlerin kullanımı önemli.

Oyun ve keşiflerle geçen bir günde bebekler, 187 metreye kadar emekleyebilir veya 2600’ü aşkın adım atabilir. Bu hareketler esnasında bebeklerin göbek çevresi 8 cm’ye kadar genişleyip daralabilir. Bu nedenle esnek bantları olan ve kaliteli bebek bezi kullanımı önemli.

İyi bir uyku için

Uyku saatlerinde bebeğinize rahat ve sessiz bir ortam yaratın.

Düzene alışması için uyku saati hazırlıklarına her gün aynı saatte başlayın.

Banyo yaptırın.

Banyo suyunun ılık olmasına dikkat edin. Sıcaklığı önce dirseğinizle kontrol edin. Ilık suya girmek dinlendiricidir, bebeği uykuya hazırlar.

Bebeğinizi yumuşak hareketlerle yıkayın.

Her gün yıkamanız gerekmiyorsa, ellerini, yüzünü ve altını temizleyerek rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

Kuruladıktan sonra kaliteli bir bebek bezi bağlayın ve pijamalarını giydirin. Bu ferahlık duygusunu pekiştirecektir.

Akşam mamasını verin. Acıkarak uyanmasını engelleyin.

Sırt üstü yatırarak ışıkları kapatın. Böylece dikkati dağılmayan bebek, uyku saatinin geldiğini anlayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları