O statlar, Mavi Kız'ların olacak

Kenan Başaran yazdı.

Haberin Devamı

Telefonunu almaya gittiğinde, “Davan henüz bitmedi, hapse girebilirsin” denildi. Üzerine benzin dökerek kendini yaktı, Sahar... Erkek kılığında bir futbol maçına gitmişti çünkü Sahar’ın... Suçu ‘erkek kılığı’na girmek değil, kadın olmaktı bir futbol stadında! Olayın sosyal medyaya düşmesiyle dünya, İranlı Sahar’ın ‘ölümcül isyanı’nı öğrendi. Sahar’a çığ gibi destekler vardı ama o, artık yoktu. Kurtarılamadı. Tuttuğu İstiklal takımının renklerinden ötürü ona, ‘Mavi Kız’ dediler... Barcelona Kulübü, Twitter’dan attığı mesajda Sahar Khodayari’nin ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirip, “Futbol bir oyun, herkes için. Kadın ve erkek; herkes statlarda bu güzel oyunun tadını çıkarmalı” diye seslendi. Kadına yönelik şiddet, çok geniş bir kavramdır. Kadınların statlarda özgürce maçı izleyememesi de bir şiddettir. Bir teselli mi, bilemem ama Sahar’ın trajik ölümüne dair İran kamouyu da sessiz kalmadı. Futbol dünyasından da medyadan da tepkiler yükseliyor. Kadınlar ayakta. İran Futbol Federasyonu, çözüm için harekete geçmiş turumda.

Haberin Devamı

İran Milli Takımı Kaptanı Masoud Shojaei ise, kadınlara yönelik yasağı ‘iğrenç’ olarak niteleyip, “Gelecek nesiller, zamanımızda statların kadınlar için yasak olduğunu öğrendiklerinde hayrete düşecekler. Bu kısıtlamaların kaynağı geçmişin çürük ve iğrenç düşüncesidir. Bunlar gelecek nesiller için anlaşılmaz olacaktır” dedi. 1934’te Atatürk’ü ziyarete gelen İran Şahı Pehlevi’nin temel amaçlarından biri de Türkiye’nin modernleşme hareketine yakından tanıklık edip kendilerine uygun örnekleri almaktı. Hâlâ daha tribünlerden cinsiyetçi tezahüratları temizleyemesek de bugün de, kadın erkek yan yana maç izlenebilen statlarımızla İran futboluna örnek olabiliriz. Keşke, kadına yönelik her türlü şiddeti de önlemiş olarak, tüm dünyanın gıpta ettiği bir ülke olsak... Şurası da muhakkak ki bir gün İran statları da Mavi Kız’ların olacak ve onların tezahüratlarıyla çınlayacak...

BAŞLIK PARASI DEĞİL İMZA PARASI!

Futboldaki ‘imza parası’ işi serbest kalan futbolcunun “Kim bana imza parası verirse ona gelirim”... demesiyle başladı. Bonservis yükünün yerini imza parası almıştı. Bugünse ‘imza parası’nın 3 ayağı olduğu iddiası bulunuyor: ì PARANIN tamamı oyuncuya gitmiyor, menajer de pay alıyor. Bir perdeleme var. Zira kulüpler yüksek menajerlik ödemesi yapmış görünmek istemiyor, tepki nedeniyle. î BU yöntemle, bir oyuncunun satışından pay alma hakkı olan bir önceki kulüp de saf dışı bırakılıyor.

Haberin Devamı

UEFA denetiminde olan kulüpler, bonservis gelir giderinde bir ‘baş baş’ anlaşması yapmışsa, bu kritere uymak için bu yola gidiyor. Yani bonservis ödemesi, ‘imza parası’ adıyla muhasebeleştiriliyor... Ama bu iş böyle devam ederse UEFA yeni düzenlemeler getirecektir. Kulüplere şunu diyecektir mealen: Bundan böyle bonservis, maaş vs diye bir ayırım yapmayacağım. ‘Kasaya giren para çıkan para’ya bakacağım. Koyduğum limitlere uymazsan seni men ederim... UEFA bunu yapabilir çünkü ‘imza parası’ yaygın bir suistimale dönüşmeye başladı.

HANİ CEKETLER ÇIKARTILACAKTI?

TFF Başkanı Nihat Özdemir, “Yönetime girecek arkadaşlarımız kulüp ceketlerini dışarıda bırakacak” demişti. Özdemir’in bu lafları henüz daha havada asılıyken vaadi boşa çıktı. PFDK kararlarının Twitter’dan saat 19.05’da duyurulması nedeniyle patlayan ‘19.05 krizi’ üzerine, TFF Başkan Vekili Erdal Bahçıvan, Twitter’dan attığı
mesajda“Galatasaray ile ilgili açıklamanın saat 19.05’de yapılması, her açıdan topluma izah edilmelidir” dedi. TFF Başkan Vekili’nin yapması gereken bu olayın nasıl gerçekleştiğini yöneticisi olduğu kuruma doğrudan sorup, kamuoyunu kendisinin izah etmesi değil midir? Zira izah koltuğunda oturan o, biz değiliz. Ne yazık ki Bahçıvan ceketini çıkarmamış!

Haberin Devamı

ÜNAL KARAMAN’DAN ZEKİ ÇELİK’E
Yarışmalarda yıllarca şu soru soruldu: “2. ligde oynarken milli takıma seçilen futbolcu kimdir?” Cevap: Ünal Karaman... Karaman’ın kariyeri anlatıldığında da bu bilgi illa ki tekrarlanır...

Yeni bir soru soruyorum: “2. ligden Şampiyonlar Ligi’ne giden futbolcumuz kimdir?” Cevap: Zeki Çelik... Bir soru daha: “Türkiye hâlâ daha yabancı futbolcuya sınırlama getirmeyi konuşmalı mı?” Cevap: Kesinlikle hayır

 

Yazarın Tüm Yazıları