Issızlığın ortasında sıra dışı yaşam! Çalışana 65 bin dolar veriliyordu, şimdi ise...

Yeryüzünde var olan adaların sayısını bilmek çok zor. Bu adaların bazıları günümüzde hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. İşte sıra dışı hikayeleri ve yaşamlarıyla o adalar...

Kanada’nın Nunava eyaletinde dünyanın hareketli yaşantısından uzak, çok sert iklim koşullarına ve son buzul çağına ait kalıntılara sahip. Yılın yarısından fazla zamanında güneş ışığı adaya uğramıyor. Adanın güney kısmında yer alan Grise fiyortlarında az sayıda kişi yaşamaya devam ediyor.

Ağaç neredeyse hiç yok ve sadece yazları karların erimesiyle açan kuzey kutbu çiçeği denilen yabani bitkiler yetişiyor. Binlerce beyaz kutup tavşanı, öküz sürüleri ve ren geyikleri buralarda otluyor.

Dünyada, yerleşim yeri olup da kara parçasına en uzak ada olan Tristan da Cunha… Güney Afrika’dan yaklaşık 2 bin 816 kilometre uzaklıkta yer alıyor. İngiliz adalar grubundan olan yerleşim, Güney Atlantik’te gururlu bir şekilde yalnız başına dimdik ayakta duruyor. Adaya en yakın kara parçası ise doğuda 2 bin 816 kilometre uzaklıkta Güney Afrika ve 3 bin 220 kilometre uzaklıkta Güney Amerika. Dünyanın, kara parçasına en uzak ada dizisi olan Tristan da Cunha’da, 1961 yılında volkanik dağ patladığında, tüm nüfus İngiltere’ye tahliye edilmiş.

Tristan da Cunha’ya ulaşım: Yaklaşık 300 kişinin yaşadığı adaya ulaşımın kolay ve zahmetsiz olduğu söylenemez. Web sitesinde ise ada hakkında şunlar yazılı: “Özgür gezginler için paket turlar, havaalanları, oteller, gece kulüpleri, restoranlar, jet skiler ya da denizde güvenli yüzüş gibi alternatifler, bu adada bulunmamaktadır.”

Bu arada tüm ziyaretçiler, gelmeden önce Ada Meclisi’ne varışları hakkında bilgi vermek ve ayrıca bir polis belgesi de edinmek zorundalar. (İzin almada ortalama 40 günlük bir bekleme, normal karşılanıyor.) Cape Town, Güney Afrika ve Namibya’dan, adaya ulaşımın 5 ya da 6 gün sürdüğü, bir sene içerisinde yaklaşık 10 adet gemi seferi düzenleniyor. Bu seferler de gidiş geliş 800 ile 1500 dolar tutuyor.

Longyearbyen, Norveç yerel yönetiminin Svalbard takımadalarındaki merkezidir ve dünyada en kuzeyde yer alan bir idari merkez olarak bilinmektedir. Bjornoya ya da daha bilinen adıyla Bear Island olarak anılan ada, Avrupa’nın kuzey kıyılarına, yaklaşık 645 kilometre gibi bir uzaklıkta yer alıyor. 2002’den beri doğal koruma alanı olan bölgenin, talihsiz bir geçmişi bulunuyor.

Bu alan, çorak tepeleri, neredeyse hiç yağış almayan havası ve nükleer bir denizaltının enkazından radyoaktif sızıntı yayılma riski gibi pek çok başarısız hikâye ile dolu bir yerdi.

Dünyanın en farklı kültürlerinden birine sahip, sıra dışı yaşam şekilleriyle dikkat çekiyor. Sıcak ve nemli tropikal iklimin hâkim olduğu ada tropikal yağmur ormanlarıyla çevrili. Bolluk ve bereketin merkezi olarak da nitelendiriliyor. Geçim kaynağı olarak kahve öne çıkıyor ve dünyanın en pahalı kahvesi burada üretiliyor. Ayrıca yüksek miktarda altın ve gümüş rezervinin yanı sıra iyi sayılacak petrol tesisleri ve kömür sahaları da bulunuyor.

