YEVGENİY BAZAROV VE ARDA TURAN

Serhan Asker yazdı

Haberin Devamı

Edebiyat tarihi sancılı baba-oğul ilişkileriyle doludur.. Gabriel Garcia Marquez'ın babası oğlunun avukat olmasını isterdi. Yazdığı öyküleri "palavra bunlar" diyerek yerin dibine sokardı. Marquez babasına inat Hukuk Fakültesini 3. sınıfta terk etti. Yıllarca konuşmadı baba-oğul.. Franz Kafka babasının bitmek bilmeyen baskılarına dayanamayıp soluğu ablasının evinde alırdı. Gençliğinde sigortacılık yapan Franz'ın, bir sabah uyandığında böceğe dönüşen Gregor Samsa'da kendisini anlattığı iddia edilir.. Babaya Mektup kitabı içindeki tüm kırılganlıkların dışa vurumudur.. Babası Herman'a "Ama sen daha çocukken sözü bana yasakladın" diyerek yaşadığı baba korkusunu anlatmıştır.. Dostoyevski'nin babasıyla uyumsuz yaşamını öğrendikçe Suç ve Ceza'nın Raskolnikov'una savruluyorum.. Annesini de kaybettikten sonra babasıyla daha da çatışan Dostoyevski birgün babasından para isterken bile utancından yerin dibine girer.. "Bu isteğimde fazla ısrarcı olamıyorum ama sana şükranım yine sınırsızdır.."

Haberin Devamı

Cemal Süreya da oğlu Memo ile hep bir kavga halindeydi.. Kendisine benzemesini hayal ettiği oğlunun tam tersi bir dünyaya savrulması ikiliyi derin kavgalara hatta kaba kuvvete kadar sürüklemiştir.. Mehmet Akif Ersoy'un da oğlu Emin ile anlaşmazlıkları edebiyat dünyasını üzen tatsızlıklardandır.. En dramatik çatışma Ümit Yaşar Oğuzcan ve oğlu Vedat arasındadır.. Galata Kulesi'nde 17 yaşında atlayarak hayatına son veren Vedat için babası " ..şimdi yine bir ninni söylüyorum ona, uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat." diyor..

ZAMANINDA BU ÜLKE ARDA'YA HÜRMET EDİYORDU

2016 yılının sonlarında Barcelona'ya Iniesta ile röportaja gitmiştim. Arda'nın futbol hayatının kariyer olarak zirvede olduğu dönemdi.. Bütün Barcelona takımının ve halkının ona hürmetine bizzat tanık olmuştum.. İniesta, "Arda'ya bayılıyoruz" demişti.. Türkiye'nin yurtdışındaki en büyük markasıydı.. Messi, Neymar, Piuqe gibi yıldızlarla sahaya çıktığında 170 ülke tv başında bir Türk futbolcusunu izliyordu.. 100 milyonlarca Dolarlık paralarla bile yapılamayacak tanıtıma imza atıyordu, Türkiye adına. Düzenli olarak oynuyor, goller attıkça gururlanıyorduk.. Ta ki Milli Takım kampında gazeteci Bilal Meşe ile yaşadığı olaya kadar.. Bu olay bir zamanlar baba-oğul gibi olduğu hocası Fatih Terim ile yaşadığı gerilimin son perdesiydi.. Hatalıydı.. Olaydan sonra özür dileseydi iş büyümeden kapanacaktı.. Aslında orada kriz konunun içindeki tüm aktörler tarafından iyi yönetilemedi.. Konumuz bu değil ama.. Sonraki süreçte Arda hızla düşüşe geçti.. Barcelona'da bu sezon tek bir maçta bile oynamadı ve Başakşehir'e transfer oldu..

Haberin Devamı

BAŞAKŞEHİR HEM BONSERVİSİNE HEM DE YÜREĞİNE ORTAK OLDU

İsim vermek istemiyorum 4-5 milyon Avrolar ödenerek alınan birçok sıradan futbolcu transfer fiyaskosu varken Arda Turan gibi yeteneği asla tartışılmayacak bir oyuncu transfer edildi.. Hem de Barcelona'dan.. 2 milyon Avro ikinci yarı 4 milyon Avro da gelecek sezon için Arda'ya ödenecek. Şampiyonluklarda 300 bin Avro Barcelona'ya gidecek.. Arda 2 yıl içinde başka bir takıma satılırsa da Başakşehir bonsevisten yüzde 25 pay alacak. Yani Başakşehir yüreğine ortak olduğu Arda'nın 41 milyon Avroluk bonservisine de ortak olmuş..

GŪMÜŞDAĞ: BU TRANSFERİN İNSANİ BOYUTU DA VAR

Başakşehir'in bu transfer sürecinde özellikle de Ispanya'da yaptığı PR da çok önemli. Hergün İspanyol gazetelerinde Başakşehir reklamı yapıldı..

Haberin Devamı

Bunlar işin iktisadi boyutu.. Önemli mi önemli elbette..

Ancak bu transferin insani boyutu daha önemli.. Emre Belözoglu'nun Fenerbahçe'den ayrılışı hoş olmadı.. Uzatmiycam. Başakşehir ve Abdullah Avcı Emre'ye kucak açtı ve 38 yaşında yeniden milli takıma kadar yükseldi.. Çunkü Gümüşdağ ve Avcı'nın eli dokundu.. Adebayor.. Müthiş bir kariyeri var.. Ve Başakşehir'de çok mutlu.. Clichy.. "Manchester City'deki ilk günlerimi yaşıyorum sanki" diyor.. Ve takım ilk yarıyı lider bitirdi..

