Seferihisar’ın incisi Sığacık

İzmir tertemiz plajları ve enfes zeytinyağlı yemekleriyle tatilcilerin vazgeçilmez adreslerinden. Çeşme, Alaçatı, Urla ve Karaburun gibi yerlerin dışında Seferihisar’ın mahallesi Sığacık da yıldızı yeni parlayan ama tarihi çok eskilere dayananlardan. Arnavut kaldırımlı sokakları, beyaza boyalı küçük evleri, mandalina kokulu bahçeleriyle görenleri kendine hayran bırakıyor. İşte size Sığacık gezi rehberi…

İzmir’in ilçesi olan Seferihisar, 2009 senesinde Türkiye’nin ilk ‘Citta Slow’ yani ‘Sakin Şehir’ unvanını kazandı.

İtalyan bir komite tarafından küreselleşme karşısında bozulmadan kalan, kültürünü, mimarisini, geleneklerini ve yöresel lezzetlerini günümüze taşıyabilen küçük yerleşimlere verilen bu unvanı Seferihisar ziyaretçilerine sunduklarıyla fazlasıyla hak ediyor.

Sığacık da bu sakin ilçenin en güzel köşelerinden. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferine hazırlık amacıyla yaptırdığı kale surları içinde yaklaşık 500 yıldır yaşam devam ediyor.

Son dönemlerde ise bölgenin şöhreti dilden dile yayılmaya başladı. Restore edilen sur içi bölgesi, hemen yanı başındaki Teos Antik Kenti, tertemiz plajları ve ışıltılı marinasıyla Sığacık ziyaretçilerine pek çok seçenek sunuyor.

İzmir merkeze 50, Seferihisar’a da 5 km. uzaklıkta bulunan mahalleye, dünyanın en kaliteli mandalinalarından sayılan ‘Satsuma’ bahçeleri arasından geçilerek varılıyor.

Sizi limana ulaştıran yolun sağında sur içi bölgesi solunda ise Teos Marina kalıyor. Sakin Şehir hareketinin bir parçası olarak restore edilen kale içi bölgesindeki bembeyaz boyalı 284 ev ve tarih kokan sokaklarıyla Sığacık dünyanın en otantik tatil köylerinden biri olmaya aday.

Bazıları tek bazıları çift katlı olan küçük cumbalı evlerin pek çoğunda çiçeklerle kaplı serin avlular var. Bu evlerin pek çoğu pansiyon ya da butik otel olarak hizmet veriyor.

Bazı evlerin de odaları kiraya veriliyor, böylece yöre halkı ile iç içe, kültürü tamamen hissederek bir tatil yapma fırsatı buluyorsunuz.

Kendine özgü tasarımları olan şık kafe ve hediyelik eşya dükkanları ise sur içi bölgesine yayılmış durumda. Beyaz evler arasında tarihte yolculuk yaptıktan sonra ev yapımı limonata ve karadut şerbeti ile küçük bir kafede mola vermek de sizi çok mutlu edecek.

Sur içi bölgesinin pembe erguvan bezeli sokaklarının güzelliği kadar, kasabanın limanı da ruh dinlendiren cinsten. Liman boyunca sıralanmış kafeler, çay bahçeleri, balık restoranları tam anlamıyla gürültüden uzak köşe arayanlara göre.

MÖ 1100 yılında kurulan Teos Antik Kenti de Sığacık merkeze 3 km uzaklıkta bulunuyor.

Kazılar esnasında bulunan yazıtlar açısından Türkiye’nin en önemli antik kentleri arasında gösterilen bölgenin ziyaretçileri de Sığacık’ın ünlenmesi ile artmış durumda. 5 lira giriş ücreti olan antik kentin en önemli ve ilginç yazıtlarından biri de 2200 yıllık bir kira sözleşmesi.

Sığacık gezinizi zenginleştirecek bu rotayı da mutlaka listenize eklemelisiniz. Sabah erken saatte ya da öğleden sonra geç bir saatte giderseniz güneşin kavurucu etkisine maruz kalmadan keyifle dolaşırsınız.

Kanuni döneminde yapılan iki katlı kalenin yapımında da Teos Antik Kenti’nin taşlarından faydalanıldığı için, kale duvarlarında antik kente ait kitabelere rastlamak mümkün.

Günümüzde tek katı ayakta olan kale savunma amacından ziyade deniz üssü ve gümrük kontrol merkezi olarak hizmet vermiş. Şimdilerde ise restore edilmiş haliyle turizmin en yeni adreslerinden.

Sığacık’ın ziyaretçileri gönülden fetheden bir başka yönü de pazar günleri kurulan yöresel pazarı. Pazar deyince aklınıza sadece meyve sebze gelmesin. Bu pazarın en önemli özelliği yöre halkı tarafından yapılan yemeklerin ve el işlerinin satılması.

Pazarın en gözde lezzetleri de el açımı baklavalar, sarma çeşitleri, yerel ürünler ile yapılmış reçel ve turşular. Kadınlar evlerinin önüne kurdukları tezgahlarında tepsi tepsi enfes baklavalar, tencereler dolusu sarmalar satıyorlar. Bunlara ek olarak kendi yaptıkları el işlerini sergileyip para kazanıyorlar.

Ege’nin meşhur otları ve bunlardan yapılan enfes gözlemeler de yine ziyaretçilerin gözdelerinden.

Sakin Şehir hareketinin bir parçası olarak tüm ürettikleri ürünlerin malzemelerini de yerel üreticiden temin ediyorlar. Festival havasında geçen bu pazar da şüphesiz ki unutamayacaklarınız arasına girecek.

Tüm bu güzelliklerin yanında Sığacık size bir de eşsiz deniz keyfi sunuyor. Akkum ve Ekmeksiz plajları İzmir’in saklı cennetlerinden sayılıyor.

Sığacık limanından günübirlik motor turları ile de Papaz boğazı, Taş Ada, Azmak, Aktaşlı ve Çamağız bölgelerine gidilebiliyor.

Sığacık’tan aynı zamanda Yunan Adaları’ndan Samos’a da bahar ve yaz aylarında karşılıklı feribot seferleri var.

Seyahatinizi daha da renklendirmek isterseniz bu seçeneği de değerlendirebilirsiniz. Keyifli bir yürüyüş yapacağınız Teos Marina da yine Sığacık turunuza eklemeniz gereken duraklardan.

Yıllardır hemen her yaz yolumu düşürdüğüm İzmir ve çevresini gerçekten çok seviyorum ama ilk kez gittiğim Seferihisar sakinliği, gerçekten dinlendiren atmosferi ile kalbimi çaldı diyebilirim.

Ancak üzülerek söyleyebilirim ki henüz turizmde hakkettiği değere ulaşamamış.

Çeşme, Alaçatı gibi yaz aylarında adeta birisine çarpmadan yürümenin bile imkansız hale geldiği duraklardan sonra Sığacık’ın boş sokakları beni gerçekten üzdü.

Yerel halkın büyük emek verdiği, Türkiye’nin yavaş başkenti sayılan ve bir çok değere sahip ilçe umarım ki sakin ruhundan bir şey kaybetmeden daha çok insanın hayatında yer eder.