Sezer işadamlarına başkomutan olur mu?

KADİR Has Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Akın İlkin, Türkiye İhracatçılar Meclisi'ne (TİM) ihracat raporu hazırladı.

DYP-SHP Koalisyonu döneminde Türk Eximbank Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da yapmış olan Prof. Akın İlkin'le ihracatı konuşuyoruz. Akın Hoca, hükümetin ihracatı artırma konusunda kararlı olmadığını savunuyor:

‘‘2002 için 32 milyar dolarlık ihracat hedefi konuldu. 2001, 30 milyar dolar civarında ihracatla biterse, 2002 için öngörülen artış topu topu 2 milyar dolar olacak. Yani, hükümet ihracata yüklenmede ciddi görünmüyor.’’

Prof. İlkin, Türkiye'nin ihracatı artırmayı devletten devlete görüşmelerle gündeme getirmesini istiyor ve ekliyor:

‘‘Rahmetli Turgut Özal'ı eleştirirdik. Ancak onun doğru yaptığı bir şey vardı, ihracatta işadamlarına öncülük ederdi. Devletlerarası görüşmelerde mutlaka ticareti gündeme getirir, Türkiye'den mal alımının artırılması için bastırırdı. Bu modelin yine uygulanması gerekir.’’

Prof. İlkin'in hatırlattığı ‘‘ihracatta Özal modeli seferberlik’’ aslında iş dünyasının gündeminden de pek düşmüyor. İş dünyası, hükümetle görüşmelerde ‘‘ihracat öncüsü’’ konusunu gündeme getiriyor. Konuyu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de açanlar oluyor.

ASLA OLMAZ

Sezer
, geçenlerde iş dünyasının çatı kuruluşlarından birinin yönetim kurulunu kabul etti. Heyetteki işadamlarından biri konuyu açtı:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanım, Özal'ın başbakanken dış gezilerine bizleri de çağırır, ihracat bağlantılarımızda önemli rol oynardı. Bunu Cumhurbaşkanlığı döneminde de yaptı. Sayın Süleyman Demirel döneminde de bu gelenek kısmen sürdü. Rica etsek siz de bizlere öncülük eder misiniz?’’

Cumhurbaşkanı Sezer'den kısa yanıt geldi:

‘‘Benden böyle bir şey beklemeyin...’’

Heyetteki bir başka işadamı atıldı:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanım bizi yanlış anlamayın. Önemli olan sizin işadamlarının arkasında olduğunuz görüntüsünü vermeniz.’’

Sezer
, konuyu kısa yanıtıyla kapattı:

‘‘Asla böyle bir şey yapmam...’’

İşadamları, hükümetin bu konudaki sıkıntısını da şöyle anlatıyor:

‘‘Böyle bir rolü Sayın Başbakan'dan bekleyemeyiz. Başbakan yardımcılarından biri ihracatta hükümet adına siyasi önderlik yapabilir. Ancak, orada da kimin öne çıkacağı sorunu var.’’

Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen, ihracat seferlerine çıkıyor, kendini paralıyor. Arada Devlet Bakanı Tunca Toskay da bu rolü üstleniyor.

İşadamları, ‘‘Bazılarının yaptığı gibi aile fotoğrafları çekilmesin. Hükümet dışarda Türk işadamının arkasındayım imajı versin yeter’’ diyor.

Benden iletmesi, hatırlatması...

İyi bayramlar...


Bakan reklam yapar mı ?


MAGIC Life, Viyana'da düzenlediği törenle 2002 sezonunu açtı. Onur konukları arasında Turizm Bakanı Mustafa Taşar ile Fatih Terim de vardı.

Taşar'a, ‘‘3 dakikalık bir konuşma yapar mısınız?’’ ricası iletildi. Ricaya bir de, ‘‘Magic Life için bir-iki cümle söylerseniz seviniriz’’ eklendi. Taşar, tavrını, ‘‘O zaman 3 dakika yetmez’’ diye koydu.

Taşar, Türkiye'nin tek laik demokratik İslam ülkesi olduğunu, Afganistan'dan 4 bin kilometre uzakta bulunduğunu belirtip, ‘‘Korkmayın, gelin’’ mesajı verdi. Sonra da, ‘‘Şimdi Magic Life reklamı yapıyorum. Sizleri Magic Life'lara bekliyoruz’’ sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Belli ki Bakan Taşar, Magic Life'la ilgili ricadan rahatsız olmuştu.

Peki Bakan Taşar, bu işi şöyle yapamaz mıydı:

‘‘Türkiye, önemli bir turizm markası. Magic Life örneğindeki gibi Türk insanı yurtdışında da güçlü turizm markaları yaratıyor. Magic Life sadece Türkiye'de değil, Tunus, Mısır, Bulgaristan, Avusturya ve Yunanistan'da da faaliyette. Başka güçlü turizm markalarımız var. Sizleri rahat ettirmeleri için, onların arkasındayız.’’

Hatta, markadan söz ederken, ‘‘Türkiye'nin en önemli markalarından biri de Fatih Terim’’ deyip, onun törende bulunmasına da bir anlam katabilirdi.

Hangisi daha anlamlı? Taşar'ın yaptığı mı, verdiğim örnek mi?
Yazarın Tüm Yazıları