Bear Island’a ulaşım: Norveç Svalbard Takımadası’nın en kuzey adasının kalbine ulaşmak, baştan nispeten kolay bir mesele gibi görünüyor. Oslo’dan ve Svalbard’ın başkenti Tromso’dan, Longyearbyen’a günlük uçuşlar bulunuyor. Fakat işte şimdi ustalık isteyen kısım başlıyor. Tek tek kalkan tekneler ve ‘Kutup Araştırma Gemisi’ gibi nadiren gelen macera cruise gemileri, kalan ziyaretçileri taşımakta. Ayrıca Norveç Kutup Enstitüsü’nün bölgede nadiren görülen araştırma gemileri de çok seyrek olarak uğramaktadır.

Dünyanın, kara parçasına en uzak olan ve üzerinde yaşam olan Tristan da Cunha’nın akranlarından birine daha hoş geldiniz diyelim. Fakat bu sefer, Tristan’ın aksine ıssız Bouvet Adası’nda yaşayan insan bulunmuyor. Bouvet Adası’nın kayalıkları dik ve neredeyse tamamen buzul ile kaplı. Kış aylarında ise denizleri tamamen yüzen buz kütleleri ile dolu olur. En yakın komşusu olan Antarktika, güneyde bin 610 kilometre uzaklıkta yer alır. Yani kısacası Bouvet Adası’nın, sakin ve pastoral bir görünüme sahip olduğu söylenebilir.

Bouvet Adası’na ulaşım: Tüm ada, olduğu gibi doğal koruma alanı olarak ilan edilmiştir. Bu yüzden, mecburi bir ziyaret olmadıkça, Norveç resmi makamları tarafından engellenmeye hazırlıklı olunmalıdır. İzin aldıktan sonrası ise nispeten daha kolay sayılabilir. İzinden sonra gerisi, kuzey kutup bölgesini araştıran ya da deniz yaşamını öğrenmeye adanmış bir araştırma gemisi bulmaya bakar. Sonrasında ise adada liman ya da iskele olmadığından dolayı sizi karaya çıkaracak bir helikopter bulmaya kalmıştır. Kulağa oldukça kolay geliyor, değil mi? Eğer tüm bunların hiçbiri olmazsa amatör bir keşif meraklısı olmaya çalışın: 1990 yılında, uluslararası bir keşifte çalışanlar, adada 16 gün geçirmeyi başarmışlar.

Guinness Rekorlar Kitabı tarafından, üzerinde bir bina olan en küçük ada olarak kayıtlara geçen Bishop Rock, İngiltere’ye 48 kilometrelik mesafede ve küçük İngiliz takımadaları Scilly Adaları’nın en batı kısmında yer alır. 1847 yılında mühendisler, sağlam bir deniz feneri yapmaya başlamışlar fakat başladıkları yapı, bir fırtınada yıkılmış.

Ardından yapılan sıra dışı mimari ise 1858’de tamamlanarak, sağlıklı bir deniz fenerinin yaptığı gibi etrafa sıkı bir aydınlatma sağlayabilmiş. Böylece ilginç hikâyesi ile günümüze kadar gelen Bishop Rock Adası, tek binası ile dimdik ayakta duruyor.

Bishop Rock Adası’na ulaşım: İngiltere’nin en güneybatı kısmını ziyaret etmek ise diğer adalara göre son derece kolay. St. Mary's Boatsmen Birliği’nin günlük tekne turları ile adaya ulaşım mümkün. Ulaşım kolay görünse de en sakin havada bile yolculuk sırasında ciddi bir dalganın görüldüğü de bilinen zorluklar arasında.

Pasifik Okyanusu ile Japonya Denizi arasında yer alan Honshu Adası, Japonya’nın en büyük adası. Tokyo, Kyoto, Hiroşima, Osaka, Yokohama gibi önemli şehirlerin yanı sıra en büyük dağı olan Fuji ve en büyük gölü Biwa burada bulunuyor. Ovalarında ve yeşil alanlarında pirinç, meyve ve sebze üretimi oldukça fazla…

İskoçya’nın ana karasından yaklaşık 96 kilometre uzaklıkta bulunan Boreray Adası, ülkenin beş UNESCO Dünya Mirası Listesi’nden biri olma özelliğini taşımaktadır. Kuzey Atlantik’te St Kilda Takımadaları’ndan biri olan Boreray Adası, dik ve kayalık tepelere ev sahipliği yapar.

