Türk futbolunun kaderini değiştirecek hamle ne olabilir?

Futbol sahada oynanan 90 dakikadan çok daha fazlasıdır. Taraftarıyla, kültürüyle, ekonomisiyle ve siyasetiyle aslında bir ülkenin aynasıdır.

Haberin Devamı

Bazen bir oyuncunun oyuna girişi, bazen bir teknik adamın kararı, bazen de bir hakemin düdüğü oyunun bütün kaderini değiştirir. İşte o noktada ‘gamechanger’ kavramı devreye girer. Gamechanger, oyunun gidişatını kökten değiştiren kişi, karar ya da yapıdır. Bugün kendimize şu soruyu sormak zorundayız: Türk futbolunun gerçek gamechanger’ı ne olabilir? Kulüplerimizin büyük çoğunluğu hâlâ dernek yapısında. Bu model yıllardır bize başarıdan çok borç ve kaos getirdi. Çünkü yöneticiler kişisel sorumluluk almadan karar veriyor. Borç kulübün borcu oluyor, ama harcamayı yapan hiçbir bedel ödemiyor. Böyle bir düzende günü kurtarmak kolay, geleceği inşa etmek ise imkânsız hale geliyor. Seçim dönemlerinde tablo hep aynı: kısa vadeli başarıya odaklanan yönetimler, popülist transferler, şeffaf olmayan mali tablolar... Bugün Süper Lig kulüplerinin toplam borcu milyarları bulmuş durumda. Bu tablo, sistemin sürdürülemez olduğunun en açık göstergesi.

Haberin Devamı

ŞİRKETLEŞME ÇÖZÜM MÜ?

· Pek çok kişinin aklındaki soru bu: “Kulüpler şirketleşirse kurtulur mu?” Evet, şirketleşme kâğıt üzerinde cazip görünüyor:

· Yatırımcı gelir, sermaye artar. · Profesyonel yönetim anlayışı gelişir.

· Hissedar baskısıyla hesap verebilirlik artar.

· Marka değeri yükselir, kulüpler global pazarda daha sağlam yer edinir. Ama işin risklerini de unutmamak gerekiyor.

DÜNYADAN ÖRNEKLER

· İngiltere Premier Lig: 1990’lardan itibaren şirketleşme ve yayın gelirlerinin profesyonel yönetimi Premier Lig’i dünyanın en değerli ligi yaptı. Bugün kulüplerin çoğu şahıs ya da konsorsiyum sahipliğinde.

· Almanya - 50+1 Modeli: Yatırımcı girebiliyor ama kulüp üyeleri en az %50+1 oy hakkını elinde tutuyor. Hem profesyonellik sağlanıyor hem de taraftarın sesi kaybolmuyor.

· NBA & NFL: Franchise mantığıyla tamamen şirketleşmiş yapılar. Oyuncu sendikaları güçlü, gelir paylaşımı şeffaf. NBA’de gelirlerin %50’si oyunculara gidiyor. Ancak bu model bize oldukça uzak. Çünkü bu liglerde düşme-çıkma yok. En başarısız takım bile ligde kalmaya devam ediyor. Bu yatırımcı için güvence sağlasa da, rekabetin doğasını törpülüyor. Türk futbolunun ruhu ise düşme-çıkma heyecanında gizli. ABD modelini birebir almak mümkün değil ama şeffaflık ve profesyonellik ilkeleri bizler için değerli dersler barındırıyor.

Haberin Devamı

RİSKLER VE DENGE UNSURU

· Şirketleşmenin riskleri de var:

· Kontrol tamamen yatırımcının eline geçtiğinde kulübün ruhu zayıflayabilir.

· Yanlış yatırımcı seçimi, kulübün geleceğini kişisel çıkarların gölgesine sokabilir.

· Futbol kulübü yalnızca bir şirket değil, toplumun ortak değeridir.

