Sıcak hafta sonu

Bu hafta sonunda sıcaklar geliyor. Kuzey bölgelerin bile 25 derecenin üzerini göreceğini, kıyı Ege ile güney bölgelerin 30 dereceyi aşacağını sanıyoruz. Hafta sonu boyunca yurdun büyük kısmında güneş bolca görülecek.

Sıcaklıklar bir kademe yükseldi ama tabii ki bu aşırılıkta devam etmeyecek. Ayın 17-18-19’u gibi sıcaklıklar tekrar düşüş yönünde dalgalanacak. Kuzey bölgelerin yine 15-17 derecelere inmesi bekleniyor ama şunu da söylemek lazım; bu ısınmalar kara ve denizler üzerinde bir etki oluşturuyor ve önümüzdeki zamanlarda sıcaklıklar daha rahatlıkla bu seviyelere yükselecek.

*

Bu yıl nasıl gidiyor? Kışı fena geçirmedik, yağışlar vardı. Barajlarımız istediğimiz seviyelere gelmese de, şu andan itibaren olası bir yağış eksikliğinde belki yine sıkıntı oluşturacak olsa da yavaş yavaş seviye yükselmeye başladı. Batı bölgeler çok fazla olmasa da kar aldı. Yani normallere yakın bir sonbahar ve kış geçirdik.

Dünya Meteoroloji Örgütü’nden gelen "geçen yıldan daha serin bir yaz geçireceğiz" şeklinde raporlar var. Bu yönde birkaç haber takip ettim, bazı detaylara değinmek istedim.

Hatırlarsanız geçen ekim ve kasım (2007) aylarında yazılarımda bu konudan bahsediyordum, "El-Nino dönemi bitiyor, La-Nina başlıyor. Bu nedenle normallerde bir yıl geçireceğiz, hem kışıyla, hem yazıyla" diye. Dünya Meteoroloji Örgütü’nden (DMÖ) daha iyi araştırma yapamayacağıma, yazın normallerde geçeceğini DMÖ’den 6 ay önce söyleyemeyeceğime göre bu haberler yeni değil. Daha doğrusu DMÖ bu açıklamaları yapmıştı, yaz dönemi geldiği için tekrar açıklıyor. Yani dünya geneli ortalamada normallerde bir yıl geçiriyor, geçirmesi de bekleniyor. Yaz için de aynısı geçerli, öyle aşırı sıcak bir yaz değil de, normallerde bir yaz bekleniyor. Ama bu La-Nina döneminden dolayı. Yoksa bu durum küresel ısınmanın etkileri ortadan kalkıyor anlamına gelmiyor. Tekrara El-Nino dönemine ne zaman gireceğimiz tam olarak belli değil. Yaklaşık olarak 6-11 yıl aralığında düzensiz bir periyodikliği var. El-Nino’yu çok konuştuğumuz için ne olduğundan bahsetmedim ama aşağıda bir hatırlatmayla beraber El-Nino’nun ne olduğunu bilmeyen ya da hatırlamayanlar için kısaca mevcut, buyurun devam edelim.

El-Nino ile La-Nina sanıldığı gibi su akıntısı adı değil, dönem adlarıdır. Dünyanın genel sirkülasyonu içerisinde yer alan Alizelerin kuvvetlenmesi ya da zayıflamasıdır. Bu rüzgarlar kuvvetlendiğinde altındaki okyanus suyunu sürtünme ile Güney Amerika’nın batı kıyılarından Asya’ya (Endonezya kıyılarına) doğru sürükler. Bu şekilde okyanus üzerinde bir su akıntısı oluşur. Alizeler zayıfladığında ya da kesildiğinde, Alizelerin sürüklediği bu okyanus suyu artık taşınmaz olur, hatta akıntı bazen terse döner. Yani ortada iki ayrı şey ya da yalnızca bir su akıntısı yok, bir rüzgarın kuvvetlenmesi ya da kesilmesi durumu var. Buna bağlı olarak da bir bölgeden başka bir bölgeye okyanus suyunun taşınması ya da taşınmaması var. Yani asıl olan Alizelerin kesilmesi. Havada bir değişim var ki bu Alizeler kesiliyor. Dünya zaten Alizeleri kesen bu değişimin etkilerini yaşıyor. İkincil olarak da bölgesel bir sıcak su taşınımı ile bir alanda dönemsel iklim değişimi oluşturuyor. Çünkü kıyınızdaki suyun sıcak ya da soğuk olması çok önemli. Sıcak su varsa tropikal bir iklime sahip oluyorsunuz, soğuksa eğer çöl oluyorsunuz. 180 derece zıt değişimi görüyor musunuz?
Yazarın Tüm Yazıları