Abdullah Avcı'yı Beşiktaş'a Fatih Terim getirdi!

Kenan Başaran yazdı!

Haberin Devamı

Abdullah Avcı, 17 Ocak’ta Medipol Başakşehir’e ‘5 yıllık’ imza attığında bile ben bunun 5 ay sürmeyeceğini düşünüyordum. Çünkü Avcı’nın şampiyon olsa da olmasa da Başakşehir’deki misyonu sezon sonunda tamamlanacaktı. Onun orada kalması ancak büyüklerden teklif gelmemesiyle mümkün olabilirdi. Ayrıca ülkemizde özellikle yerli hocalarla yapılan sözleşmelerin fiiliyatta pek fazla hükmü yok. Geleceği parlak olan teknik direktörler genelde üç büyük dışındaki kulüplere şartlı imza atar: “Teklif alırsam giderim...” Ben bunu “Almanya’dan oğlum gelirse evi boşaltırsın” diyen ev sahiplerine benzetiyorum! Ancak Avcı’nın hakikaten de gitmesinin vakti gelmişti. O son attığı 5 yıllık imza stratejik bir hamleydi. Tıpkı Beşiktaş yönetiminin “Şenol Güneş’e 3 yıllık yeni sözleşme teklif edeceğiz” demesi gibi. Bunun gerçekleşmeyeceğini de adım gibi biliyordum ki bunu yazdım da; açıklamanın hemen akabinde.

Haberin Devamı

O KAVGA İLE KARAR VERDİ

Avcı, 5 yıllık imzasına sadık kalsaydı bile bu sadakati G.Saray maçında sona erecekti. Evet, Avcı’nın her şeye rağmen Başakşehir’de devam etme gibi bir düşüncesi vardıysa da bence 19 Mayıs akşamı Türk Telekom’da oynanan maçta son buldu. Avcı, o gün Fatih Terim ve kurmaylarıyla yaşadıklarından sonra “Bu iş burada olmayacak. Bana büyük bir camia lazım” dedi. Hatırlayın, Türkiye’de ilk defa bir teknik direktör yani Abdullah Avcı, Fatih Terim hakkında ‘çete’ suçlamasında bulundu! Çok zaman Galatasaray’a yakıştırılan Avcı’nın bu ifa
deyi kullanması kendisi açısından bıçağın kemiğe dayanmasından başka bir şey değildir. Avcı’yı Beşiktaş’a Terim getirmiştir. Avcı’nın Beşiktaş’a gelişi, şampiyon olduğu halde Galatasaray’dan kovulan ve bu yüzden haksızlığa uğradığını düşünen Mircea lucescu’nun gelişine de çok benziyor. Malum lucescu, Fatih Terim’i alt ederek, Beşiktaş’ı 100. yılında şampiyon yapmıştı... Seyircisizlik ligin büyük bölümünde, baskı yaratmadığı için bir avantaj olsa da son düzlükte aksine çok büyük bir dezavantaj oluyor. Avcı, büyük bir kulübün başında olsaydı bir ayda 8 puanlık farkın kapanması mümkün olur muydu? Hayır! O izin verse bile camia izin vermezdi... Avcı’nın her şampiyonluk mücadelesinde final yapamamasında camia desteğinin olmayışı büyük etkendi. PANZEHiR BULMALI Milli Takım döneminde Avcı’nın baskıyı kaldıramadığını da çokça yazıp çizdik. Evet, hakikaten o dönem büyük bir şaşkınlık yaşadı. Ama Ersun Yanal’ın da Milli Takım’da başarılı olamadığını unutmayalım. Haklı haksız, sonuçta o da kendisine yönelik hamleleri kontrol altına alamadı ve yenildi. Büyük takım çalıştırmak esasen saha dışını da çok iyi yönetmekle mümkündü. Avcı, defaatle “Sahada kalmaya devam edeceğim” diyor. O zaman işi zor. Saha dışına çıkmak demek haksızlık yapmaksa, elbet çıkmasın. Ancak saha dışına çıkmak, yönetimden taraftara ve rakiplere kadar, birçok değişkeni yönetmektir. Terim’e karşı başarılı olmak istiyorsa panzehirini üretmek zorundadır. Diğer yandan futbolda baskı ve stres, doğru yönetilirse başarının temel unsuruna dönüşür.

Haberin Devamı

KİLİT OYUNCUSU FiKRET ORMAN OLACAK

Avcı'nın Beşiktaş’ta öncelikle savunma ve hücum arasında bir denge yakalaması gerekiyor. Daha doğrusu hücumdan taviz vermeden, defansif terbiyeyi artırması gerekiyor. 72 gol atan takıma ‘evet’ ama 46 gol yemezse! Avcı, Başakşehir’de sadece 22 gol yedi, bu şahane. Buna mukabil sadece 49 gol atabildi. Şampiyonluğu da esasen bu yüzden kaybetti. Adebayor, Demba Ba, Robinho, Jojic, Bajic gibi çok sayıda forvete rağmen, az gol attı. Ama bu transferlerin çoğu ‘dolgu’ vazifesi gördü. Beşiktaş nasıl ki uzun bir dönem Quaresma’nın ortalarına baktı, Avcı da hep Visca’ya duacı oldu. Nitekim o  ligin kritik haftalarında sahneden çekilince mutlu son hayal oldu. Ben yine de Avcı’nın şampiyonluk için kilit oyuncusunun sahadaki 11’de değil, yönetimde olduğunu düşünüyorum. Başkan Fikret Orman, Şenol Güneş’li ilk sezondaki ayarlarına dönmezse, işi çok zor olur. O dönemdeki Orman, ekibiyle birlikte kamuoyu ile çok iyi bir iletişim kurmuştu. Ancak başarıyla birlikte irtibat kopmaya başladı; hem kendi yönetiminde hem de futbol dünyasıyla... Kâğıt üzerinde başkanlıktaki son 3 yılına giren Orman’ın artık daha cesur olması ve tamamen takıma odaklanması lazım. Ve elbetle taraftarla atılan köprüleri de yeniden kurmalı.

Haberin Devamı

HOCA DA YETİŞİR

Avcı’nın yardımcısının Şenol Fidan olacağı yazılıyor. Fidan, Metin-Ali-Feyyaz’lı kadronun gizli kahramanlarındandı. 53 yaşında ve sanırım bundan sonra bir takımın başına tek başına geçme gibi bir hedefi yok. Oysa yönetimin Avcı’nın yanına gelecekte Beşiktaş’ı çalıştırabileceğini düşündüğü genç bir yardımcı vermesi daha doğru olur. Fidan yine olsun ama hedefleri olan bir yardımcı da olmalı. Neden? Avcı’dan ötürü... Okan Buruk ve Erol Bulut, onun eski yardımcılarıydı ve bugün ikisi de birer gözde teknik direktör. Bulut, Başakşehir’de idmanların yüzde 90’ını kendisinin yönettiğini söylemişti. Çünkü Avcı, yardımcılarına inisiyatif vermeyi seven bir hoca. Guti, kaç idman yönetti peki? Demem o ki Abdullah Avcı, Beşiktaş’a teknik direktör de yetiştirebilir.

Yazarın Tüm Yazıları