Şurdan burdan

- Türkçede tam karşılığı olmayan çok sevdiğim İngilizce bir kelime var; ‘‘Wisdom’’... Üç aşağı beş yukarı, bilgi ve deneyime dayalı sezgi anlamına geliyor. Hani bazen olur ya, bir yere gideceksinizdir, içinizi bir şeyler kemirir. Ya da biriyle tanışırsınız, ortada görünür hiçbir neden yokken daha ilk görüşte kanınız kaynar. İçimizi daraltan ya da tam tersine içimizi ferahlatan bu hisler aslında nedensiz değildir. O güne kadar yaşamış olduğumuz deneyimlerden elde ettiğimiz, bilinçaltımızın bir köşesine yerleşmiş bilgi kırıntılarının sinsice işlenmeye başlamasıdır bize bu duyguları yaşatan. Ve çoğunlukla da boşa çıkmazlar.Deneyimli köşe yazarları da, hangi yazılarının ses getireceğini hangilerinin getirmeyeceğini büyük bir ustalıkla sezebilirler. Aldous Huxley’nin, ‘‘Deneyim başımıza gelen şey değil, başımıza gelen şeyden ne anladığımızdır’’ sözü ne kadar doğru olursa olsun, kırk yıllarını bu mesleğe adayanlarla aşık atacak halimiz yok. Bu yüzden de, okurun tepkisini sezmekte yaya kalıyoruz çoğunlukla. ‘‘Hah işte, turnayı gözünden vurdum bu sefer’’ dediğimiz bir yazının ardından hiç okur mektubu almayıp da, ‘‘Of, çok az kimsenin ilgisini çekecek’’ dediğimiz bir yazının ardından yüzlerce mektup alabiliyoruz çoğunlukla.Geçen haftaki ‘‘Bira oyunu’’ başlıklı yazım da, az sayıda okurun ilgisini çekeceğini ama ilgilenen okurların çok işine yarayacağını düşündüğüm türden bir yazıydı. Bu yüzden de bir hafta içersinde yüzü aşkın okurdan mektup alınca tam anlamıyla afalladım. Yazı, ‘‘Arz Zinciri Yönetimi’’ gibi çoğu okuyucu için oldukça sıkıcı olacağını düşündüğüm bir konudaydı. Ama işte, yüzün üzerinde okuru mektup yazmaya yöneltecek kadar ilgi çekmişti. Gerçi mektupların yarısından biraz fazlası yazıdaki bir dizgi hatasından kaynaklanıyor ve yazıda geçen İnternet adresinden ‘‘Bira Oyunu’’ adlı yazılıma ulaşılamadığından yakınıyordu. Dertlerini e-posta yoluyla iletenler, dermanlarını da e-posta yoluyla kolayca buldular. Doğru adresi hepsine ilettim. Hala merak eden kalmışsa, adresi tekrarlayayım, http://www.iems.nwu.edu/ ~levi/prolog/beergame/- Üç hafta önce yazmış olduğum yazıda Türkiye’deki İnternet kullanıcılarının sayısı hakkında, ortalıkta birçok tahmin dolaştığından yakınmış ve okurlardan aldığım e-posta mesajlarının sayısından yola çıkan bir mantık yürütmeyle doğru tahminin 200.000 civarında olduğu sonucuna ulaşmıştım. Türkiye’nin İnternet öncülerinden Kürşat Çağıltay’dan (kursat@indiana.edu) açıklayıcı bir mesaj geldi. Çağıltay 200.000 tahminin isabetli olduğunu söylüyor ve ekliyordu, ‘‘Geçen ay yapılan ‘host’ sayımında Türkiye’de İnternet’e bağlı ‘host’ sayısı 22.000 çıkmıştı. Kullanıcı sayısını bulmak için kullanılan yöntem ‘host’ sayısını onla çarpmaktır. Dolayısıyla yaklaşık 220.000 kullanıcımız var demektir’’...- İki hafta önce ‘‘İnteraktif’’ köşesinde yayınladığımız Mehmet Zafer Kasapoğlu’nun (mehmetz.kasapoglu@ihlas. net.tr) zeka oyunu çok büyük ilgi gördü (http://www.hurriyet.com.tr/ hur/turk/97/08/16/ekler/ 09ekl.htm). Ancak gelen cevaplar arasında çok az sayıda doğru cevap vardı. Sorunun doğru cevabı, ‘‘Pazartesi, 21:00’’ olacaktı. Problemin püf noktası gün değiştirme çizgisi olan 180 derece boylamının Pasifik Okyanusu üzerinde olmasıydı.yurtsan@ibm.net
Yazarın Tüm Yazıları