Göksel Beyle konuştum.. Görüşmede evladına sahip çıkan babanın mutluluğunu hissettim.. "Barcelona'ya yönetici arkadaşlarla gittiğimde onlar transferin seyriyle ilgilendi.. Ben de Arda'yla başbaşa kalarak geleceğin büyük planlarını yaptık. Başakşehir'in marka değerini artırmak için.. Onun yeniden eski günlerine dönmesi için bir baba şefkatiyle bir ağabeyi gibi ona kucak açtım.. Arda 20 yıldır elimde büyüyen bir değer. Ve Arda'lar kolay yetişmiyor." dedi..
Gümüşdağ neredeyse tüm ülkenin karşı olduğu dönemde Arda'ya sahip çıktı.. Büyük risk aldı.. Arda'nın kendisine babalık yapan Gõksel Bey'e karşı büyük sorumluluğu var.. Sevgili Arda, evlatlar babalarını mutlu eder..

Haberin Devamı

AYAĞA KALKARSIN... EDEBİYATI HAYATININ DEMİRBAŞI YAP..

Bu yazıyı okuyanların homurdanışını hissetmiyor değilim.. Ama artık laf çakmayı, öfke kusmayı noktalamalıyız.. Herkes hata yapabilir.. Ve bundan sonra her şey Arda'ya düşüyor.. Nasıl Manisa'ya gidip yepyeni bir kimlikle Galatasaray'a döndüyse hayat ona bir kez daha küllerinden doğma şansı tanıdı..

Sevgili Arda.. Anımsa.. Ispanya'ya geldiğimde sana 3 kitap hediye etmiştim.. İki Şehrin Hikayesi, Midak Sokağı ve Babalar ve Oğulları.. Sonuncu kitabın içeriğini anlatınca ilgini çektiğini söyleyip Şampiyonlar Ligi maçı için Celtic deplasmanına giderken yolda Turgenyev'i okurum demiştin.. Turgenyev o kitapta, geçmişini geride bırakamayanlarla bugününü, geçmişi unutarak geleceği aramakta bulanların sonsuz çatışmasını anlatır..

Haberin Devamı

Sen yeniden ayağa kalkacak yetenektesin.. Ancak senin için önemli olan yeniden ayağa kalkmakla birlikte iç dünyanda kültürel anlamda da devrim yapman.. Bunun yolu da en kestirme olarak ruhunu kitapların dünyasına teslim etmekten geçiyor.. Sovyetlerin efsanevi futbolcusu Bloghin, "Bizim kişiliğimiz edebiyat sayesinde oturdu. Hakemlere itiraz etmenin anlamsızlığını edebiyatın devinimiyle öğrendik".. demişti.

CEMAL SÜREYA: "2. DOĞUM GÜNÜM DOSTEYESKİ'Yİ İLK OKUDUĞUM GÜN

Bak Cemal Süreya ne diyor kitapların kişiliğine ve şiirlerine kattığı değere dair..

“Aslında ikinci bir doğum tarihim de var benim: 1943. Dostoyevski’yi okudum, ondan sonra hiç huzur kalmadı bende. Beni edebiyata, şiire iten şeylerde tuhaf bir şekilde en çok bir romancının, Dostoyevski’nin etkisini buluyorum. Beni bambaska yaptı.."

Onu ikinci doğum günüyle buluşturan kitap Karamazov Kardeşler..

BAZAROV BİLE DEĞİŞTİ..

Babalar ve Oğullar'ın Bazarov'u ilk başlarda "ne geçmişin değerlerine ne soylulara ne köylülere ne aşka ne de yaşlılara hürmet duyan, kendi inandıklarını açıkça dile getirmekten, karşısındakileri eleştirmekten çekinmeyen ve günlerini  sadece bilimsel deneylerle geçiren” birisidir.. Köylülerle ilişkisi kopuktur.. Ancak daha sonra kendini sorgulamaya başlar ve uzak durduğu hasta köylülerden birisini yaşama döndürmek için uğraşırken ondan kaptığı virüsle ağır hasta olur.. Ve de en önemlisi hiç inanmadığı aşkın ateşine öyle girer ki Anna'nın yüreğine saldığı sızıyla ölür.. Dünya roman tarihinin en katı karakteri bile değişime uğruyor, hatalarıyla yüzleşiyor... 

Bir zamanlar bu ülkenin en büyük değeri, gururuydun.. İnan ki bunu yeniden kazanmak senin elinde.. Yazının girişinde sonu hüsranla biten baba-oğul kavgalarını yazdım.. Her ailede böyle çıkışlar, sarsılmalar, parlamalar olur.. Bak Ümit Yaşar Oğuzcan ne diyor?.. "Uyan oğlum.. Uyan Vedat.." diyor ama çok geç..

Ama senin için daha geç olmayan birçok şey var.. Gel ilk hamleyi sen yap.. Bu ülke seni kucaklar.. Sen önce Bilal Meşe'yi kucakla.. Bazarov'u aklına getir..

Yazarın Tüm Yazıları