Stadyumlarda “Person of Interest” devrine doğru

Güncelleme Tarihi:

Stadyumlarda “Person of Interest” devrine doğru
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2013 13:01

KAMERALAR her yerde! İzliyorlar, dinliyorlar, kaydediyorlar... Sizin hakkınızda her şeyi biliyorlar! Peki siz onlar hakkında ne biliyorsunuz?

Haberin Devamı

Gizemli bir işadamı olan Mr. Finch, ileride işlenecek suçları önceden önlemeyi hedefleyen bir bilgisayar programı geliştirir. İlginç bir karaktere sahip bu milyoner işadamı elindeki programı hayata geçirebilmek için resmi kayıtlarda ölü olarak geçen Reese adlı eski bir CIA ajanıyla anlaşır. Kendi kaynakları ve teknolojisiyle, Reese’in yetenekleri ve sezgilerini birleştiren Mr. Finch’in amacı; gelecekte işlenecek olan suçları henüz suçlular eyleme geçmeden önlemektir. Ülkemizde de büyük bir ilgi ile izlenen Amerikan yapımı “Person of Interest” filminin kurgusunda aslında, olaylı BJK-GS derbisinden sonra gündeme gelen “yüz tanımlama” sisteminin gelişmiş versiyonu ve bunun çerçevesinde gelişen olaylar anlatılır.

Peki, stadyumlarda önümüzdeki günlerde faaliyete geçmesi muhtemel “yüz tanımlama” sistemi, MOBESE’ler gibi toplumun tüm katmanına yayılabilir mi ? Yayılırsa ne olur ? Hukuki mevzuat nedir ? Stadyumlarda bu sistemin uygulanmasnın hukuki alt yapısı var mı ? Bu soruların yanıtlarını hukukçulara sorduk. İşte yanıtları:

KAMERALARIN GİZLİ OLMAMASI GEREKİR

Prof.Dr.Ersan Şen: Bu tip, “yüz tanımlama” sistemi şeklindeki kameraları önleme ve tespit amaçlı kamu alanlarında Mobese gibi düşünebilir. Burada kullanılma amacı, insanları takip ve kayıt altına alma değil, statta bulunanların hukuka aykırı davranışlarının takibi ve en önemlisi de güvenliğin, huzurun ve disiplinin sağlanması suretiyle müsabakanın tamamlanmasıdır. Bu kamera sisteminin gizli olmaması ve önceden stada gelenlere de bildirilmesi gerekir. Bunlar güvenlik kameralarıdır. Bundan öte, syüz tanımlama sistemi ise tümü ile bir yere giriş çıkışla ilgili bir vasıtadır. Yurtdışına giriş-çıkış, tutukevi ve cezaevi ziyaretleri gibi güvenlik amaçlıdır. Yüz tanımlama sistemi, hem bilet ve stada giriş güvenliğinin ve hem de kimin stada girdiğinin tespiti amacıyla yapılacaktır. Mutlak doğru mu, hayır değil. Bir zorunluluk olup keyfi nedenle yapılmıyorsa, sadece o amaçla sınırlı olarak kullanılabilir. Bunu bir fişleme olarak değil, kamu güvenliği kapsamında değerlendirmek isabetli olacaktır. Bir özel yere giriş olarak düşünülürse de, oraya girmenin önşartı olarak kabul edilmelidir. Amacından farklı şekilde kullanılır ve fişleme şeklinde uygulanırsa, bu da hukuka aykırı olacak ve suç teşkil edecektir. Bu sistem, önümüzdeki dönem stadyumlarda başlayıp, cadde ve sokaklarda kullanılmaya başlarsa o zaman, hem hukuki hem de İnsan Hakları konusunda tartışmalı bir hale gelecektir”

İNSAN HAKLARI İHLALİ

Spor Hukuku Uzmanı Gurur Gaye: Kameralarla, örtülü uygulama olarak yüz tanıma sistemi ile elde edilen veriler, bireyin fiziksel olarak belirlenmesini sağlayan bir bilgi olması sebebiyle kişisel bilgiler arasında yer almaktadır. Kişisel bilgilerin korunması hususu ise gerek evrensel gerek Avrupa insan hakları sözleşmelerinde özel yaşamın gizliliği ve korunması çerçevesinde değerlendirilmekte olup insan hakları ihlali sayılmaktadır. Stadyumlarda uygulanması gündemde olan yüz tanıma sisteminin kişisel haklar noktasındaki hukuki durumunu ortaya koymak için, öncelikli olarak ilgili mevzuatların ve mevcut yasal durumun ortaya konulması gereklidir. Normal koşullarda; kişisel veri kapsamındaki yüz verilerinin kişilerin rızası olmaksızın tespit edilip saklanması anlamına gelen yüz tanıma sisteminin hukuka uygun olduğu söylenemeyecektir. Ancak bunun sınırı; “üstün kamu yararı”nın mevcudiyetidir. Bu noktada; stadlarda çıkması muhtemel olayların engellenmesinde üstün kamu yararı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Üstün kamu yararının bulunmaması halinde ise uluslararası sözleşmeler ve ilgili yasal düzenlemeler gereğince kişisel verilerin gizliliğine ilişkin bu sözleşmelere ve yasal düzenlemelere aykırı bir düzenleme yapılmış olacaktır ve bu da hukuka aykırı olacaktır. Stadyumlarda yüz tanıma sisteminin kullanılmasının kişisel hakların ihlali yahut fişleme anlamına gelip gelmediği noktasında; stadyumlarda şiddet olaylarının engellenmesinde kamu yararı olup olmadığı hususunda yapılacak yorum büyük önem kazanmaktadır. Stadyumlarda asayiş ve emniyet sağlanmak suretiyle şiddet olaylarının önüne geçilmesinin , kişisel verilerin gizliliği prensibinin sınırını oluşturan kamu yararı kavramına dahil olup olmayacağı ancak bu konuda bir yasal düzenleme getirilmesi halinde söylenebilecektir.

BİG BROTHER KABUSU

Avukat Faik Işık: Yüz tanımlama sistemi, herkesi izleyen ve herkesi fişleyip kayda alan tam bir Big Brother kabusu olur. En iyisi “her yurttaşa bilgisayarlardaki gibi bir microcip takalım ve ne yapıyorsa her şeyinden ama her şeyinden haberdar olalım” diyenler de olabilir. Bu da Cengiz Aytmatov’un romanındaki öneri idi. hatta bu microchip’ler ile beyne “sevinmesi veya üzülmesi gereken anlarda” uygun uyarı sinyalleri gönderelim fikrine benziyor.

İKİ BAKAN AÇIKLAMIŞTI

İçişleri Bakanı Muammer Güler, olaylı derbinin ardından yaptığı açıklamada, “Statlardaki kamera sayısı artırılacak ve yüz tanıma sistemi kurulacak. Maçlardan yasaklanan kişiler, kesinlikle statlara giremeyecek” demişti. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise yaptığı açıklamada, elektronik bilet uygulaması ve stadın dışı ve içini 360 derece görecek kameralı güvenlik sistemi uygulamasına yönelik çalışmaların hızlandırılması gereğine değindi. Türkiye’deki tüm stadyumlara uygulandığında minimum maliyeti 60 milyon lirayı bulması beklenen “yüz tanımlama sistemi” önemli bir ek bütçe gerekliliğini de beraberinde getirecek gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!