Türkiye'de gidilecek en izole adresler... 'Korona'dan uzak doğayla iç içe

Artık plajlar, milli parklar, bahçeler, belirlenen kurallar dahilinde faaliyete geçti. Peki koronalı günleri biraz olsun unutacağımız çok kalabalık olmayan adresler nereler? İşte size 20 güzel rota...  

Dağların arkasına saklı, Kıbrıs Barış Harekatı’nda görev alan bir helikopterin pilotu tarafından güzelliği keşfedilmiş olan bu saklı cennet belki de Mersin’in en güzel, en turkuaz yerlerinden. Çok sayıda işletmenin ve konaklama tesisinin olmadığı Tisan Koyu’nda, daha çok yazlık evler bulunuyor.

Yazlıkçıların arasına karışarak, huzurlu bir şekilde, bu saklı cennetin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Konaklama için ya bölgedeki yazlık evlerden kiralamayı ya da 'Tisan Göksu Apart Otel'i düşünebilirsiniz

Bodrum’a bu kadar yakın olmasına karşın, bir o kadar da uzak. Sakinliği ve huzuru tam da bu dönem aranılan tatil şekli için biçilmiş kaftan. Barındırdığı 8 koyun masmavi sularında yüzebilir, her biri aile işletmesi olan pansiyon ve apartlarda samimi bir şekilde konaklayabilirsiniz. Yörede yetişen sebze ve meyvelerden yapılan yiyecekleri, her biri birbirinden güzel manzaraya sahip restorantlarda yiyebilirsiniz. Konaklama için en güzel manzarayı kapan ‘Kale Pansiyon’ düşünülebilir.

O kadar izole ki deniz kaplumbağaları bile buraya üremeye geliyor. Yorucu ve stresli geçirilen korona günlerinde özlenen deniz-kum-güneş üçlüsünün en doğal, en güzel hallerini bulabileceğiniz bir yer Çıralı. Birinci ve ikinci derecede sit alanı olduğundan, endüstryel çaplı büyümeden kendini korumuş olan Çıralı, hala tam olarak keşfedilmemiş sevimli bir tatil köşesi. Bu gizli cennette, portakal ağaçlarının gölgelerinde dinlenebilir, turkuaz sularda serinleyebilirsiniz. Ayrıca 3 km mesafede bulunan ‘Yanartaş’ı da listenize ekleyiniz. Konaklama için ‘Lycia Hotel Ulupınar’ en güzel seçeneklerden.

Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlere yaklaşık 3 saat mesafede bulunan Akçakoca, Karadeniz’de en güzel ve en uzun sahile sahip yerlerden birisi. Sadece sahili değil, civarında bulunan gezilecek yerlerinden, deniz ürünlerinin çeşitliliğinden dolayı doya doya tatil yapabileceğiniz güzel bir ilçe.

Tatil için sadece bilenlerin gittiği Akçakoca henüz Ege ve Akdeniz’de bulunan tatil yöreleri kadar meşhur olmadığından, aşırı kalabalıkları görmeniz çok zor. Konaklama için tercih 'Livadi Hotel'i tercih edebilirsiniz.

Marmaris’ten Datça’ya giderken sağa doğru Bördübet tabelası gördüğünüzde o yolun sizi gizli bir cennete götüreceğini bilin. Yaklaşık 20 dakika çam ağaçları altından, köy yolundan gittiğinizde, sessizliğin ardına saklanmış turkuaz bir koy ve birkaç endüstriyel olmayan tesis sizi karşılayacaktır. Salgın sonrası çok kısa sürede huzura doyacağınız en güzel adreslerden birisi. Konaklama için kano ile sizi denize gönderen ‘Club Amazon’ ilk tercihiniz olabilir.

İstanbul’a üç buçuk-dört, İzmir’e bir buçuk saat, anakaraya 400 metre uzaklıkta bulunan, çoğu İzmirli’nin dahi bilmediği bir Ege adası. Uzun ve sıkıcı geçen korona günlerinin ardından, sessiz sakin ama bir o kadar da keyif verici bir tatil arıyorsanız keşfedilmemiş cennet Kalem Adası sizi bekliyor. Türkiye’nin Maldivleri ya da Karayipleri övgülerini, sahip olduğu berrak turkuaz sular sayesinde sonuna kadar hak ediyor. Zamanın anlamını yitirdiğini düşünebileceğiniz bu adada, yorulan ruhunuzu güzel bir şekilde dinlendirebilirsiniz. Kendinizi özel hissedebileceğiniz ‘Oliviera Resort’ ise konaklama için ilk ve tek tercih.

Mersin’in Taşucu ilçesinde bulunan Boğsak Koyu, incecik kumları ve ufacık çakıl taşlarının örtülü olduğu mavi bayraklı bir plaja sahip gizli cennetlerden. Sırtını dayadığı Toroslardan gelen tertemiz hava eşliğinde sessizliğin tadını çıkarabileceğiniz Boğsak’da, kendinizi yeniden karantinada gibi hissedebilirsiniz. Özellikle çocuklu aileler için güzel bir seçenek olabilir. Konaklama için “Intermot Hotel” tercih edilebilir.

