Hüseyin Başaran’a veda

Spor spikerliği ne acayip iş. Özellikle de maç anlatmak. Radyoda da acayip televizyonda da.

Haberin Devamı

Radyoda maç anlatmak, gözümüzle görmediğimiz bi şeyin, bize ısrarla gösterilmeye çabalanması demek. Kendi gözünle görmediğine başkasının gözüyle inanmak, kulağınla sınamak. Nasıl imkânsız görünüyor. Ne teferruatlı iş.


DENİZ TARAFINA BAKAN KALE

Radyoda maç anlatmak, rakip yarı alanın ortaları demek. Kaleyi tam karşıdan gören bir nokta demek.  Dakika ve skor almak demek. İnönü Stadyumu’nu bilenler için söylüyorum demek. Top bi o kalede, bi bu kalede sayın seyirciler demek. Köşe gönderinin bir metre kadar gerisi demek. Radyoda maç anlatmak, deniz tarafına bakan kale demek. Ceza sahası yan çizgisiyle taç çizgisi arası demek. Orta yuvarlağın kendi yarı sahasına bakan dilimi demek. Topu şöyle bi düzeltmek demek. Radyoda maç anlatmak, mikrofonlarımız Adana’da demektir.

Haberin Devamı


GÖZÜ GÖZLE SINAMAK


Televizyonda maç anlatmak, seyircinin de aynı anda, aynı biçimde gördüğü şeyi sanki görmüyormuş gibi anlatmak demek. Gözü gözle sınamak. Ne zor iş. Nasıl gereksizmiş gibi görünen ama yokluğunu düşünemeyeceğimiz bi şey.

Televizyonda maç anlatmak, kaleyi düşünmek demek. Enfes bi şut ve aynı güzellikte bi kurtarış demek. Kayarak müdahalesi demek. Sekerse tehlike demek. Yazdan kalma bir hava demek. Kısa düştü demek. Ayak koydu demek. Televizyonda maç anlatmak, topu ve kaleciyi ayrı köşelere göndermek demek. Ara pası demek. Atak tazelemek demek. Tüm hatlarıyla yarı alana çekilmek demek. Kaleyi düşünmek demek. Televizyonda maç anlatmak, sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkmak demek.


HÜSEYİN BAŞARAN’IN SESİYLE BÜYÜMEK


Bütün bunlar benim için aynı zamanda Hüseyin Başaran demek. Hüseyin Başaran, sesiyle sadece futbolu değil, halteri de sevdirmek demek. Naim Süleymanoğlu’nun kâküllerine üflemesi demek. Sonra gözümüzün içine baka baka dünyayı kaldırması demek. Naimmmm demek. Haydi Naimmmm demek. Oldu Naimmmm oldu demek. Hüseyin Başaran, silkmeye ayrı koparmaya ayrı heyecanlanmak demek. Dünya Kupası demek, Avrupa Şampiyonası demek. Hüseyin Başaran, sakin ama aynı zamanda çok coşkulu bi ses demek. O sesle büyümek demek.

Haberin Devamı

Hastalığı sebebiyle ara vermişti spikerliğe, 2007 yılından beri karaciğer bekliyordu, geçen sene nakil gerçekleşmişti. İyiydi sanki. İyiydi ha. Çok sevinmiştik. Organ bağışının önemine dikkat çekiyor, herkesi organ bağışına davet ediyordu. İyiydi be. İyileşmişti.

Buraya kadarmış. Bugün ona veda ediyoruz.

Hüseyin Başaran’a veda etmek, bir döneme, bir dönemin futboluna tamamen veda etmek demek. Bir dönem sporuna veda etmek demek. En çok da haltere veda. Silkmeye ve koparmaya. O çok acayip yıllara.

Huzur içinde uyusun. Sesi hep kulağımızda. 

Yazarın Tüm Yazıları