Paylaş
Önceki gün TÜSİAD'ın Alman işadamlarına verdiği yemekteyiz. Heyet Başkanı Henkel konuşmasını yaparken, Çırağan Sarayı'nın Bosfor salonunun açık olan kapısından Boğaz görünüyor.
Henkel, ‘‘Bu manzara karşısında ne konuşacağımı unutuyordum’’ diyor.
Yanımda, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç oturuyor.
CİDDİ DÜŞÜNÜYORUZ
Onun yanında Wolkswagen'in bir numarası Dr. Ferdinand Piech oturuyor.
Onların konusu Wolkwagen'in Rolls Royce'u alması üzerinde yoğunlaşıyor.
Ben ise Koç Grubu'nun Ford yatırımını dışarı götürmeyi gerçekten düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.
Rahmi Koç, ‘‘Vallahi ciddi ciddi düşünüyoruz’’ diyor.
Özellikle Portekiz'den çok ciddi bir teklif varmış.
Ford yetkilileri bu teklif üzerinde çalışıyorlarmış.
Peki bu yatırım o araziden başka yerde yapılamaz mı? Koç, ‘‘Yapılabilir ama, en az iki milyon metrekare arsaya ihtiyaç var. Ayrıca bunun mutlaka deniz kenarında olması gerekiyor. Çünkü ihracat yapılacak’’ diyor.
Bu ölçekte bir arsa bulmanın çok zor olduğunu söylüyor. Son yatırımlarından birinde yüzlerce kişiyi bir araya getirip ikna etmeleri gerekmiş.
Bu defa da aynı şey yapılamaz mı?
‘‘Hayır yapılamaz. Çünkü vaktimiz yok. Biz en geç 2000 yılında bu araçları ihraç etmeye başlayacağız. Böyle bir arsa için çeşitli kişileri bir araya getirip onayını almak en az bir yıl sürer’’ cevabını veriyor.
PROTOTİP HAZIR
Ford teknisyenleri ABD'de yeni aracın prototipini tamamlamak üzerelermiş. Rahmi Koç ve üst düzey yöneticileri geçenlerde Şikago'ya gidip ortaya çıkarılan modeli görmüşler bile.
Evet, 500 milyon dolarlık bir yatırım bugün yarın Portekiz'e kaçmak üzere.
Şimdi bundan kim kârlı çıkacak? Herhalde Türk halkı değil.
Bundan yararlanacak olan birden fazla ülke var. Yabancı sermaye konusunda Türkiye'nin rakibi durumunda olan ülkelerin hepsi Ford olayına gerçekten çok sevinecekler.
Çünkü bu olay, sadece Ford olayı olarak kalmayacak. Emin olalım ki, Türkiye'ye gelmek isteyen başka yatırımcılar da bu olayı bir kenara not edecekler.
Bu olay beni bir ay önceye götürdü. DSP'li Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in anlattıklarını hatırladım.
Temizel, Vergi Kanunu'na şöyle bir madde koydurmak istedi:
‘‘Türkiye'ye 250 milyon dolardan fazla yabancı sermaye getirenlere yüzde 200 yatırım indirimi sağlanır.’’
Bu madde CHP'lilerin baskısı ile tasarıdan çıkarıldı. Temizel haklı olarak soruyor:
‘‘Bana alınacak vergi niye azaltılsın diyorlar. Ama bu sermaye gelmezse oradan hiç vergi alınmayacak.’’
BAŞKANIN İSYANI
Evet, yabancı sermayeye kolaylık sağlanmasını isteyen sosyal demokrat bir bakan. Ama itiraz edip, tasarıdan çıkartan da sosyal demokrat.
Söyler misiniz, bunlardan hangisi daha çağdaş, hangisi daha gerçekçi, hangisi ülkesini daha çok seviyor?
Ama ben siyasetçiler kadar, bu fabrikanın bölgelerine yapılmasını engelleyen siyasetçilere karşı çıkmayan yerel örgütlerin de dikkatini çekmek istiyorum.
İlk ses dünkü Hürriyet'te vardı. Fabrikanın kurulacağı Gölcük İhsaniye Beldesi'nin belediye başkanı, fabrikanın yapılmasını istediklerini söylüyor.
Ama sesi cılız. Yetmez.
En az Bergamalılar kadar güçlü bağırmak gerekir. Yoksa politikacıların ağır işiten kulaklarına ulaşmak mümkün olmaz.
Belediye Başkanı, o bölgeye 10 yıldır büyük yatırım yapılmadığını söylüyor.
Bu gidişle bir 10 yıl daha yapılmaz.
Neden yapılsın? Yabancı sermaye konusunda dünyada inanılmaz bir rekabet var. İspanya, Portekiz, İtalya, hatta İngiltere gibi gelişmiş ülkeler bile yabancı yatırımcılara inanılmaz imkânlar sağlıyorlar.
BEDAVA ARSALAR
İngiltere'nin Liverpool belediyesi bedava arsalar veriyor.
Siz ne yapıyorsunuz? Gelen yatırımcıyı geldiğine bin pişman ediyorsunuz.
Dün Toyota yeni yatırımlarını buradan kaydırdı. Yarın Ford gidiyor.
Öbür gün bir başkası...
Peki ama kurulmayan, kurdurulmayan bu fabrikaların hesabını kim verecek?
Hesabı verecek kimse çıkmasa bile, hesabı soracak olanların olması gerekir.
Başta gençlerine iş imkânı yaratacak olan bu fabrikaların kurulacağı bölgeler...
Paylaş