Ersun Yanal'ın adresi belli

Adres; eylem ve söylemleriyle adeta rüzgâra göre yön alan Ali Koç ve yönetimidir. Hani o ‘hep birilerini suçlama’ üzerine kurulu tarzıyla yönetilen yönetim. Koç ve arkadaşları artık bu tarzdan vazgeçmelidir.

Haberin Devamı

Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi bitti, üzerinden tam üç gün geçti. Geçti geçmesine ama millet o gün bugün ‘adres’ arıyor? “Acaba Ersun Hoca (Yanal) o lafı kime etti?” diye. Hocanın sarf ettiği, “Teknik direktörsüz Fenerbahçe” sözünün ‘kaynağı’ bulunmaya çalışılıyor. ‘Yönetim’ diyen var, ‘medya’ diyen var. Gelinen noktada ibre ‘medya’dan yana. Siz bakmayın kamuoyuna, kanımca; azı ‘medyaya’, çoğu ‘Koç ve arkadaşları’na.

‘FUTBOL AKLI’ SEMiH ÖZSOY

Kayıp verilen Malatya, Göztepe ve Sivas maçı sonrası Sayın Başkanın ve ‘futbol aklı’ Semih Özsoy’un ‘mesaj dolu’ açıklamalarına bakmak kâfi. Bir bakın bakalım, hocanın ‘teknik direktörsüz Fenerbahçe’ söylemi acaba o açıklamaların üzerine cuk oturuyor mu, oturmuyor mu? Örneğin; Sivas yenilgisi sonrası Sayın Başkanın, takımın ‘teknik ve taktiğinden, yumuşak doku sakatlıklarına’ getirdiği eleştirilerdeki adresine..

Haberin Devamı

YANAL MESAJI ALDI
Bir daha dinleyin Başkanın o konuşmalarını. ‘Bu durumdan nasıl ayağa kalkarız’ı ve sakatlıkların sebebini hocası dururken, ilk kimlerle paylaştığını.

Yine ‘futbol aklı’ Semih Özsoy’un; Göztepe yenilgisi sonrası, “Umarız gördüğümüz yanlışlıklar kısa zamanda düzeltilir” diyerek adrese teslim gönderdiği mesajları, hatırlayın. Çocuk değil, otuz yıllık teknik adam onlar, alırlar mesajı!

Yanal’ı tanırım. Az konuşur, öz konuşur, ama asla medya ile polemiğe girmez. Veya onlara bir şey söyleyecekse de açık açık söyler. Böyle söylemez!

Hocanın sözünün gittiği adres bellidir beyler! Adres; eylem ve söylemleriyle adeta rüzgâra göre yön alan Ali Koç ve yönetimidir. Hani o koltuğa oturduğundan bu yana ‘hep birilerini suçlama’ üzerine kurulu tarzıyla yönetilen yönetim. Koç ve arkadaşları artık bu tarzdan vazgeçmelidir.

iŞTE TERiM’iN SEVK GEREKÇESi

Ve Futbol Federasyonu bir sevk kararıyla daha futbol ailesine “Haydaa!” dedirtti. Tıpkı, Tuzla maçı sonrası Fatih Terim’in onca söylemini ‘sevksiz’ bırakıp, es geçmesinde olduğu gibi. Bugün de kimsenin beklemediği (!) bir anda hocayı PFDK’ya göndererek herkesi şaşırttılar. Öyle ki; Tuzla maçı sonrası, “Hocam olaylarla ilgili yorumunuz nedir?” sorusuna, “Gereğini yaptık” demesinin sevke gerek görülmediği bir yerde (!); hocanın Göztepe maçı sonrası söylemleriyle ilgili PFDK’ya gönderilmesi şaşırtıcıydı.

Haberin Devamı

HAKEMLERi AŞAĞILAMAK...

PeKi, Terim’e aylar sonra tweet attıran, yardımcısını sosyal medyadan isyan ettirip tehlikeye attıran bu sevkin gerekçesi neydi? Gerekçe; Göztepe maçı sonrası yaptığı basın açıklamasında, hakemlerin onurunu zedelemek, aşağılamak. O açıklamasında, rakip oyuncuların sık sık yerde yatması, doktor çağırması v.s olaylarına vurgu yaparken “... Buna müsaade eden, bu işin altından kalkamayan, maalesef o kalibrede, kalitede olmayan hakemler” diyerek.

