Sonbahar yüzünü bir gösterip çekecek

Yaz başında kadınların bir çoğu ‘açık ayakkabılarımızı ne zaman giyeceğiz?’ sorusunu soruyordu. Şimdi de ‘daha açık ayakkabılarımızı giyemeden yaz bitiyor’ haykırışları etrafta. Birincisi daha yaz bitmedi, bu haftasonu riskli olsa da açık ayakkabı giymek için daha vaktiniz olacak, ikincisi ise tekrarlıyorum, kızmanın alemi yok sayın Nur B.Anaç Hanım, havanın durumuna müdahale şansımız bulunmuyor. Bizde ‘teşhis var, tedavi yok’. Aslında burada sorun, kendimize göre havanın şekillenmesini istiyoruz, ama biliyorsunuz şu anda PATRON hava, bu yüzden küresel ısınmaya neden olan gazları atmosfere salmamak ve havanın kimyasını bozmamak dışında yapabileceğimiz pek bir şey yok. Atmosferin sunduklarını, sıra dışı olsa da kabul etmek dışında...

*

Sıra dışı olaylar sıklaşmaya başladı ve bu durum önümüzdeki dönemlerde daha da artacak. Artık felaket öngörüleri senaryo olmaktan çıktı. Adım adım yaşamaya başladık. Avrupa Çevre Ajansı yine bir çalışma sonucunu açıkladı: ‘2080’e kadar Avrupa’nın belirli bölgelerinde kış mevsimi ortadan kalkabilir’. Hemen ‘Hani Avrupa buzul döneme giriyordu?’ demeyin. Zira bunlar farklı şeyler. Soğuk döneme girmesi beklenen alanlar Kuzey Avrupa’da. Kışların kaybolma öngörüsü ise Orta ve Güney Avrupa için geçerli. Hatta Orta Avrupa’da, Alpler’de bir çok kayak merkezi tesislerini 500-1000 metre daha yukarıya taşımaya başladı bile. Ama belki bu da yeterli olmayacak, zira hazırlanan raporda 2050 yılına kadar Alpler’de buzulların kalmayacağı, tamamen eriyeceği belirtiliyor. Aslında Güney Avrupa’nın sıcak döneme girmesi, Kuzey Avrupa’nın soğuk döneme girmesini destekleyen bir durum. Isınma sonucu buzulların erimeye başlaması, buzulların tatlı suyunun denizlere ve okyanuslara karışıp tuzluluk dengesini bozması, tuzluluk dengesinin bozulması ile denizlerdeki bazı dolaşımların değişmesi ya da durması söz konusu. Okyanuslardaki bu dolaşımlardan biri Kuzey Avrupa’ya ılık su taşıyor, aynı enlemlerdeki Asya ülkelerine göre iklimi yumuşatıyor. Örneğin İngiltere’nin havasının, Rusya’nın kuzey kesimlerine göre çok daha yumuşak olması gibi. Bu durum tuzluluk dengesinin bozulması ile ortadan kalkıp, Kuzey Avrupa’da soğuk dönemin başlamasına yol açabilir.

*

Neyse, Türkiye’ye geri dönecek olursak, bu yaz özellikle Marmara bayağı yağış aldı. Aslında bu yağışlar ağustos içerisinde Karadeniz’de daha fazla etkili olurdu, ama bu yıl Marmara’yı yakaladı. Aynen geçtiğimiz kış, genellikle Batı Karadeniz’i etkileyen karın, Marmara’da beyaz kabus oluşturması gibi. Geçtiğimiz hafta da bahsetmiştim, akademik çevreler ve bilim adamları tarafından Türkiye’de bunun araştırılması, ‘dönemsel dahi olsa sistem yörüngelerinde sapmalar mı var?’ sorusunun cevabının en azından aranması gerekiyor.

Hava bu haftasonu kuzey bölgelerde biraz bulanık. Yine sıcaklık düşüşü, gök gürültüleri, dolular, yıldırım içeren sağanak yağışlar bekleniyor. Bu yağışlar orta ve kuzey bölgelerde yer yer bekleniyor, ancak serinleme, orta ve kuzey bölgelerin tamamında hissedilecek. Sonbahar yüzünü bir gösterip çekecek. Moralinizi bozmayayım ama eylülün ilk yarısında bir sıcak beklemeyin. Aman panik yok, daha yaz bitmedi. Bu arada açık hava düğünü düşünenlere, kesinlikle B planınız olsun derim.