Chelsea-Abramovich örneği burada çok çarpıcıdır. Abramovich Chelsea’ye büyük yatırımlar yaptı, kulübü başarıya taşıdı. Ama Rusya-Ukrayna savaşı sonrası İngiltere devleti yaptırım kararı aldı ve bir gecede Abramovich’in kulüp üzerindeki hakları elinden alındı. Chelsea satılmak zorunda kaldı. Bu örnek bize şunu gösteriyor: Futbol ne kadar özelleşirse özelleşsin, devletin yasası ve kamu yararı her şeyden üstündür.Bir kulübün sahibi olmak, onu dilediğin gibi yönetmek anlamına gelmez.

Haberin Devamı

TFF NE YAPMALI?

· Burada TFF’nin misyonunu hatırlamak gerekir. TFF’nin görevi sadece ligleri organize etmek değildir. Asıl misyonu; futbolu sevdirmek, yaygınlaştırmak, eğitime yöneltmek ve ülkeyi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmektir. Milli takımların doğru bir yapıyla sürdürülebilir başarıya ulaşmasını sağlamak da TFF’nin asli sorumluluğudur. Dolayısıyla kulüpler şirketleşse bile, devletin denetimi ve TFF’nin düzenleyici rolü mutlaka devam etmelidir.

MEDYANIN ROLÜ

· Futbol sadece sahada değil, medyada da oynanıyor. Bugüne kadar medya çoğu zaman günübirlik tartışmalara, hakem kararlarına ve polemiklere odaklandı. Bu yaklaşım Türk futbolunun uzun vadeli vizyonunu gölgeledi. Oysa medya isterse bir gamechanger olabilir. Altyapıyı gündeme taşıyan, kulüplerin mali tablolarını sorgulayan, futbolun kültürünü ve değerlerini öne çıkaran bir medya anlayışı, oyunun kaderini değiştirebilir.

Haberin Devamı

BAŞKA NELER YAPILABİLİR?

· Şirketleşme önemli bir adım olabilir ama tek başına yeterli değildir.

· Eğitim ve Altyapı Reformu: Almanya örneğinde olduğu gibi modern akademiler kurulmadan başarı kalıcı olamaz.

· Oyuncu ve Teknik Direktör Sendikaları: Futbolcular ve hocalar karar mekanizmalarında daha fazla söz sahibi olmalı.

· Yayın Gelirlerinin Adil Paylaşımı: Gelir paylaşımı şeffaf hale gelirse lig daha dengeli olur.

· Şeffaf Mali Yönetim: Kulüplerin mali tabloları taraftardan gizlenmemeli.

· Milli Takımın Güçlü Yapısı: Futbolun aidiyetini artıran en büyük unsur milli takımların başarısıdır.

SON SÖZ

· Türk futbolu için şirketleşme çok önemli bir gamechanger olabilir. Ama tek başına kurtuluş reçetesi değildir. Gerçek değişim, şirketleşmeyle birlikte kültürel bir dönüşümden geçer:

· Şeffaflık,

Haberin Devamı

· Eğitim ve altyapıya öncelik,

· Oyuncu ve taraftarın sesini duyuran yapılar,

· TFF’nin görevini hakkıyla yerine getirmesi,

· Ve medyanın sorumluluğunu hatırlaması.

O yüzden sormamız gereken soru şudur: Türk futbolunun kaderini değiştirecek hamle, sadece şirketleşme midir; yoksa şirketleşmeyle birlikte gelen büyük bir zihniyet dönüşümü müdür? Ben bu soruyu kendime soruyorum. Çünkü futbol sadece kulüplerin ya da yöneticilerin değil, hepimizin ortak değeridir. Taraftarından sporcusuna, yöneticisinden devletine kadar herkesin katkısıyla Türk futbolunu yeniden ayağa kaldırabiliriz. Artık bu soruları hep birlikte sorma ve cevabını arama zamanı.

Yazarın Tüm Yazıları