Sezen Aksu 4, Serdar 2-8-14

Yaz ortasında yeni albümler peşpeşe gelmeye başladı.

Sezen Aksu’nun Deniz Yıldızı’nda en çok konuşulan şarkı İzmir’in Kızları oldu.

Meşhur olan İzmirli kızların hakkını teslim eden bir şarkı.

"İzmir’in kızları/ Ayıptır söylemesi laf aramızda/Sevişe sevişe de ölür/Dövüşe dövüşe de icabında" diyor ya Sezen Aksu, zaten adı çıkmış 9’a inmez 8’e olan İzmirli kızların namını perçinlemiş oldu böylece...

Ama ben yeni yeni dinlemeye başladığım albümde en çok 4’üncü şarkı ’Hala Haber Bekliyorum Senden’i beğendim.

Dinledikçe, kulağım alışacak, yeni keşifler bulacağımdan eminim.

Serdar Ortaç’ın son albümü ise bildiğiniz gibi...

Malum 14 yılda yaptığı, 10 albümde hep aynı kelimeleri kullandığı haber olmuştu geçenlerde.

Tarzı da, şarkıları da yine aynı...

Ama işin kodlarını çözmüş, eğlenmek, hüzünlenmek istediğinizde yine en iyi müzik onda.

Özellikle de 2-8-14-15 numaralı şarkılar; Heyecan, Bu da Geçer, Sana Değmez, Başıma Bela’yı beğendim ben.

Bu arada çevremdeki kadınların her birinin farklı bir şarkısı oldu bile albümden.

"Benim favorim 14" diyene öbürü itiraz ediyor.

Serdar Ortaç’ın sırrı bu galiba, yaptığı her şarkıyla kadınların bir kısmını yakalamayı başarıyor...

Bu yaz Sezen ve Serdar’la iyi geçer...

Hüzün istediğimizde birine, eğlence istediğimizde diğerine koşacağız...

Edip Akbayram gitmemişti...

Latife Tekin’in Karabük’te yaşadıkları elbette tatsız bir durum.

Ancak "Sivas’taki katliam aklıma geldi" denecek kadar dramatik bir durum da yok ortada...

Belediye başkanı gereksiz şova kalkışmasa bunlar yaşanmayacaktı.

Şimdi işin aslı astarını hep Latife Tekin’in ağzından dinliyoruz, ben Karabük’tekilere açtım sordum nedir yaşananlar diye.

Elbette onlar da Latife Tekin’i eleştiriyorlar.

Sanatın konuşulacağı bir toplantıda işi siyasete döktü, "aşağılık AKP politikası" tarzında kaba bir eleştiri yöntemi tercih etti, sanki özellikle böyle bir olay çıkmasını istiyordu diye...

Karabüklüler’in iddiası da bu...

Bunu söyleyenler de AKP’li değil ha, Karabük’ün solcuları...

Latife Tekin neden kabul etti peki böyle bir daveti?

Belediyenin AKP’li olduğunu bilmiyor muydu?

Edip Akbayram bundan kısa bir süre önce Ereğli belediyesinin daveti üzerine vereceği konseri belediyenin AKP’li olduğunu öğrenince iptal etmişti.

Bu da bir yöntem...

Gidip oraya işi sertleştirmek de...

Gidip oraya sadece sanat konuşmak da...

Hangisini tercih ettiğiniz size kalmış...

20 yıl sonra çöl olursak

Orta Avrupa’nın bütün şehirleri birbirine benzer, ortada büyükçe bir kilise, geniş bir alışveriş caddesi ve son derece düzenli, temiz sokaklar.

Bu şehirlerin çoğunun en karakteristik özelliği de yeşilidir.

İsviçre’den havalandık, uçağın penceresinden gördüğümüz yemyeşil bir doğayı geride bırakarak...

3 saat boyunca kah uyuduk uçakta, kah sohbet ettik, inişe geçerken güneşliği kaldırıp yeniden aşağıya bakmak geldi aklımıza.

Aklımızda kalan son fotoğraf yemyeşil bir doğaydı ya, Trakya’nın neredeyse tek bir ağaç olmayan arazilerini görünce dehşetle birbirimize baktık.

Arada bulunan su birikintileri, göletler sanki daha bir küçülmüş geldi gözümüze, sanki hemen kuruyup çekilecekmiş gibi...

İnsan Avrupa’nın yeşiliyle bizim kurak toprağın fotoğrafını kafasında böyle yanyana koyunca gerçekten 20 yıl sonra ne olacağımızı kara kara düşünüyor.

Trakya’nın durumu yine iyi...

Mesela Konya’nın uzun yıllar yağış ortalaması metrekareye 323 milimetreydi, son üç yıldaki ortalaması çöl iklimi yağış sınırı olan 250 milimetreye düştü.

Akşehir Gölü’nün yüzölçümü 15 yıl önce 350 kilometrekareydi, şimdi 30 kilometrekare.

Alibeyköy Barajı’ndaki su 28 metreydi, şimdi çocukların oyun alanı...

Beyşehir Gölü son 10 yılda 2 milyar metreküp su kaybetti...

Büyükçemece Gölü’nün kumsalı 3 metreydi, bugün 45 metre...

Kızılırmak kuruyor...

Manyas Gölü bitti...

Büyük Menderes yok artık...

Yani Anadolu çöl olmaya başlamış bile...

Başbakan Erdoğan, "Türkiye’nin su fakiri" olduğunu sık sık dile getiriyor, hatta seçimlerden önce Su Bakanlığı’nın kurulacağını bile söylemişti.

TEMA Vakfı yıllardır, "Türkiye çöl olmasın" diye çırpınıp duruyor.

Ama görünen o ki kaybedecek tek bir saat kalmadı artık, bu iş için toplu bir seferberlik ilan etmenin zamanı geldi.

Türkiye siyasi olarak hiçbir zaman İran olmayacak ama bu gidişle 20 yıl sonra coğrafi olarak Arabistan olacağımız kesin.
Yazarın Tüm Yazıları