Özge Altınok Lokmanhekim
Özge Altınok Lokmanhekim
Özge Altınok LokmanhekimYazarın Tüm Yazıları

Gökçeada’da çocukla yavaş tatil

‘Yavaş Şehir’ (cittaslow) ağındaki Gökçeada’da küçük, şirin ve pandemi açısından güvenli çok sayıda pansiyon var. Kimseciklerin olmadığı, sanki size özel sakin bir kumsal ya da koyda denize girip ailece huzurlu bir tatil geçirmeniz mümkün.

Haberin Devamı

Bu sefer ailece Türkiye’nin en batı ucuna, güneşin en son battığı Gökçeada’ya doğru yola çıktık. Çanakkale’ye bağlı Gökçeada ‘yavaş şehir’ listesinde ülkemizi temsil eden 18 yerden biri. Tekirdağ, Malkara, Keşan yolunu takip edip Keşan’dan Gelibolu yoluna saptık. Feribot sonrası kısa bir yolculuğun ardından merkezden geçerek ilk durağımız olan eski Rum köyü Zeytinli’ye (Aya Teodoroi) vardık. Burası adanın en eski yerleşimlerinden. Arnavutkaldırımlı sokakları, küçük kafeleri ve yol kenarında hediyelik eşya satan tezgâhlarıyla gezginlerin de ilgi odağı. Dünyadaki yaklaşık 300 milyon Ortodoks Hristiyanın ruhani lideri, 1991’de patrik ilan edilen 1. Bartholomeos 1940’ta Zeytinli Köyü’nde dünyaya gelmiş.

Gökçeada’da çocukla yavaş tatil


Gökçeada’nın dibek kahvesi meşhur. Sabah kahvesi seviyorsanız ‘Madam’ın Yeri’ne mutlaka uğrayın. Dövülerek öğütülen bu kahvenin en lezzetlisini Zeytinli Köyü’nde içebilirsiniz. Madam’ın Yeri dışında Zeytinli’de pek çok küçük köy kahvesinde de dibek kahvesini tadabilirsiniz. Çocuklar ada muhallebisinin tadına bayılıyor. Rumlara özgü peynirli açık pideyi andıran ‘cicirya’yı denemek üzere Madam’ın Evstratia Cicirya Evi’ne gidebilirsiniz.

Buzla servis edilen vişne özü ‘vişnada’ da oldukça lezzetli. Adanın denizi güney sahilleri kadar tuzlu, Ege’nin rüzgâr alan koyları kadar da bulanık değil. Biz denize girmek için çamurunun deri hastalıklarına ve romatizmaya iyi geldiği söylenen Tuz Gölü’nü, Kokina ve Kapıkaya plajlarını geçip Karadenizli bir gemicinin ev yapmasından sonra ‘Lazkoyu’ olarak anılan sahile gittik. Hafta sonları kalabalık olan sahilde şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Adanın pek çok koyunda tesis yok. Arabanızı gözünüzü kestirdiğiniz bir yerde kenara çekip biraz engebeli bir yoldan inerek denize ulaşabiliyorsunuz. Oğlum başta “Buradan mı denize gireceğiz” diye şaşırsa da sadece bizim ailemize özel, ıssız bir plaj fikrinin hoşuna gittiğini söylemeliyim. Biz adada nereye gidersek gidelim havlumuzu, hasır örtümüzü, şemsiyemizi ve içine içecek ve atıştırmalık koyduğumuz buz çantamızı yanımıza alıyoruz. Oğlum da kovasını, küreğini yanında taşıyor. Mayo değiştirmek için de ona pelerin şeklindeki havlulardan aldık. 

Gökçeada’da çocukla yavaş tatil


Adada sevdiğimiz diğer bir plajsa Uğurlu Köyü’ndeki ‘Gizli Liman’. Aydıncık Koyu’ndaki 2.5 kilometrelik bir kumsala sahip Gökçeada Sörf Eğitim Merkezi (www.surfgokceada.com) bu işe başlamak için iyi bir yer. Ağırlıklı olarak Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’dan gelen sörfçülerin konakladığı eğitim merkezinde ‘kite surf’ (uçurtma sörfü) ve rüzgâr sörfü eğitimleri veriliyor. Çocukları da kabul eden Radikal Sörf Okulu’nda küçüklerin boy, kilo ve yaş bilgisine göre yönlendirme yapılıyor. Biz sörf yapmayı denemesek de oğlumla birlikte tüm öğleden sonra rüzgârla havada adeta dans eden sporcuları izlemekten çok keyif aldık. Bir sonraki gelişimizde de birlikte ders almaya karar verdik.

Koruma altına alınan yaşlı çınar ağacı

Adada eski halini muhafaza eden Rum köyleri de var. Adanın batı kısmındaki tek Rum köyü Dereköy (Skinudi). Yeni Bademli ve Eski Bademli (Giliki) köylerini de gördük. Eski Bademli Köyü koruma altındaki dört Rum köyünden biri. Günbatımını tarihi kale kalıntılarının olduğu tepeden seyretmek üzere yukarı çıktık. Ege Denizi, Semadirek Adası, Kaleköy Limanı ve Çınarlı Ovası ayaklarımızın altında...
Tepeköy’e giderken köy yoluna sapmayıp yola sağdan devam ederseniz tarihi çınar ağacının altındaki piknik alanına ulaşırsınız. Yanınıza yiyecek bir şeyler alıp burada vakit geçirebilirsiniz. Bu çınar ağacı Gökçeada’da anıt niteliğinde koruma altına alınan altı çınarın en yaşlısı. Kaleköy Limanı da adanın akşamları en popüler yerlerinden.Buradaki Eleni Restoran’da akşam yemeği yiyebilirsiniz.

Bal ve ‘efibadem’ kurabiyesi almadan dönmeyin

Dönmeden önce kekik çiçeği balı, zeytin ve zeytinyağı almak için merkezde Ada Rüzgârı isimli dükkâna gittik. Oğlum için bebekliğinden beri burada satılan eşek sütlü sabunlardan kullanıyorum. Ayrıca sakızlı dibek kahvesi aldık. Farklı çiçek kokularına sahip zeytinyağlı sabunlar seçtik. Ardından Meydani Pastanesi’ne uğradık. Karadutlu dondurması favorimiz. Tereyağı ve bademle yapılan bir çeşit un kurabiyesi olan ‘efibadem’ oğlumun da benim de
çok sevdiğimiz bir lezzet.

Yazarın Tüm Yazıları