SSK emeklisine dayak, milletvekili emeklisine kıyak

BİRİ milletin "aslı", diğeri ise "vekili".

Milletin aslı, SSK’dan emekli olup, çalışmaya devam ederse; ya emekli aylığını kestirecek ya da her ay "Sosyal güvenlik destek primi" ödeyecek.

Milletin vekili, SSK’dan ya da başka bir kurumdan emekli olup, milletvekilliği yaparsa;

Hem milletvekili maaşını alacak hem de emekli aylığını...

Milletin aslı, "emekli olup çalışırken, emekli maaşı kesilmez" diye, bir yasa hükmü yok.

Milletin vekili için, Anayasa’da özel bir madde var. Milletvekili maaşı alanların, emekli aylığı kesilemiyor...

Milletin aslı, emekli aylığını kestirmediğinde, "destek primi" ödeyecek. 1 Ocak 2008’den itibaren yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı yasaya göre, her ay itibariyle asgari ücretin en az üçte biri, en çok da asgari ücretin 6.5 katının, üçte biri kadar prim ödeyecekler.

Milletin vekilinin ise, emekli aylığını kestirmesi gerekmediği gibi, "Destek primi" de ödemeyecek (5510 sayılı Kanun, Geçici Md. 10).

Daha ötesi, milletvekilliği görevinde iki yılı tamamlayanlar, emeklilikle ilgili koşulları taşıyorlarsa, ikinci yıl dolduğunda, milletvekili emeklisi olup, hem 8 bin 500 YTL civarında milletvekili maaşı hem de 3 bin YTL civarında, emekli aylığı alabilecekler.

SSK’DAN İKİNCİ EMEKLİLİK

Yaklaşık 10 gündür, SSK emekli aylığının artırılması tartışılıyor.

Özellikle 2000 yılından itibaren, SSK’dan emekli olanlar, emekli aylıklarını kestirip, herhangi bir işyerinde, kısa süre çalışıp tekrar emekliliği talep ettiklerinde, emekli aylıkları, yüzde 43’e kadar artabiliyor.

Geçtiğimiz hafta, önce Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri daha sonra da ilgili Bakan, "aba altından sopa" göstererek, bu yola başvuranlara gözdağı verdiler. Hemen ardından da, ikinci kez emekli olup aylık yükseltme olayını iptal eden bir yasa çıkartılacağını açıkladılar.

Burada iki önemli nokta var.

1- Emekli aylığını kestirip, herhangi bir işte sigortalı olarak, "gerçekten çalışan" ve bir süre sonra örneğin bir ay sonra tekrar emekli olan işçi ve çalıştıran işveren aleyhine hiçbir işlem yapılamaz. Yapılmaya çalışılırsa da hukuka aykırı olur. Olay, yargıdan döner.

2- Emekli aylığını kestirmek için yapılacak başvuruların kabul edilmeyeceği açıklanıyor. Oysa 3071 sayılı Kanun’a göre vatandaşın dilekçe hakkını kimse elinden alamaz. Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 63. maddesinde de emekli aylığının kestirilip, çalışılabileceği, açıkça yazılı.

3- İkinci kez emekli olmayı önleyen bir yasa çıkartılıp, emeklilerin ikinci emeklilik yolu ile elde edecekleri , refah payı artışının, iptal edileceğinin açıklanması da hukuka aykırı.

Bir bürokrat ya da bakan "Şu şekilde yasa çıkaracağız" diyemez. "Kuvvetlerin ayrılığı ilkesi" gereği, yasanın çıkması, TBMM’nin iradesine bağlı bir olay. Meclisin çoğunluğu, "emeklilerin yasal hakkını kaldırmak yerine, refah payından yararlanamayan diğer emeklilere de bu olanağı sağlayalım. Emekli Sandığı’nda olduğu gibi, aylık bakımından farkı kaldıralım" da diyebilir.

Kendisi hem emekli aylığı hem de milletvekili ücreti alan milletin vekillerinin, milletin aslını da bu olanaktan yararlandırması veya Anayasa değişikliğinde, kendi ayrıcalıklarını da iptal etmeleri gerekiyor...

Ali Tezel’i tez elden uçurdular

SSK emeklilerinin, ikinci emeklilik yoluyla, emekli aylıklarını artırmaları ile ilgili "Süper formülü" açıklayan, Sosyal Güvenlik Kurumu, İstanbul Grup Başkanı Ali Tezel, "gerçekleri açıkladığı" ve çoğu perişan durumda olan, milyonlarca emekliye, aylıklarını artırabilme formülünü yazdığı için, başkanlık görevinden apar topar alındı.

Suçu mu?

Gerçekleri açıklamak ve yazmak!..

Hiç de şık olmayan bu görevden alma, Kurum tarihinde "kötü bir milat" olarak anılacak.

Bize gelince, SSK emeklilerinin yasal haklarını, yazmaya devam ediyoruz. Nasıl olsa, Üniversitedeki görevimizden de alamazlar, profesörlük unvanımıza da dokunamazlar...
Yazarın Tüm Yazıları