GeriSeyahat Lezzet peşindeki ‘Tuzlu Kadın’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Lezzet peşindeki ‘Tuzlu Kadın’

Lezzet peşindeki ‘Tuzlu Kadın’

Gittiği yerleri çizerek anlattığı günceleri Instagram’da binlerce kişi tarafından takip edilen ‘Tuzlu Kadın’ hesabının sahibi Beril Ateş, ülkeleri mutfaklarının izleri üzerinden geziyor; “Yemek bir toprağın kültürüdür. Coğrafyasını, tarihini daha iyi anlamanızı sağlar” diyor. Türkiye’yi de bir lezzet turuyla gezip kitap haline getirmeyi planlayan Ateş’in gezginlere de net bir tavsiyesi var: “Ertelemeyin!”

Sosyal medyada ‘Tuzlu Kadın’ olarak tanınıyor. Beril Ateş gezmeyi, çizmeyi ve yemeği çok seviyor... Bu üç tutkusunu Instagram hesabında birleştirerek gezdiği yerleri, oraların mutfağını, kültürünü ve ona neler hissettirdiğini rengârenk çizimleriyle anlatıyor. Seyahat güncelerini anın büyüsünü kaçırmamak için havaalanında, feribotta, şehirlerarası otobüste tamamlıyor. “Keşke her gittiğim yeri uçtan uca görme fırsatım olsa” diyen Ateş, Türkiye’yi de bir lezzet turu eşliğinde gezmek ve bunu bir kitaba dönüştürmek istiyor. Gezgin-sanatçı Beril Ateş anlatıyor...

Gezmek ve farklı yerler keşfetmek sizin için ne ifade ediyor?

Kendime tam anlamıyla gezgin demek, tanıdığım gezginlere haksızlık olur. Yine de bu dürtüyle hareket eden, keşfetme konusunda heyecanlı biriyim. Yeni bir kültürle, yeni bir insanla tanışmak kadar güzel bir şey yok seyahat ederken. Daha önce basmadığın topraklardasın ama aynı gökkubbenin altındasın... Dünyayı algılama şeklini iyileştiriyor insanın.

‘DENİZDE SAF VE MUTLUYUM’

Instagram’da ‘Tuzlu Kadın’ adında bir hesabınız var. Bu isim nereden geliyor?

Seneler önce, yaz tatilini gönlümce yapabildiğim zamanlardan...  Yine yanımda defterim, suluboyam... Denize girip çıkıyorum, çiziyorum. O tuz, ruhuma öyle iyi geliyor ki denize devamlı teşekkür ediyorum. Kendimi hiçbir yerde öyle saf, öyle mutlu hissetmedim. Yani denizde olduğum kadar... Bu hissiyatla ‘tuzlu kadın’ olmakla ilgili bir şeyler karaladığım bir paylaşımım çok sevildi ve takipçiler bana ‘Tuzlu Kadın’ demeye başladılar. Ben de bu hissiyatları paylaştığım bir hesap açtım. Denizli, tuzlu paylaşımlar devam ediyor ancak zamanla seyahat günlüklerimi paylaştığım, içimdeki heyecanlı kâşifin güncesi haline geldi bu hesap.

Hesabı bir çeşit günlüğe çevirmeye nasıl karar verdiniz?

Günlük tutma alışkanlığımla başladı. Baktım ki duygularımı yazmaktan çok çizerek daha iyi aktarıyorum... Yaptığım seyahatlerde gördüğüm mimari yapıları ufak ufak eskizini yapma, yediğimi içtiğimi resmetme, etkilendiğim konuları not alma şeklinde devam edince bu defterler yavaş yavaş seyahat güncelerine dönüştü. İçinde çok kişisel tecrübelerin de yer aldığı defterler bunlar. Biraz kendi hayatımı belgeleme yöntemim gibi aslında...

Çizimlerinizde görsel hikâyeler de var. Bunlar nasıl gelişiyor?

Seyahat günlüklerimin yanında tuttuğum bir de sanat günlükleri var. Bunlarda daha çok ülke gündeminden, çevremizde olan bitenden etkilendiğim konuları resimliyorum. Zaten tipografi (harf, rakam ve işaretlerle yazı yazma sanatı) benim resim dilimin bir parçası. Bu da resimleri içerik olarak destekliyor.

Günlükleri seyahat ederken mi sonra mı hazırlıyorsunuz?