Sessiz, sakin bir yerde, suyu soğuk bir denize gireyim, korona günlerinden kalma miskinliğimi üzerimden atayım derseniz, burası tam sizlik. Hemen yanı başındaki Assos’a varmadan kendini unutturan bu koyda belki de Çanakkale’nin en güzel denizini bulabilirsiniz. Günü birlik olarak Assos kalabalığına karışmadığınız sürece, Kadırga Koyu sosyal mesafeli bir tatil için sizi bekliyor. 'Assos Dove Hotel'de konaklayabilirsiniz.

Yürümeyi çok özlediğimiz karantina günlerinde işte size doğanın kalbine doğru yürüme fırsatı. Rize’nin birbirinden güzel yaylalarından biri olan Kavrun yaylası, izole tatil için en güzel yerlerden. Kaçkarlar’a en yakın yayla olma özelliği sunan bu yaylada yapacağınız doğa yürüyüşleri ile buzul göllerine ulaşım sağlayabilirsiniz.

Hiç yürüyüş yapmasanız dahi, tertemiz havası ile oksijene doyabilirsiniz. Ağustos ayında şenlikler olsa da sosyal mesafe konusunda herkese yetecek kadar bol alan olduğundan güzel ve sıkıntısız bir tatil geçirebilirsiniz. Konaklama alternatiflerinden biri, Kavrun yaylasında hizmet veren, 'Kaçkar Kavrun Dağ Evleri', diğeri ise Kavrun’da olmayıp yine o bölgede olan, 'Serinyer Dağ Evi'.

Bulutlara sarılıp, kimsenin olmadığı yeşilliğin içerisinde bir tatile ne dersiniz? Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi’ne bağlı Pokut yaylası, sizin dahi kendinizi unutabileceğiniz bir adres. 2 bin 32 metre yükseklikteki bu yaylada oksijene doyabilir, karantina günlerinde hasret kaldığınız tertemiz havaya erişebilirsiniz. Ulaşımın sadece 4x4 araçlar ile yapıldığı bu yaylada sakin bir tatil sizi bekliyor. Konaklama için en güzel manzaralı; ‘Pokut Doğa Konukevi’ tercih edilebilir.

Karada olup da, kara ulaşımı olmayan, sadece deniz yoluyla ulaşımın sağlandığı Kaleköy zaten doğal bir izolasyonu size en başında bu özelliğiyle sunuyor. Demre ilçesinde bulunan bu köye ulaşım ise Üçağız mahallesinden kalkan tekneler ile yapılmakta. İhtişamlı kalesi, dar sokakları ve antik evlerin önlerinden sarkan begonviller ile Kaleköy’de ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Dilerseniz kaleye çıkıp manzaranın tadını çıkarabilir, dilerseniz de tekne turlarına katılabilirsiniz. Farklı ve gizli güzelliği barındıran bu yer için konaklama tavsiyesi; ‘Teras Paradise Pansiyon’.

Türkiye’nin ilk biyosfer alanı, Doğu Karadeniz’in en doğusu, Artvinlilerin bile çok bilmediği yer Maçahel… Toplam 18 adet köyün oluşturduğu bölgenin adı aslında Maçahel. 6’sı ülkemizde, kalanı Gürcistan sınırlarında kalmış bu köylerin. Her biri birbirinden yeşil olan bu köylerin yolları, yılın 4-6 ayı boyunca karla kaplı kalmakta. Bu durum bölgeye ulaşımı zorlaştırdığından, insan etkisinden çok az etkileniyor. Doğal güzelliğini bu sayede hiç kaybetmeyen Maçahel bölgesi doğada yalnız başınıza kaybolacağınız bir alternatif. Konaklama için, ‘Seyri Macahel Hotel’ en güzel yerlerden.

Komşusu Bozcaada kadar hareketli olmayan ama bu durumu hiç sorun etmeyen, Türkiye’nin en büyük adası. Her açıdan kendine yetebilen Gökçeada’da, doğal yaşamın zenginliği içerisinde kendinize kolayca yer bulabilirsiniz.

Bölge anakaradan uzak olduğu için insan baskısıyla bozulmayan nadir yerlerden olup, yapılan organik tarım ürünleri ile evde kaldığınız dönemlerde özlediğiniz lezzetleri burada bulmanız mümkün. Hala bakir sayısız denize girilecek noktası ve her türlü su sporu aktivitesi sayesinde deniz severler için biçilmiş bir kaftan. Ülkemizde güneşin en son battığı yer olan Gökçeada seyahatinizde konaklama tercihinizi 'Petrino Gökçeada Hotel & Kitchen'dan yana kullanabilirsiniz.

