İngiltere ile Türkiye arasındaki fark: Onlar futbolu seviyor, biz skor tabelasını ve kaosu

Maç sabahı, hâlâ 82 sayfa basılabilen Daily Mail’de özel analizler okuyorsunuz. Stat çevresinde her yaştan ve renkten taraftarlar, aileleriyle birlikte. Statta ‘saygı’ en üst düzeyde. Tribünde edepsizce değil, küfürsüz tezahürat. Oyuncular sadece oyun gereği diyalog halinde. Kimse hakemle ilgilenmiyor bile... Maç sonunda birbirlerini sarılıp kutlayan futbolcular, teknik adamlar. Basın toplantısında detaylı konuşan menajerler ve sadece ‘oyunu’ soran basın mensupları...

Haberin Devamı

Hep hakem üzerinden oyunu okuma geleneği sayesinde başarısızlıklarını, olmayan futbol kültürümüzün çarpıklıklarını kapatmayı başaran Türk futbol dünyası, MHK ve TFF’nin son kararıyla ‘nirvana’ fırsatı yakaladı! Hatta bazı kulüplerin ‘Süper Lig tescil edilmesin’ başvurusunda bulunacağı söylentisi yayıldı. Sahalardan uzaklaştırılan 13 hakem nedeniyle lig üzerinde şaibe algısı yaratmak isteyenlere, saha dışı faktörlerle ağır eleştirenlere gün doğdu.

Dünyada sadece bizde var

Dünyanın hiçbir ülkesinde bir sezonda 4 kez klasman yapılandırma uygulaması yok. Böyle bir durum hakemliğin tabiatına aykırı. Sezon boyunca sergilenen performans ile birlikte yaş, eğitim, yabancı dil, yapılandırma modelleri gibi geniş kriterlerle Merkez Hakem Kurulu bir değerlendirme yapar ve sonucunda çıkan tablo karşısında kurumsal olarak çalışıp çalışmamak yöneticilerin takdiridir. Sezon içinde görevlendirme zaten kurulun elinde... Ali Palabıyık örneği gibi 16 hafta maç verilmediği zamanlar oldu. Hakemliğe bakışın bu kadar hassas olduğu bir ülkede böyle bir yöntem doğal olarak çok tepki çekti.

Haberin Devamı

Bir kez daha yüzümüze vuran gerçekler

Sadece Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus’a odaklanıldı lakin Tugay Kaan Numanoğlu, Mert Güzenge, Bahattin Şimşek gibi gençler ve Hakan Ceylan gibi bir tecrübe yok edildi. Zamanlama ve üstü kapalı gerekçeler kimseyi tatmin etmedi.

iYi Ki VARSINIZ HAKEMLER! 

En üzüldüğüm nokta, başta belirttiğim gibi Türk futbolunun başarısızlığının baş nedeninin hakemler olduğu algısında bu hamle ne yazık ki öncülük etti. Ne futbolumuzun kalitesizliği, ne batık ekonomisi, ne diğer kurullarının enteresan kararları, ne tribünlerin boş
luğu, ne topun oyunda kalma süresi. İyi ki varsınız hakemler!

ViZYON VE KALiTE FARKI

Mahallede bu denli yangın çıkacağını bilemezken, önceki haftayı cennete ayırma planı yaparak İngiltere’nin yolunu tuttum. Premier Lig’deki Newcastle-Brighton, Manchester City-Manchester United ve Şampiyonlar Ligi’ndeki Liverpool-Inter maçlarını izledim. Süper Ligimiz ile Premier Lig ve UEFA Şampiyonlar Ligi arasındaki vizyon ve kalite farkını bir kez daha yüzümüze vuran izlenimler edindim...

Haberin Devamı

BARiZ HAKEM HATALARI OLDU AMA BiR KiŞi BiLE SORMADI

Karşılaşma sonunda sahada ve kenarda birbirine sarılan, kutlayan, güzel oyunun bittiğini, dostluğun sürdüğünü, dünyanın 1 numaralı futbol ligi olduklarının kanıtını gösterir tablo.

