Kitabın çaresiz kaldığı bir an!

Mevcut kurallar kısa boylu ve çevik oyuncuların ekmeğine yağ sürüyor.

Haberin Devamı

Watford-Arsenal maçında Deeney, Toreira’yı dirseğiyle ittiği için kırmızı kart gördü. Arada yaklaşık 20 santimlik boy farkı olmasa o kol muhtemelen yüze isabet etmeyecekti.

GEÇTİĞİMİZ pazartesi akşamı Vicarage Road’da oynanan Watford-Arsenal maçında Deeney’nin Toreira’yı dirseğiyle iterek gördüğü kırmızı kart kafa karıştırıcıydı gerçekten. Pozisyonun “şiddetli hareket” olarak değerlendirilmesinin sebebi, dirseğin yüze gelmesiydi. Ama iki oyuncu arasında yaklaşık 20 santimlik boy farkı olmasa o kol muhtemelen yüze isabet etmeyecekti! Vicarage Road’da 11’inci dakikaydı. 1,67’lik Arsenalli Lucas Toreira her zamanki gibi topu çalmış kaçıyordu ki yanından yetişen 1,84’lük Troy Deeney dirseği vurdu Uruguaylıya. Faul kesin. Ancak bir faulün kırmızı kartla birleşmesi için şu üç koşuldan biri gerekli:

1-) Ciddi faullü hareket.

Haberin Devamı

2-) Şiddetli hareket (yumruk, dirsek gibi yaralayıcı).

3-) Bariz gol şansını engelleme.

Şu koşullarda ise faul eyleminin sarı kartla cezalandırılması yeterli oluyor:

1-) Sportmenlik dışı hareket.

2-) Israrlı ve seri fauller. Zaten kafa karıştırıcı olan nokta da burası.

Eğer Deeney bire bir aynı hareketi kendi boyuna yakın bir oyuncuya yapsa dirsek göğse ya da omza gelecek, hakem muhtemelen sportmenlik dışı hareketten sarı kartla cezalandıracaktı. Ama Toreira o an dizlerini de bükerek 1,60 seviyelerine kısalmıştı, Deeney’nin de kolu direkt yüze temas edince hakem “şiddetli hareket” olarak okudu bunu.

PETER CROUCH’UN BÜYÜK ŞANSSIZLIĞI!

Hakemlik yorum işi. Hakemlik kitapla değil akılla yapılır bence. Kitabı bilir, aklınızla uygularsınız oyuna. Peter Crouch’un Şampiyonlar Ligi’nde sürekli oynadığı dönemde UEFA’nın da gündemine çok geliyormuş dev oyuncunun fiilleri. İngiliz oyuncu sıçradığında zaten kolu doğal olarak rakiplerinin suratı seviyesine geliyor. Ve şiddetli hareket alanına giriyor otomatik olarak!

Toreira 1,67 boyunda. Gelecek senelerde Premier Lig’de veya Şampiyonlar Ligi düzeyinde 1,50’lik bir oyuncu da boy gösterebilir. Ki bu kısa oyuncuların çok çevik olduğunu, top çalmak için bolca yakın temasa girdiklerini de biliyoruz. Mevcut kurallar da biraz onların ekmeğine yağ sürüyor sanki. Ben, boy farkı kaynaklı bu temasların “aşırı güç kullanımı” içermediği sürece “sportmenlik dışı” olarak değerlendirilip sarı kartla da geçiştirilebileceği kanaatindeyim.

Haberin Devamı

DEVLER LiGi’NDEKi DEV HAKSIZLIK

MANCHESTER United’ın genç menajeri Solskjaer, aslında çok basit gözüken muhteşem bir soru sordu pazartesi günkü basın toplantısında: “Neden kimse Şampiyonlar Ligi’ndeki çarşamba-salı düzenine itiraz etmiyor? Eleme turlarında ilk maçı çarşamba, rövanşı salı oynayan 7 günde 3 müsabakaya zorlanıyor. Oysa ilk maçı salı oynayanlar 9 günde 3 müsabakaya çıkıyorlar. Bunun yazılı bir kural olup olmadığını bulmak için google’ladım ama pek bir şeye ulaşamadım.” Halen canlı örneklerini yaşıyoruz zaten bunun: Manchester City, Tottenham, Liverpool ve Porto 9 günde 3 maç yaparken; Barcelona, M.United, Juventus ve Ajax 7 günde 3 müsabakaya çıktılar. UEFA, Şampiyonlar Ligi statüsünde “her kulüp eşit sayıda salı ve çarşamba maçına çıkar” diyerek açıklıyor bu meseleyi. Ama bence UEFA haksız, Solskjaer haklı. İlk maçla ikinci maçın aynı gün olması, çok daha adil olacaktır bence.

Haberin Devamı

HAFTANIN iLKELLiĞi

TOTTENHAM’la M.City, Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde birer galibiyet aldılar, dörder gol attılar ama kazanan Londra ekibi oldu. Sebebi de ilkel, manasız ve artık çoktan tarihe karışmış olması gereken “deplasman golü kuralı”. Bu kuralın kalkması ve denk skorda uzatmaya gidilmesi lazım artık.

HAFTANIN RAKAMI

PREMİER Lig’de tarihi bir şampiyonluk yarışı yaşanıyor. Eğer City ve Liverpool kalan maçlarını da kazanırlarsa, Liverpool 97 gibi fantastik bir puanla ligi ikinci bitirmiş olacak. Premier Lig’in rekoru bu. Real Madrid’in 2010’daki 96 puanlı ikinciliğinden daha acı olur, böyle bir sonuç oluşursa.

GÜNEŞ, TERiM, DENiZLi, AVCI, YANAL BiR ARADA

Haberin Devamı

GEÇTİĞİMİZ günlerde Şenol Güneş’le bir sohbet fırsatım oldu ve şu güzel haberi aldım hocadan: Güneş, yeni sezon planlaması vesilesiyle Süper Lig’deki tüm teknik adamlarla bir araya gelmeye hazırlanıyor. Muhtemelen Nisan sonu-Mayıs başı gibi gerçekleşecek bu toplantıda beş A milli teknik adam Şenol Güneş, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Ersun Yanal ve Abdullah Avcı bir araya gelmiş olacaklar. Türk futbolunun “Kulüpler Birliği” adı altındaki zenginler kulübüyle değil, “Süper Lig Antrenörler Birliği” eliyle yönetilmesi yönünde sağlam bir adım olur umarım bu.

Yazarın Tüm Yazıları