Salgından uzak doğanın içinde yaşam... “Bu muhteşem kasabayı hiç böyle bilmiyordum”

Yaşam tutkunlarının son yıllarda en fazla yerleşim gösterdiği kasabalardan biri Urla. Ayrıca son yıllarda Türkiye’nin en uzun yaşayan insanlarının bulunduğu yer olma yolunda ilerliyor.

Dünyanın herhangi bir yerinde olabilecekken, ben de bu günlerimi Urla’daki küçük taş evimde buzağım prensesle geçirmeye karar verdim. Urla temiz havası ve dokusuyla dünyanın seçilebilecek en doğru yerinden biri.

Aralarında ünlü opera sanatçımız Hakan Aysev’in de bulunduğu ünlüler şu günlerde Urla’yı tercih ediyor. Hürriyet Seyahat’e konuşan Aysev, yoğun hayat ve konser trafiğinde Urla’nın her zaman yorgunluğunu alan bir yer olduğunu ifade ederek; “Urla aşkın en huzurlu halini sunan cennet bir köşe. Dünyanın bir süre durduğu bu günlerde ben de zamanımı Urla’da geçirmeye karar verdim” dedi. Yüzyıllık taş evleri, birbirinden otantik coğrafyasına uygun restoranları, zeytin yollarıyla en popüler yerleşim yerlerinden biri. Mimarinin en fazla iki katlı evlerden oluştuğu nefes alabileceğiniz bir doğa harikası burası. Urla birçok özelliği bir arada barındırıyor. İzmir’e sadece 35 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen yaşamın sakinliği ve doğallığı şehrin içinde başka güzellik yaratıyor.

İngiltere’ye taşınıncaya kadar İzmir’de yaşadım ama merkeze bu kadar yakın böyle harika bir doğanın bu denli varlığından habersizdim. Nasıl gizleyebilmişti kendini bu kadar. Baharı müjdeleyen kuş sesleri, birbirinden renkli çiçekler arasında insan kendini adeta ünlü San Francisco’nun Sonoma Vadisi’nde gibi hissediyor.

Ne zaman sere serpe yeşillikler kaplamıştı buraları! Yıllar önce okumaya yurtdışına gidenler birer birer dönmüşler. At çiftliğinden köpek yetiştirme merkezlerine, zeytin müzelerinden beş yıldızlı muhteşem lezzetler sunan mekânların olduğu bir dünya kasabasına dönüşmüş.

Urla’nın her köyü ayrı bir güzel ve kendine has yapılacak şeylerle dolu. Ayrıca İskeledeki balıkçı restoranları ve ağ ayıklayan balıkçıların oluşturduğu manzaralar başka bir etkileyici… Köyler arasında yollara kurulmuş enginar tezgâhlarına rastlamak mümkün bugünlerde. Köy haklının yaşam tarzı ve doğallığı insanın içinden tası tarağı toplayıp burada yaşamayı geçirmesi için yeterli.

Tezgâhlarda yığın yığın arapsaçı, kuzu kulağı, ısırganotu, deniz börülcesi, dereotu, roka, şevketi bostan, turotu, kereviz yaprağı tam bir yeşillik şöleni yaşanıyor.

Sebze ve meyvenin çeşitliliğinin yanı sıra balıkçı kasabası olan Urla’nın merkezi dâhil birçok köyünde sabah saat 10.00’da balık mezatları kuruluyor.

Balık almaya niyetiniz olmasa bile bu eğlenceli açık artırma ile fiyat belirleme seramonisine katılmanızı tavsiye ederim. Tekrarı mümkün olmayacak bir tiyatro sahnesi gibi.

Yerli halk sabah balıktan dönmüş balıkçıların tuttuğu taze ürünleri hem seçme, hem de doğru fiyatlandırma şansına sahip olabiliyor.

Urla ayrıca trekking, bisiklet ve safari cenneti. Köyler arası bisiklet yolları kolay anlaşılacak şekilde işaretlenmiş ve sürüş yolları muhteşem. Bisiklet yolu Demirciler, Bademler, Barbaros, Kuşçular köylerini içine alan yüzlerce kilometre alanı kapsıyor. Kuşçular, Demircili Koyu ve Yağcılar köylerinden geçen harika bir parkur var. Orman içinden geçen yollar, her geçtiğimde bana terapi gibi geliyor.

Ayrıca Demircili yolunda 60 dönümlük bir ormanda akılınıza gelebilecek her türlü doğa sporunu yapmanıza olanak sağlıyor. Buradaki Titus Motor ve Doğa Sporları Kulübü’ne uğramanızı tavsiye ederim. Şehirden uzakta rengârenk çiçeklerin arasında mutlaka soluklanabileceğiniz bir çay bahçesi bulabilirsiniz. Manzarasıyla yeşile, suyuna ve temiz havasına doyamayacağınız bir yer Urla...

Beton bloklardan uzaklaşmak ve yeşille iç içe olmak istiyorsanız mutlaka zeytin rotasını takip edin. Dünyanın birçok yerinde zeytinlikleri ve bağları gezdim, Urla hepsiyle yarışacak hatta daha fazlasını sunan bir coğrafyaya sahip. Zeytin, Akdeniz havzasında hayatın ortak bir paydası. Tarih öncesi zamanlardan bu yana Akdenizlilerin yaşamında var. Dünyadaki ilk modern zeytinyağı işliği, Urla’daki Klazomenai antik kentinde bulunuyor. Zeytinin Yarımada’daki yolculuğu bu yüzden tematik gezi güzergâhlarından birini oluşturuyor.

