GeriSeyahat Tek başına seyahatin büyüsü: 10 yılda 90 ülke
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Next Sosyal
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tek başına seyahatin büyüsü: 10 yılda 90 ülke

Tek başına seyahatin büyüsü: 10 yılda 90 ülke

Business Insider yazarı Kaitlyn Rosati, Ocak 2015’te Hawaii’ye yaptığı ilk yalnız seyahatin hayatında bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. O günden bu yana tek başına seyahat etmeye âşık olan Rosati, 10 yıl içinde bir seyahat blogu kurdu ve yedi kıtada 90 ülkeyi tek başına gezdi.

Rosati, Business Insider için kaleme aldığı yazısında, bu süreçte dünyanın dört bir yanında büyüleyici yerler görme fırsatı bulduğunu belirtiyor. İşte Kaitlyn Rosati’nin kaleminden bugüne kadar ziyaret ettiği, manzarası ve ruhuyla en çok etkilendiği beş rota…

1- VALLE D’AOSTA / İTALYA

İtalya’nın en küçük ve en az nüfuslu bölgesi olan Valle d’Aosta, Eylül 2024’te beni adeta büyüledi. İsviçre ve Fransa sınırında, ülkenin kuzeybatısında yer alan bu bölge; Mont Blanc’ın eşsiz siluetiyle göz alıcı bir dağ manzarası sunuyor. Bölgenin başkenti Aosta, “Alplerin küçük Roma’sı” olarak anılıyor. Mont Blanc’ın görkeminin yanı sıra Porta Pretoria ve Criptoportico Forense gibi tarihi yapılarla geçmişin izlerini sürmek mümkün.

2- WANAKA / YENİ ZELANDA

Ocak 2019’da karavanla çıktığım Yeni Zelanda yolculuğumun ilk durağı olan Wanaka, doğayla bütünleşmek isteyenler için adeta bir cennet. Lavanta tarlaları, Wanaka Gölü ve 1600 metre yükseklikteki Roys Zirvesi gibi doğa harikalarıyla dolu bu şehirde; sabah kahvemi göl kenarında içip, yalnız bir söğüt ağacına bakarak huzuru buldum. Şehirdeki Lavanta Çiftliği ise yerel tatlarla tanışmak için harika bir durak.

3- COLONİA DEL SACRAMENTO / URUGUAY

Ocak 2023’te Buenos Aires’ten feribotla geçerek ziyaret ettiğim Colonia del Sacramento, huzur dolu atmosferiyle beni etkiledi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi bölgesi, pastel tonlardaki taş binalar ve Arnavut kaldırımlı sokaklarla çevrili. San Miguel Bastion’dan denizi izlemek ya da 1690’lardan kalma San Francisco Manastırı’nın kalıntılarını görmek, zamanın durduğu hissini veriyor.

4- FISH RIVER KANYONU / NAMİBYA

Afrika’nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük kanyonu olan Fish River Kanyonu, Nisan 2024’teki ziyaretimde bana unutulmaz bir deneyim yaşattı. Genişliği, renkleri ve sessizliğiyle insanı içine çeken bu doğal oluşumu ziyaret ettiğimde neredeyse hiç turist yoktu. Yalnızca rüzgârın sesiyle baş başa, saatlerce manzarayı izledim.

5- JEJU ADASI / GÜNEY KORE

Mart 2019’da Seul’den kısa bir uçuşla ulaştığım Jeju Adası, özellikle doğa severler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Adadaki Oedolgae Kayası, volkanik bir patlama sonucu oluşmuş etkileyici bir kaya formasyonu. Yürüyerek ulaştığım bu noktada şelalelerle bezeli bir yolculuk yaptım. Baharın ilk kiraz çiçekleri açmaya başlamıştı ve Oedolgae’ye vuran dalgalar arasında durup, doğanın ritmini dinledim.

Business Insider'ın 'I've solo-traveled to 90 countries. These are the 5 most beautiful places I've been.' başlıklı haberinden derlenmiştir.

False