Evde kalınan dönemlerde hiç şüphesiz en çok özlenen alışkanlıklardan birisi dışarıda yenilen yemekler. Bu yemeklerin en güzellerini bulabileceğiniz yer ise elbette Gaziantep. Ama Gaziantep’te sadece gastronomi turizmi yok. Merkeze bir saat mesafede ulaşacağınız Rumkale, Merzimen Çayının Fırat Nehri ile birleştiği noktada, surları sulardan doğan, doğayla eşsiz uyum içerisinde sizi bekleyen bir terapi merkezidir. Kıyıda sizi bekleyen tekne turları ile Rumkale’yi yakından görmeyi ihmal etmeyin. Konaklama için Gaziantep içerisindeki 'Bey Konağı' butik bir şekilde sizi bekliyor.

Eğer Ege’de cennet köşelerden birini arıyorsanız Selimiye tam sizlik. Turistlere uyum sağlamış bir köy hayatı içerisinde geride kalan karantina günlerini unutabilirsiniz. Kitle turizmine fazla açılmamış olduğundan doğa hala bakir. Bu bakir doğa içerisine serpilmiş plajlarda denizin tadını çıkarabilir ve etrafta bulunan restorantlarda harika deniz mahsülleri yiyebilirsiniz. Konaklama için; 'Solto Selimiye Hotel'i düşünebilirsiniz.

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı bir turizm kasabası olan Küçükkuyu, adı gibi küçük işletmeler ve kalabalık olamayan küçük plajlara sahip. Dünyanın Alp’lerden sonra en fazla oksijenin bulunduğu ormanlara sahip Kaz Dağları’nın eteğinde bulunan Küçükkuyu’da ihtiyacınız olan temiz havayı bulabilirsiniz. Ayrıca Küçükkuyu’dan, Kaz Dağları, Assos ve Yeşilyurt Köyü’ne günü birlik gezi yapabilirsiniz. Konaklama tercihinizi 'Palace Olive Odore Hotel'den yana yapabilirsiniz.

Ülkemizde bulunmasının büyük şans olduğu Kapadokya’nın en az bilinen yerlerinden biri Çavuşin Köyü. Dev bir oyma kaya bloğunun altına kurulu olan köy hala geçmişin izlerini taşımakta. Diğer kalabalık Kapadokya yerlerinden ziyade Çavuşin’de tarihin kalıntıları içerisinde huzurlu bir tatil yapabilirsiniz. Ayrıca Kapadokya’da sıcak hava balonlarını izleyebileceğiniz en güzel yerlerden birini de yine burası. Köyün zirvesine çıktığınızda eşsiz bir manzara sizi bekliyor. Konaklama için ise 'Phocas Cave Suites' en güzel seçeneklerden.

Fethiye kalabalığına arkanızı dönüp, 33km daha dağlara, doğaya doğru panaromik yollardan ilerlediğinizde bulacağınız saklı cennetin adı “Kabak Koyu”. Dünyanın koruma altında bulunan dağlarından biri olan Babadağ’ın denize inen yamaçları arasına sıkışmış olan bu koyda, doğal hayatı korumak ön planda.

Bu nedenle endüstriyel otellerden ziyade ağaç evler ve kamp alanları ile hizmet veriliyor. Ayrıca Likya Yolu üzerinde olan bu koy ve çevresindeki patikalarda, uzun yürüyüşler yaparak evde kaldığınız günlerin acısını fazlasıyla çıkarabilirsiniz. Konaklama tercihinizi 'Turan Hill Lounge'dan yana kullanabilirsiniz.

Sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en büyük longoz ormanları arasından kıvrıla kıvrıla ulaşacağınız, bölgenin doğal güzellikleri açısından en iyi korunmuş yeri olan İğneada, Karadeniz kıyısında bir kaçış noktası. Uzun karantina günlerini burada kısa sürede unutabilirsiniz. Uzun plajı sayesinde sosyal mesafeler korunarak denizinin ve ince kumlu sahilinin tadı çıkarılabilir. İstanbul’a 250 km uzaklıkta bulunan İğneada’da konaklama için 'İğneada Resort Hotel Spa' tercih edilebilir.

Gelibolu Yarımadası denince hep Çanakkale Destanı gelebilir, bırakın öyle kalsın ve Kömürlimanı yalnızca sizin tarafınızdan bilinsin. Kendinizi tamamen doğaya bırakacağınız bu saklı cennet, harikulade denizi ile tam bir izole tatil mekanı. Ufacık bir koy olan Kömürlimanı’nda aşırı sessizlikten sıkılabilirsiniz. Hazır buralara kadar gelmişken Gelibolu’da bulunan tarihi yerleri de gezebilir, yorgunluğunuzu Kömürlimanı’nın serin sularında atabilirsiniz. Koyda kamp yapma imkanı mevcut. Otel konaklaması düşünenler, 'Flora Hotel'i tercih edebilirsiniz.