· Basın toplantısında soyut cümleler değil, taktik savaşını, oyuncu değişikliklerinin nasıl yansıdığını, oyuna etkileyen nedenleri detaylı anlatan menajerler.

· Sahadaki ‘oyunu’ soran basın mensupları.

· İzlediğim 3 maçtan ikisindeki bariz hakem hatalarına dair ne basın mensuplarının ne de menajerlerin bir kelam etmemeleri.

· Stattan şarkılarla coşkuyla ayrılan futbolsever.

· İngiltere’deki futbol maçlarında bu güzellikleri, rüya ortamı hazırlayan, coşkuyu iliklerimize kadar hissettiren futbol kültürünü oluşturan kim? Elbette otorite... Marka değerinin önüne ne bir kulüp başkanının ne de herhangi bir çirkin görüntünün geçmesine izin vermeyen federasyon tabii ki. Maç öncesinden sonuna, sahada yaşananlardan tribündeki en küçük taraftara kadar özen gösterilen kurallar.

Haberin Devamı

MAÇ ÖNCESiNDE... RENGARENK ATMOSFER TAMAMEN DOLU TRiBÜNLER

· Medya keyfi... Yazılı olarak hâlâ 82 sayfa basılabilen Daily Mail’de ve 66 sayfalık Telegraph’ta özel analizler, yorumlar.

· Skysports’ta özel maç röportajları ve analizler. · Stadyum çevresinde her yaştan ve renkten taraftarla, ailelerle futbol keyfi heyecanı.

· Kulüp mağazalarındaki alışveriş hareketliliği, ‘Tükendi’ yazan bilet gişeleri.

· Kafelerin önünde keyifli sohbetler, skor tahmini oyunları.

· Ukrayna-Rusya savaşı ve ırkçılık tepkileriyle TV yayınından saha içine uzanan sosyal sorumluluk bilinci.

· Hakemlerin ve oyuncuların maç öncesi huzurlu hazırlıkları.

· Stadı kaplayan kulüp müzikleri, coşkulu atmosfer.

Haberin Devamı

MAÇ SIRASINDA... HEM TARAFTAR HEM OYUNCU RAKiBE VE OYUNA SAYGILI

· Oturma düzeninde saygı, olabilecek en hızlı şekilde giriş-çıkış.

· İlk düdükle birlikte edepsizce değil, küfürsüz ve pozisyona göre tezahürat.

· Oyuncularla oyun gereği diyaloglar, hakemle hiç ilgilenmeme.

· Rakibe ve oyuna saygı gösteren taraftarlar ve oyuncular.

· Sürekli kontrol altında tutulan tribün.

· Seyircinin bir anlık bile yavaşlayan oyuna tepkisi, futbol izleme arzusu.

· Hakemin hatalı kararına seviyeli tepki.

· Teknik direktörlerin sadece saha içine odaklanan tavırları.

· Odağı futbol olan oyuncuların bu yaklaşımına, hakemlerin de kayıtsız kalmaması ve bir oyuncu kötü sakatlanmadığı sürece neredeyse durdurmama gayreti, bol avantaj.

Haberin Devamı

OYUNDAN KEYiF ALDIN MI EDDiE?

Newcastle-Brighton maçı sonrasında ev sahibi takım menajeri Eddie Howe, basın mensuplarının sorularıyla değerlendirmelerini yaptı. İlk yarı çok iyi, ikinci devre ise savunmaya çekilen Newcastle’ın oyununa dair bir basın mensubu can alıcı soruyu sordu: “oyundan keyif aldın mı eddie?” “Hayır” dedi Howe. 2019’da Fulham- Crystal Palace maçını izledikten sonra da ranieri’ye basından aynı soru gelmişti. Sonuç: Onlar futbolu seviyor, biz skor tabelasını ve kaosu!

Yazarın Tüm Yazıları