Yani, sevkin karşılığı yok değil. Var...

Var olmasına var ama, ölçü-kriter kupa maçı sonrası o sevke değer bulunmayan sözler (!) olunca, şaşkınlık normal olsa gerek. Ha! Bu arada buradan, basit bir konudan, fırsatçılık yapıp algıya yapmaya da gerek yok. Ceza meza çıkmayacağını, bu işi ‘zorlu’yanlar (!) da biliyor. Çünkü emsaller ortada. Tabii eğer kurulun, Terim için farklı tarifeleri yoksa.

Haberin Devamı

TFF... TUZLA’YIN DA KOKMASIN!
Tuzla-Galatasaray karşılaşması hem saha sonuçları hem de saha dışı olaylarıyla hafızalara kazındı. Yaşanan olaylar kadar, TFF’nin çıkarttığı fatura da epey bir tartışma konusu oldu. Çünkü ‘gördüklerimiz ve duyduklarımızla’ fatura neredeyse ters orantılıydı. Biz de merak ettik ve nihayetinde müsabakanın hakemleri ile iki temsilcisinin yazdıkları raporlara ulaştık. Toplam 25 sayfayı bulan sevk dosyasını tek tek inceledik. Nasıl mıydı? Son satırı okuduğumda aklımıza gelen ilk soru, “Sevk yeri riva’mı yoksa Florya mı?” oldu! Anlayın artık. 25 sayfada Fatih’in ‘F’si, Muslera’nın ‘M’si olmaz mı be arkadaş?

Örneğin maç bitiminde ortada bir şey yokken, soluğu Gökhan Çıra’nın yanında alarak kıvılcımı ateşleyen kaleci Muslera’nın ‘ihtara’ dahi gerek görülmediği yerde, olaylarla yakından uzaktan alakası olmayan Tuzlaspor kalecisini, karşılığı 5 ile 10 maç men olan ‘saldırı’ eylemiyle disipline sevk etmek. Daha neler neler... Zamanı geldi mi paylaşırız o belgeleri.

Haberin Devamı

FİKİR TFF'NİN DEĞİL KULÜPLERİN
Kulüp lisans meselesi (borçlanma farkı) bugünün meselesi değil arkadaşlar. Taa haziranlara dayanıyor. Bu talep Nihat Özdemir’e ilk olarak, o dönem dönemin Kulüpler Birliği Başkanı Fikret Orman ve yardımcısı Adil Gevrek tarafından iletiliyor. “Başkanım yüzde 30’la hatta yüzde 40’larla yürütemeyiz, bu iş olmaz” diyorlar. Özdemir de, “Daha yeni değişiklikler yaptık, hemen olmaz” diyerek kulüplerin ‘ortak talebine’ yeşil ışık yakıyor.

‘GEL, YÖNETiME iZAH ET’
Konuyla ilgili 10 Temmuz ve 16 Ağustos’ta TFF ile Kulüpler Birliği arasında iki yeni zirve daha yapılıyor. Ancak üzerinden iki ay geçmesine rağmen TFF’den bir geri dönüş olmayınca bu defa yeni Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil ve beraberinde iki başkan yardımcısı, yüzde 40’lık taleplerini TFF’yi ziyaret ederek yineliyor. Özdemir de, “Başkan gel, yönetime durumu izah et” diyerek Sepil’i yönetim kurulu toplantısına davet ediyor.

Haberin Devamı

SADECE TALiMAT DEĞiŞMEDi!
Sepil, TFF yönetimine katılarak neden yüzde 30’luk farkın yüzde 40’a çıkarılmasını isteğini, gerekçelerini bir saat kaldığı TFF toplantısında yönetim kuruluna izah ediyor. Bir de, “Arkadaşlar kulüplerimizin sizden bir talebi de şu kesintileriniz konusunda daha şeffaf olmanız” diyor... Ve sonunda TFF kulüplerin ortak talebini gerçekleştirerek talimatı değiştiriyor. Tabii sık sık değişen sadece ‘talimat’ olmuyor ‘kulüpler’ de talimattan aşağı kalmıyor!

Yazarın Tüm Yazıları