Bu defterleri seyahat sırasında tutmak en doğrusu. Hiç kolay olmuyor, orası ayrı. Gece yatmadan yatak kenarında, havaalanında, feribotta, şehirlerarası otobüste, nerede fırsat bulursam orada tamamlamaya çalışıyorum sayfaları. O anın tazeliği geçmeden aktarmak iyi oluyor. Yoksa büyüsü kaçıyor bence, bir şeyler eksik kalıyor.

Lezzet peşindeki ‘Tuzlu Kadın’
“Tipografi benim resim dilimin bir parçası. Seyahat günlüklerimin yanında bir de sanat günlüklerim var. Bunlarda ülke gündeminden, çevremizde olan bitenden etkilendiğim konuları resimliyorum.”

‘PAZARLARA BAYILIYORUM’

Seyahatlerde yemeğin yeri ve önemi nedir sizce? Nerede, ne yiyeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?

Yemek bir toprağın kültürüdür. Bir yerin coğrafyasını, tarihini daha iyi anlamanızı sağlar. Bu yüzden ülkeleri mutfağı üzerinden geziyorum. Bazen ön araştırmayla gidiyorum bazen akış içinde gelişiyor. Lokallerin önerileri en iyisi çıkıyor. Bir de her yerin pazarına gitmeye bayılıyorum. Bütün o çeşitliliği bir alanda görmek için harika yerler, festival gibi. Gezdiğim en ilginç pazar Marakeş El-Fna meydanıydı.

Uzun vadede güncelerinizle ilgili bir planınız var mı?

Kitap serisi yapmayı çok isterim.

ALTAYLAR’DAN GÖÇ YOLUNU İZLEYECEK

“Fas, Çin, Hindistan, Hırvatistan, İtalya, Fransa, İran, ABD, Almanya, İspanya, Yunanistan, Mısır, İngiltere, Lübnan gibi ülkeleri gezdim. Keşke her gittiğim yeri bir uçtan bir uca görme fırsatım ve vaktim olsa. Hatta bir kısmına tekrar gidebilirsem şahane olur. Görmek istediğim çok fazla yer var. Meksika başta olmak üzere, Güney Amerika mesela... Birçok bölgesini gezmiş olsam da Türkiye’de hâlâ çok eksiğim. Türk topraklarını daha iyi anlamak için Altaylar’dan başlayan göç yolunu gezmeyi çok istiyorum. Ayrıca bir lezzet turu eşliğinde ülkemi detaylı gezme planım var. Bu süreci de çizip herkese faydası olabilecek belki bir projeyle, bir kitapla birleştirmek istiyorum.”

EN ÇOK İRAN’DAN ETKİLENDİ

Seyahatlerinizde size en çok ilham veren yer neresi oldu?

İran. Müthiş bir kültür. Daha önce gidebilseydim, daha fazlasını görebilirdim belki. Maalesef köklü kültürü olan ülkeler hızlı yağmalanıyor. Buna rağmen, beni bambaşka diyarlara götürdü o topraklar.

Seyahatlerinizde sizi en çok etkileyen anınızı paylaşır mısınız?

Çok fazla unutulmaz anım var. O büyülü anları uzun uzun anlatmam gerekir. Hazır İran’dan bahsetmişken; İsfahan’daki minyatür ustası Hossein Fallahi ile sohbet edip onun boyalarıyla birbirimize hediye etmek için yan yana çizim yaptığımız an çok keyifliydi.

‘SANATIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNÜ AZIMSAMAYIN’

Çizersiniz ve bir tasarım-baskı atölyeniz var. Sanatçı kişiliğinizden biraz konuşalım… Planlarınız neler?

Ülkemizde artık işler planla, programla yürümediği için akıştayım. Elbette yapmak istediğim birçok şey var ancak bunlar içinde kendime ve insanlara hayal kurmayı unutturmamak en önemli amaçlarımdan biri. Çünkü hayal kurma yetimizi kaybettikçe, içi boş varlıklara dönüşüyoruz.

Lezzet peşindeki ‘Tuzlu Kadın’

Sanatla ilgilenenlere ne tavsiye edersiniz?

Sanat yaşamakla, insan olmakla alakalı. Ne kadar hissederek yaşarsanız, o kadar söyleyecek bir sözünüz olur. Sanatın iyileştirici gücünü azımsamamanızı ve devamlı üretmenizi öneririm.

Gezginlere bir tavsiyeniz var mı?

Ertelemeyin.

False