1930 senesinde bölgede yetişen mahsuller, sağlıklı bir şekilde yetişmeyince, ada kaderine terk edilmiş. Yapısıyla çokta misafirperver sayılmayan bir ada olarak bilinen Boreray, arkeologlar tarafından yapılan araştırmalar ışığında tarih öncesi zamanlarda işgal edildiği ortaya çıkarılmıştır.

Boreray Adası’na ulaşım: İskoçya Ulusal Koruma Kurumu tarafından koruma altına alındığı için, Boreray Adası’nı ziyaret etmek için bu kurumdan izin alınması gerekmektedir. Sonrası mı? Tamamen çokça zamana ve şansa kalıyor. Kayalık sahil şeridi ve vahşi deniz yükselmeleri ile bu ada, karaya rahatça çıkılacakmış gibi görünmüyor. Yerel bir rehber ise ulaşım zorluğunu anlatmak için, adanın 1957’de İskoçya Ulusal Koruma Kurumu tarafından sahiplenilmesinden beri, Everest’in zirvesine ulaşan kişi sayısının Boreray Adası’na ayak basan kişi sayısından daha çok olduğunu belirtiyor.

ABD'nin San Franscisco kenti açıklarındaki minik bir ada East Brother… 1800'lerden kalma bir deniz fenerinin bulunduğu ada, San Pablo ve San Franscisco körfezlerini ayıran boğazın ortasında yer alıyor. Adadaki fener zaman için otele dönüştürülmüş. East Brother adası en son gündeme otelde çalışacak personel ilanıyla gelmişti. Otelde çalışan Che Rodgers ve Jillian Meeker adlı çalışanlar, işten ayrılınca işletme bu iki çalışan yerine ilan vermişti. Personel için öngörülen 130 bin dolarlık maaş iki kişi arasında paylaştırılacaktı. Personel, yemek, temizlik, malzeme tedariki ve müşterilerin ulaşımından sorumlu olacaktı. Bir süre bu ilanla gündemde kalan ada sonraki süreçte yeni çalışanlarını buldu mu bilinmiyor.

Pasifik’in ortasında bulunan, dünyada üç ülke tarafından yönetilmesiyle tanınan tek ada. Akarsuları, dünyanın en büyük yer altı nehir koridoru ve muson ikliminin görülmesiyle beraber dünyanın en geniş canlı çeşitliliğine ev sahipliği yapıyor.

Dünyanın en küçük filleri olan Borneo filleri, dünyanın en büyük çiçeği Rafflesia ve geyik mağaraları bunlardan bazıları. Ayrıca güneydoğu Asya’nın en yüksek zirvesi olan Kinabalu Dağı maceraperest ziyaretçileri yılda birçok kez ağırlıyor.

Hint Okyanusu’nun Bengal Körfezi’nde bulunan ve Andaman Zinciri’ni oluşturan 572 adadan biri olan Kuzey Sentinel Adası, Myanmar’a yaklaşık 643 kilometre uzaklıkta yer alır.

Tehlikeli resiflerle çevrilmiştir ve bu adada yaşam olduğu göz önüne alındığında, zararlı mercan kayalıklarının bulunması, adayı biraz da olsa korkutucu yapmaya yetmektedir. Modern hayatla herhangi bir bağlantısı olmayan Sentinel’de yaşayan yerli halk, dışarıdan yapılan barışçıl iletişim kurma çabalarını, her seferinde geri çevirmektedir.

Kuzey Sentinel Adası’na ulaşım: Dünyadaki ziyaret edilmesi en güç noktalardan biri olan Kuzey Sentinel Adası’na gitmek tehlikeli ve yasaktır.

Rockall Adası’na ulaşım: Rockall Club tarafından Rockall’a ulaşımın tamamen hava durumuna bağlı ve ucuz olmadığı belirtilmiş. En iyi yapılacak şey ise Kilda Cruise ile iletişime geçerek kişiye özel bir yolculuk ayarlamak olacaktır. Ya da yelkenli ile açılıp kendinizi kayalığa bağlayarak, Rockall Adası’nın size ait bir mikro ulus olduğunu düşleyebilirsiniz.