Tahrik losyonu

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

18 yaşındayken ben şimdi olduğumdan çok daha aptaldım.

Üstelik o zaman henüz daha aptal olduğumun da farkında değildim.

Sivilcelerimi, katiyen estetik olmayan gözlüğümü, olmadığı halde bırakmaya çalıştığım bıyığımı ve aptal olduğumu bilmeden yaptığım davranışları üst üste koyup topladığınızda ortaya çıkan sonuç, inanılmaz derecede çirkin ve sinir bozucu bir yaratıktı.

Bütün bunlara rağmen etraftaki bütün kadınların beni çekici bulduklarını düşünüyordum.

Bana göre bütün bu kadınlar aslında benimle yatmak için can atıyorlardı ama büyük bir ihtimalle utandıklarından olsa gerek bunu bana söylemekten kaçınıyorlardı.

İlk tespitim bu yöndeydi.

Bu doğal olmayan durumu değiştirmek için yapılacak tek rasyonel şey, benimle yatma talebini onların bana söylemelerini beklemeden benim onlara konuyu açmamdı

***

Bunu daha önce de yazdım ama tekrarlamak zorundayım.

Aptal olmakta ısrarlı olmasaydım daha ilk girişimimde bu imkânsız işi bırakır ve kaderime razı olurdum.

İlk girişim şöyle oldu.

Aslında benimle yatmak isteyip de bunu söyleyemediğini düşündüğüm bir kadın karşımda oturuyordu.

Ona merhaba demeden önce şu anda içtiğim takdirde birkaç gün alkol komasında kalacağım kadar içki içtim. O dönemde bira ile şarabı bir büyük sürahi içinde karıştırıp aperatif niyetine içerdim, yemin ediyorum.

Sonra kadının önüne dikildim.

Şimdi düşünüyorum da kadın ‘‘Bu da ne böyle?’’ diye düşünmüş ve böyük ihtimalle de Uzay Yolu dizisindeki makyajını temizlemeden oraya gelen bir oyuncuyla tesadüfen karşı karşıya kaldığını zannetmiştir.

Konuşmamız aynen şöyle oldu:

Ben: Hi (merhaba)

Kadın: Why? (neden)

Ben : Why not? (Neden olmasın? İçkili olduğumdan cesaretim sonsuzdu anlayacağınız.)

Kadın: Byeee (haydi güle güle.)

Okuduğunuzda bu son derece şiirsel bir görünüm sunuyor.

Bu arada kadının son ‘bye’ı büyük bir keyifle, gülümseyerek söylediğini de eklemek zorundayım.

***

Sonra buna benzer olaylar belki 70 kez filan tekrarlandı.

Bunların hiçbiri ilk olaydaki kadar güzel diyalog içermiyordu.

Hatta bazılarında benim yanından gitmemi isteyenlerin ölüm tehditleri bile vardı.

Bir kadın bana çikletini bile tükürmüştü. O anda bazı kimyasal maddelerle dolu olan kafam bunu bir aşk ifadesi olarak algılamış, sonra aynı kadın bana bunun öyle olmadığını daha da net bir şekilde ifade etmişti.

Burada daha fazla detaya girmek istemiyorum.

***

Anlaşılan böyle şeyler sadece benim başıma gelmiyordu.

Bunu bir dergide ‘Tahrik edici koku’ reklamını görünce anlamıştım.

İyi ki ekonomi okuyordum da kapitalist sistemde üreticilerin sadece tek bir tüketicinin olduğu piyasa için üretim yapmalarının hemen hemen imkânsız olduğunu kavramıştım.

Bunu bile kavramış olmam bence başarıydı çünkü ne okuduğumu hatırlayacak halde katiyen değildim.

Onun için dergideki reklamı görünce çok rahatladım. ‘‘Oh be’’ dedim kendi kendime ‘‘Benim gibi gerçek değeri kadınlar tarafından anlaşılamayan daha başka erkekler de varmış.’’

Çünkü bu reklamdaki iddiaya göre bir yeni parfüm vardı.

Erkekler bu parfümü sürdüklerinde kadınların kendilerini tutmalarına imkân ve ihtimal yoktu.

Hemen oracıkta yere yatıp adamla sevişmek zorundaydılar.

O gece uyku tutmadı beni. Hayalimde yüzlerce kadın benim üstümdeydi.

Hepsi çılgın gibi bana dokunmak istiyordu.

***

Hemen sabahın köründe o kokudan almaya gittim.

Çıldırmaya yakın olmasaydım o adresi bulduğumda da aklımın başına gelmesi gerekirdi, ama ne yazık ki o aşamada böyle bir şeyin tabii ki imkân ve ihtimali yoktu.

Bu parfüm, şişirme kadınların ve penis büyüttüğü iddia edilen pompaların bulunduğu reyonda satılıyordu.

Açıkça itirat etmek gerekirse o gün parfüm dışında reyonda bulunan iki maldan bir tanesini daha satın alma yolunda düşüncelerim olmuştu.

Ancak müthiş bir kazaya kurban gideceğim korkusuyla bu işten vazgeçmiştim. Neyse, parfümü aldım.

Sokağa çıkar çıkmaz sürdüm. Hem de oldukça fazla sürdüm.

Bundan sonra olanları şimdi düşündüğümde nasıl olup da New York polisinin beni sapık diye tutuklayıp müebbet hapis istemiyle mahkemeye sevk etmediğine hayret ediyorum.

Düşünsenize şaşı gözlü, estetik olmayan gözlüklü, sivilceli ve olmayan bıyıklarıyla bir oğlan, gördüğü bütün kadınların yanına yaklaşarak kendisinin koklanması için umutsuz ve nihai analizde trajik görünümlü bir uğraş içine giriyor.

Kendini her türlü yolu deneyerek kadınlara koklattırmaya çalışıyor.

Çok ama çok acıklı. Kusura bakmayın artık devam edemeyeceğim anlatmaya.

***

Bütün bunları geçen gün bizim gazetelerde ‘Tahrik losyonu’ ile ilgili haberi okuyunca hatırladım.

Sekse karşı en ilgisiz kadını bile baştan çıkaracak bu parfüm ‘‘Athena Pheromone 10X’’ adıyla pazarlanacakmış.

İlk önce hatıralar geldi aklıma, güldüm.

Ama sonra ya doğruysa haber diye de panikledim. Düşünsenize tuhaf tuhaf kokan adamlar bir de Viagra hapını ele geçirirlerse olabilecekleri.

Bunun düşüncesi bile korkunçtu.

Alıştığımız anlamda medeniyetin sonu olabilirdi böyle bir gelişme.













Yazarın Tüm Yazıları