Paylaş
Galatasaray eğer içeride Dinamo Kiev’i yenseydi, 3-1 öne geçtikten sonra oyunu soğutup skoru koruyabilseydi, büyük bir ihtimalle ilk 8 biletini cebine koymuş olacaktı. Sarı kırmızılılar belki de sezonun en üzücü kaybını yaptılar salı gecesi. Solksjaer’li Beşiktaş, Bilbao’ya karşı şahane bir oyunla çok önemli bir galibiyet aldı. Perşembe gecesi Enschede deplasmanında 1 puanın Beşiktaş’a play-off turu bileti için yeterli olacağını umut ediyorum. Dün gece de Fenerbahçe çıktı Kadıköy’de çok önemli bir maça. Mourinho, son dört müsabakada (Hatay, Kasımpaşa, Konya ve Adana önünde) takımını çift santrforla 3-4-1-2 oynatmıştı. Dün Lyon’a karşı bir taktik değişiklik yaptı ve 3-4-2-1’e döndü.
Savunma yine üçlüydü, Samuel sağ, Szymanski sol kanat bek olarak görev yaptılar. Ancak bu kez Nesyri tek santrfordu, arkasında bir ikili, Tadic-İrfan Kahveci başladılar. Bu diziliş aslında ilk bir saatte çok güçlü olmasa da kıvılcımlar yarattı. Nesyri’nin iptal olan bir golü var. İki Lyonlu’nun atılma riski yaşadığı anlar oldu, Niakhate’nin kırmızısı VAR’dan döndü. Kumbedi de sarı ile ucuz kurtuldu. Ancak 60’tan sonra Fenerbahçe fiziksel olarak Lyon’un enerjisine cevap verememeye başladı. Lyon hocası Sage’nin müdahaleleri takımını canlandırırken, Mourinho’nun değişiklikleri olumlu bir etki yaratmadı sahada. Ve bir puana razı oldu temsilcimiz.
İKİ ÖNEMLİ DERS
Dünkü maçtan Fenerbahçe’nin çıkarabileceği iki ders vardı bence:
1- Sarı lacivertlilerin transferde iki stoper alması doğru karar. Çağlar bire birde etkili ama pozisyon almada çağ dışı. Sürekli geri kaçıyor ve takım boyunu uzatıyor. Djiku yeni yıla çok ağır başladı. Genç Yusuf’sa dün en iyisiydi Fenerbahçe’nin.
2- Mourinho yeni yılda uygulamaya başladığı 3-4-1-2 formasyonunda sanırım ısrar edecektir. Ama bu formasyon sahada Dzeko varken ve bağlantıyı sağlarken işe yarıyor. Dzeko sahada olmadığında akışkanlık kısıtlanıyor.
Paylaş