Kuşçular, Yağcılar, Demircili Zeytin Rotası’nda Kuşçular Köyü Helvacılar Bölgesi'nde yolun sol tarafındaki bahçelerin içinde yaşları 300 ile 1500 arasında değişen çok sayıda zeytin ağacı var. Bu bölge antik dönemden beri tarım yapılan bir bölge, yol boyunca zeytin ağaçları bulunuyor.

Her yıl yapılan Urla Enginar Festivali bu yıl virüs nedeniyle yapılamadı. Doğal otların çeşitliliğinin en fazla olduğu Urla tam bir ot cenneti ve buradaki restoranlar birbirinden lezzetli mezeler yapıyorlar. Ayrıca her hafta merkezde ünlü kadın pazarı kuruluyor. Kadınlar bahçelerinde yetiştirdiği sebze meyve ve otları burada satıyorlar. Her hafta binlerce kişi İzmir ve çevre ilçelerden buraya kadın pazarına geliyorlar.

Urla’nın zeytinyağlı otlu lezzetleri dillere destan. Özellikle meşhur Urla güvecini hem şehrin içinde birçok restoranda, hem de köyler arası yollarda kurulmuş küçük otantik mekânlarda bulmak mümkün. Urla’nın bütün köylerinde birbirinden lezzetli tatlar sunan kahvaltı yerleri ve yol üstü çay bahçelerine rastlamanız mümkün. Özellikle Demircili köyüne giderken yolun sağ tarafında bulunan Yörük Aile Evine uğrayıp kahvaltı yapmanızı tavsiye ederim. Ormanın içinde ailenin kendi ürettiği keçi sütü, zeytinyağı ve daha birçok doğal malzeme ile hazırladıkları kahvaltı dillere destan.

Oradan çıkıp yolu köyün içine doğru devam ettiğinize çok lezzetli güveçte kuru fasulyeyi tadabilirsiniz. Sade, taş fırın ekmek ve turşu ile sunulan güveçte kuru fasulyenin tadına doyum olmuyor. Mekânın önünde sadece “Hiç Urla Güveci” yediniz mi? diye bir tabela var.

Aynı güveci Urla merkezde yıllardır Urla’nın en lezzetli mekânı ödülünü alan Beğendik Abi lokantasında da yiyebilirsiniz. Özel fırında pişirilen güveçte etin tadını asla unutamayacaksınız. Menüde onlarca enginar yemeği olan lokantada sütlacını da denemenizi tavsiye ederim. Kahvaltı tarzı popüler mekânları arasında iskeledeki Ünal Kardeşler katmercisine mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Bildiğimiz Gaziantep usulü katmer değil. Kıymalı, peynirli ve otlu oklavasızı baklava inceliğindeki yufkalar kullanılarak hazırlanan katmeri mutlaka kahvaltı için denemeyi ihmal etmeyin.

Urla’nın bir başka uğranmadan dönülmeyecek mekânı ise yine merkezde meşhur sanat sokağına doğru giderken hemen ekmek fırının yanındaki Şafak Esnaf Lokantası. Burada en sevdiğim şey sabah erken saatlerde çıkan ve hemen tükenen kelle paça çorbası ve tabii ki güveçte etli yemekleri Akşam keyfi için ise İskele’deki balık restorantlarından birini seçebilirsiniz. Hepsi birbirinden lezzetli mezeler yapıyor.

Konaklama için deniz manzarası ve tamamen doğa ile iç içe olabileceğiniz şeçenekler var. Son dönemlerde konuklar daha çok geniş bahçeleri olan butik otelleri tercih ediyor. Benim de favorim içerisinde her tür küçük baş hayvan olan horoz sesiyle uyandığınız Ayşe Hanım Konağı. Hem hesaplı hem de gerçek bir Urla tecrübesi yaşayabileceğiniz zeytin ağaçları arasında kurulmuş otantik bir Konak. Ayrıca Konak’ın sahibi Sezer Demirci, kendi ürettikleri zentinyağı ile yaptıları lezzetlerle lokal gastronomiye de katkı sağlıyor.

Son yıllarda adından lezzeti ve otontikliği ile söz ettiren birçok restoran da açıldı Urla’da. Özellikle Amerika’da gastronomi eğitimi aldıktan sonra Urla’ya gelerek aile zeytinliğinde coğrafyanın özgün ürünlerinden yaratıcı lezzetler hazırlayan Osman Sezener’in açtığı Od, kasabanın en popüler restoranlarından biri. Farklı bir mutfak yaratmış Sezener, bölgenin toprağından ve denizinden gelen malzemeyi, odun ateşinde, en doğal şekilde pişiriyor. Ziyaretçilerini farklı bir deneyim sunan mekanda her ay menü mevsimin getirdiklerine göre yenileniyor.

Bağ evlerini gezip fotoğraf çekin
Urla pazarını gezin
Enginar dolmasının tadına bakın
Malgaca pazarını gezip avluda bir bardak çay için
İskele’de balık mezatına katılın
Ayşe Hanım Konağı’nda Urlaotlu lezzetlerini tadın
Beğendik Abid’de güveç yiyin
Ünal Kardeşlerde kıymalı katmeri tadın
İskelede gün batımını izleyin