Güncelleme Tarihi:
BİR tarafta Beşiktaş, diğer tarafta Başakşehir... Futbol vaadeden bir maç beklentisiyle izledik.
Ancak ilk 45 dakika futbol adına iki taraf da hiçbir şey koyamadı. Bundan önceki maçlarda son 20 metreye kadar iyi oynayan ancak sonuçlandıramayan bir Beşiktaş vardı. Dün ilk yarıda topu rakip ceza alanına taşıyamayan pas bağlantıları kopuk, oyun kuramayan ve basit top kayıplarıyla oynayan bir Beşiktaş vardı.
Başakşehir de ilginç bir şekilde bu kötü görüntü içindeki Beşiktaş’a çok fazla saygı duyarak oynadı. İkinci yarının başlangıcıyla birlikte Başakşehir daha fazla ön alana çıktı ve Necip’in ofsaytı bozduğu pozisyonda golü buldu.
Gökhan Gönül ve Necip’in stoper oynamaları zaafiyet yarattı tabii ancak hazır olmayan Burak, tam fit görünmeyen bir Atiba ve fiziksel olarak son derece yetersiz bir Douglas’ın dışında N’Koudou ve Diaby’nin felaket oyunları Beşiktaş’ı çok kötü bir görüntüye itti.
İki kanatta oynayan N’Koudou ve Diaby pas oyununda hiç yoklar.
En basit, temel pasları dahi yapmakta zorlanıyorlar. Takımla bütünleşmekte de ciddi anlamda eksikler. Tüm bunlara takımın tek yaratıcı oyuncusu olan Adem Ljajic’in kötü oyunu da eklenince Beşiktaş, Başakşehir’i zorlayamadı bile.
Tribünlerin de bu kötü oyun karşısındaki homurtusuyla iyice kaybolan özgüven Beşiktaş’ı daha da geriye götürdü. Başakşehir’in, bu kadar olumsuz Beşiktaş karşısında neden kazanamadığını ciddi anlamda sorgulaması gerek. Geç ve yanlış yapılan transferler, tuhaf kadro planlaması gelinen noktanın temel nedeni.
Beşiktaş gibi bir takımın nasıl yedek santforu olmaz? Neden 5’inci hafta sahaya stopersiz çıkar? Koskoca Beşiktaş’ın 25 kişilik kadroda Burak ve Ljajic dışında golü hayal ettirecek oyuncusu niçin yok? Sporting Lizbon’un yetersiz bulduğu Diaby, Beşiktaş’ın futbolcusu mu?
Hakem Suat Arslanboğa çok kötü bir maç yönetti. Asıl sorulması gereken neden böyle bir maça verildiği? Oğuzhan girdikten sonra topu daha fazla ceza sahasına taşıdı.
Dün Beşiktaş için söylenecek tek olumlu şey Gökhan Gönül, Caner Erkin, Burak Yılmaz, Atiba ve Necip’in karakter koymalarıydı
İLK 45 dakikalar teknik direktörlerin genelde ideal oyun planlarını sahaya yansıttıkları bölümlerdir. Ama dün ‘beklenen adam’ Burak Yılmaz ilk 11 başlasa da Beşiktaş’ın görüntüsünde değişen bir bir şey yoktu ilk devre.
Ha Güven, ha Umut, ha Burak... Topu santrforunla buluşturmayı beceremedikten sonra, ne pozisyon buluyorsun ne de gol. Evet, Caner sürekli orta alana kayarak, bir oyun kurucu gibi oynuyor ama bu Ljajic’in topu ondan daha az kullanırsa Beşiktaş, rakip ceza sahasına nasıl sızacak?
Dün Beşiktaş’ın stoperleri yoktu ama bence onların yokluğu oyunu etkilemedi. Hatta Gönül ve Necip, ideal stoperlerden de daha iyi bir maç çıkardı. İlk devre bittiğinde bazı oyunculara dair zihnimden geçenler de şöyle:
Lens’ten daha kötü bir topçu olur mu? Olurmuş: Adı Diaby... Beşiktaş’ta 1 dakika bile durmaması gerektiğini düşündüğüm Lens, şu Diaby’den iyi. N’Koudou, çabalıyor ama ayağı ayarsız... Sivas’ta yılın 11’lerine yazdığımız Douglas bu mu? Çok dağınık ve kritik yerlerde top kayıpları bir hayli fazla...
Beşiktaş pas yapıyor ama yüzde 60’ı kendi savunma bloğunda yan pas şeklinde. Dikine pas kullanılmıyor, kaleye şut çekilmiyor. Dün akşam Abdullah Avcı’nın Başakşehir’i olsaydı, Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’ını ilk 45’te bitirirdi.
Avcı, 2. devreye neden Diaby ile çıktı, Oğuzhan’ı neden daha erken almadı bilemiyorum. Yine de Başakşehir biraz açılınca nispeten geniş alanlar oluştu ve Beşiktaş, ceza sahası gördü. Ne var ki 1-0 geriye düşen de oydu. Sonrası çok hazin bir tablo. Siyah beyazlılar yaklaşık 20 dakika oyunu resmen bıraktı.
Oysa Beşiktaş, çok daha iyi Başakşehir’lere karşı maçı hiç bırakmıyordu; yenilse de. Beşiktaş, Başakşehir’i yense, gelecek haftaki derbi de düşünüldüğünde, matematiksel olarak lige yeniden başlayabilirdi.
Bakın ‘matematiksel’ diyorum. Zira, bugünkü ‘zihinsel’ haliyle bu takımın maratonu sürdümesi güç. Hele ki tribünlerde de Sabahattin Ali’nin ‘Aldırma Gönül’ü dillendiriliyorsa...
Okan Buruk, Avcı’dan aldığı Başakşehir’i yavaş yavaş istediği kıvama getiriyor. Buruk oyundan, Avcı ise anlaşılmaz bir oyunla 1 puan aldığı için teselli bulacaktır. Ama gerçek kazanım Buruk’unki.
Hakem Suat Arslanboğa da berbattı. Pozisyonları doğru okuyamadı, penaltıyı VAR’la verebildi, Douglas’ı da atma cesaretini gösteremedi. Arda Kardeşler gibi o da taç tekrarı yaptırarak, Halis Özkahya’ya ‘destek’ çıktı. Hakemler, F.Bahçe’nin itirazını reddetmişe benziyor!
BU Beşiktaş’ın toplam oyuncu kalitesi düşük. Tribün desteğine fena halde ihtiyacı var. Ama taraftar, yönetime odaklanmış. Ve dün Avcı’yı da ıslıkladı. Oysa o, sezon başında destek istemişti. Aynı taraftar yeniden takıma dönen Burak Yılmaz’ı da istememişti.
Taraftar sahadaki bu zayıf takıma arka çıkmazsa kaybeden Beşiktaş olacak. Başkan olduğundan beri taraftarla cebelleşen Orman’ın tablodaki sorumluluğu ayrı konu...