Kürkçü Han çeyizci oldu
Beyazıt'taki 550 yıllık Kürkçü Han, yıllarca kürk işiyle uğraştıktan sonra teslim bayrağını çekti. Artık taksitle kürk alma modası bitti. Hanı çeyizciler ve yüncüler doldurdu...
Mahmutpaşa Yokuşu’ndan Eminönü tarafından Kapalıçarşı'ya doğru çıkarken sağda karşımıza Kürkçü Han çıkar. 133 numara. Hanın kapısının hemen girişinde sağda don, solda terlik satılır. İçeride sırtları ya duvara dayalı ya da geniş bir avlunun tam ortasında tek katlı bitişik dükkanlar var. Han iki katlı.
Eskiden toprak olan zemin şimdi habitat parkesi döşeli. Etrafta terziler, lokantalar, kuaförler vb. var. Handa 115 dükkan bulunuyor.
Bugünlerde dükkanların çoğunluğuna çeyizciler hakim. Arada yüncüler ve kürkçülere de çeşitli gelinlikçilere de rastlayabiliyoruz.
Han sabah sekizde açılıyor. Akşam yedide kapatılıyor. Sabahları en erken açan yerler, lokantacılar. Her gece iki bekçi sabaha kadar nöbet tutuyor.
550 yıllık han
Kürkçü Han'ın tarihi çok eskilere dayanıyor. Han 550 yaşında. İlk dönemlerinde deri ve kürkle ilgili bütün tabaklama, sepeleme, boyama ve dikme işlemi burada yapılıyor. O dönemde burası şehir dışı sayılıyor.
Daha sonra etrafa kokular saçan tabaklamalar şehri rahatsız ediyor. O zaman esnaf çıkarılıp Kazlıçeşme'ye, deniz kenarına taşınıyor. Kürkçü Han'da sadece imalat ve satışı yapılıyor.
1960'larda, kürkçüler zamanında handa kontrplak ticareti de yapılıyordu. Kaplamacılar, marangozlar, nikelajcılar vardı. Hatta ‘‘Jumbo’’ markası bu handa doğmuştu.
Kürkçüler yaşamlarını sürdürürken, hana yüncüler de yerleşti. 1985-95 arasında yüncüler azaldı. Son yüncülerden Süleyman Bey 75 yaşında olduğunu, artık yüncülüğün öldüğünü, günümüzde yün örenlerin kalmadığını, yeni yılda dükkanını kapatacağını söyleyerek yakınıyor.
Tavşan dönemi
Bu arada kürkçüler yaşamlarını sürdürüyorlar. Bir dönem tavşan kürkü çok moda oluyor. Tavşan palto tavşan kaban ya da ceket çok aranıyor. 1970-75 arası tavşan üretim çiftlikleri açılıyor. Rengarenk tavşanlar üretiliyor. Sonra zamanla moda geçiyor. Bursa, Mudanya, M. Kemal Paşa, Konya, Isparta yöresinde açılan tavşan çiftlikleri kapatılıyor, boşalıyor.
1994 ekonomik krizinden sonra kürkçülük büyük darbe yiyor. Taksitle kürk alma alışkanlığı yok oluyor.
Handaki kürkçü dükkanları azalıyor. Bir zamanlar sadece kürkçüler için üretilen astar artık üretilmiyor. Artık Kürkçü Han günümüzde her türlü çeyizlik ev eşyalarının bulunduğu bir çarşıya dönüşüyor.
Kürkün modası bitmez!
Vahap Uludağ, yıllarca Tarihi Kürkçü Hanı Güzelleştirme ve Esnafını Koruma Derneği başkanlığı yapmış, ikinci katta dükkanı bulunuyor. 1954'de buraya çırak olarak gelmiş. 46 yılda sırasıyla çıraklık, tezgahtarlık, ustalık, müessese müdürlüğü yapıyor; sonunda kendi müessesesini kuruyor. Eski atölyesini lokanta yapıyor.
Uludağ, kürkçülük sektörünün yüzde 98'inin battığını söylüyor:
‘‘Kürkçüler, yüzde elli zararına devredebilme imkanları olsalar malları devredip kurtulmak istiyorlar. Ama kürkün modası bitmez!’’
Kürklerin fiyatları 100 milyonla 2.5-3 milyar (vizon) arasında değişiyor. Vizonun aşağı yukarı 20 kadar rengi var, açık renkli olanlar daha pahalı ama asıl fiyat kaliteye bağlı. Astragan kürk bir kuzu cinsi, merinos, karaman gibi.
Peki, tek tük kalmış olan yüncülerden yün alırken nelere dikkat etmeli: Yün alırken üstündeki büyük yazıya değil etiketin üzerindeki küçük yazılara bakmak gerekiyor. Yüzdeler yazıyor küçük harflerle. Yüzde 60 yün, yüzde 40 akrilik gibi.
Çilelerin gramlarına da bakmalı. Ama kimi zaman kaliteli markalarda sadece yünün gramı değil metresi de yazıyor. Yünün kalitesi ipliğin ucu yakılarak da anlaşılıyor. Plastik gibi yanıp kuruyup bükülüyorsa kötü! Kül tamamen kaybolursa iyi!