Sortie’de saat 23.59’da neler oldu

Boğaz mekanlarından yükselen müziğe gösterdiği aşırı titizliği nedense Göcek’teki deniz kirliliği konusunda göstermeyen Çevre Bakanı Eroğlu sağ olsun.

Haberin Devamı

Onun sayesinde 23.59 tanımı girdi gece hayatı lügatına.
Artık 23.59 aşağı, 23.59 yukarı.
Çünkü Eroğlu, 23.59’dan sonra mekanlardaki müzik sesinin tamamen kapatılmasını istiyor. Yani “kısılmasını” bile değil, kapatılmasını...
Peki Boğaz mekanları bu son durumdan nasıl etkilendi?
Geçen gece 23.15 civarı Sortie’ye gittim.
Ortadaki dev barın hemen yanındaki Biber’e konuşlandım.
Müziğin sesi ortalamanın hayli altında geliyordu Biber’e. Ancak bara doğru gittiğinizde çalan şarkıyı anlamanız mümkündü.
Bu yüzden rahatça sohbet edebildik, bağırarak konuşmamıza gerek kalmadı.
Saat 23.59’dan sonra ise müziğin sesi daha da düştü. Çok az duyulur oldu.
Fon müziği kıvamı bile kalmadı.
Hangi şarkının çaldığını anlamak için orta bara gidip konuşlanmak gerekiyordu.
Ama işte eğlenmek isteyen Türk’ü en kısık sesteki müzik bile etkilemiyor!
Nitekim, o gece mezuniyetlerini kutlamak üzere Sortie’ye bir anda akın eden Sabancı Üniversitesi’nden yaklaşık bin kadar öğrenci, koro halinde şarkıları hep bir ağızdan söylemeye başladı!
Üstelik sadece Türkçe pop şarkılarını değil, yabancı şarkıları da!
Bir ara bu bin kişilik koronun sesi öyle yükseldi ki, “Eyvah” dedim, şimdi deniz üzerinde vızır vızır tur atan gürültü denetimcilerini taşıyan tekne duracak ve gençlere “sessiz olun len” diye bağıracak.
Benim olduğum saatlerde öyle bir şey yaşanmadı. Ama gençlik bu 23.59’a kendince çözüm bulmuş işte.
Görünen köy düşük desibel filan dinlemiyor.
Sevdiğin şarkı çok kısık tonda mı çalıyor, hemen bağıra çağıra söyleyeceksin. Ertesi gün sesin mi kısıldı, boğazın fena mı, “23.59 gribine yakalandım” der geçiştirirsin, boşver... şahanesiniz gençlik!

Mevzular arası trekking

Haberin Devamı

OTELDE KALMAZSAN GECE HAYATIN OLMAZ!
Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı, yeni transferleri Quaresma’yı ilk gördüğünde “Yanlış adamı transfer ediyoruz” diye düşünmüş.
Ama sonra bu düşüncesinin yanlış olduğuna karar vermiş. Neden?
Çünkü çift küpeli Quaresma otelde kalmak yerine ev istemiş, ondan!
Adalı da, evde yaşamak istediğine göre gece hayatının pek olmayacağına kanaat getirmiş.
Pardon? Evde yaşamayı istemek gece hayatının sıfır olduğuna mı işarettir?
Tabii ki değildir. Gece hayatına ev-otel-çadır; hiçbir şey engel olamaz nitekim.
Bir de Milano’da sorup soruşturmuşlar Q7’yi.
Gecelere akıyor mu diye. Baktılar ki akmıyor, bir “oh be” daha çekmişler.
Bence Q7, Ystanbul’daki kulüpleri gördükten sonra her an baştan çıkabilir. Milano’dakilere (mesela meşhur Hollywood’a) benzemez bizim mekanlar sonuçta. Daha dinamik, daha hem doğu hem batıdır.
Yani kaosun cazibesinde lay lay lom olmak an meselesidir Q7 için...
? DEFNE’NYN KABALA’SI HAKKINDA YPUÇLARI...
Dünyada Madonna’yla, iki gündür ise bizde Defne Samyeli’yle birlikte daha çok popüler olan Kabala, binlerce yıllık bir öğreti/felsefe aslında.
Geçen sonbahar beş derslik bir Kabala seminerine merak edip katılmıştım. Levent’teki Safir Yaşam Atölyesi’nde.
Kendime “kabalacı” diyemem. Zaten herhangi “bir şeyci” olamam, etiket sevmem. Haliyle sadece araştırmacıyım bu konuda. Dolayısıyla kafam net değil, karışık...
Ama şunu söyleyebilirim: Diğer spiritüel vıdı vıdıların aksine Kabala’nın gündelik yaşama yönelik çok pratiği var.
Uygulayınca gerçekten işe yaradığını görüyorsun.
Kendini/hayatını daha iyi analiz edebiliyorsun.
“Ruh ikizi” geyiğinin ötesinde de bir şeyi var yani. şimdi buraya sığdıramayacağım kadar geniş...
OLDU MU OKAN?
“Medya Kralı’nın özelliği gelen konuklarla birlikte TV’de olanları gözden geçirmek. Bugüne kadar basında gündemle ilgili ne zaman konuşmaya başladıysam seyircinin homurdandığını ve sıkıldığını gördüm.
Benim kitlem ağırlıklı olarak genç ve üniversiteli. Görsel olarak internette, televizyonda olan olayların dışında köşe yazarları ya da röportajcılarla ilgilenmiyorlar.”
Bunu söyleyen Okan Bayülgen.
Madem seni izleyen kitle yazılı basınla, köşecilerle ilgilenmiyor.
Neden o kategoriden insanları programına konuk alıyorsun demezler mi adama? Derler... Ah Okan ah diyorum, olmadı bu şimdi.

Yazarın Tüm Yazıları