Dağların doruğundaki büyüleyici masal diyarları

Kartpostaldan fırlamış gibi görünen Avusturya kasabaları, pistleriyle her seviyeden kayakçıya hitap eden Fransız Alpleri, ışıl ışıl İsviçre dağ köyleri, efsaneleriyle ünlü Romanya veya nefis İtalyan yemeklerini de tadabileceğiniz Dolomitler… Bu kış hangi ‘karlar ülkesine’ gideceğinize henüz karar veremediyseniz jüri üyelerimizin önerilerine göz atabilirsiniz.

Bazen bir gecede 1,5 metre kar yağıyor

Val d’Isère, Fransa

Saffet Emre Tonguç, Hürriyet Seyahat yazarı

Fransa’nın Savoy yöresinin Tarentaise adı verilen bölümündeki Val d’Isère aynı zamanda bölgedeki son istasyon. Kasabaya ulaştığınızda öncelikle mimari bütünlük dikkatinizi çekiyor. Tarentaise Surları olarak anılan taş sütunlar birçok binada karşınıza çıkıyor. Binalarda cam, ahşap ve taş dışında malzeme kullanılması ya da stil değişikliği yapılması yasak. Böylece kimlik sahibi bir yerleşim ortaya çıkıyor. Şimdinin popüler kayak rotası olan Val d’Isère’de ilk teleferiğin kuruluşu 1938’de Parisli bir mühendis olan Pierre Lemoine öncülüğünde gerçekleşmiş. 1951’de Bernard Blas’ın yatırımlarıyla kayak merkezi bugünkü haline getirilmiş. Val d’Isère kayak yapmak için cennet gibi bir kasaba. Toplamı 300 kilometrenin üzerinde ve geniş bir alana yayılan 154 piste sahip. Yeni başlayanlar Solaise ve Bellevarde bölgelerindeki kolay pistleri tercih ediyor. Profesyonelleriyse off pistler’de (pist dışı) görmek mümkün. La Face olarak bilinen ve Val d’Isère merkezine inen siyah pist 60 yıldır Fransa’nın efsanevi Criterium kayak yarışlarına ev sahipliği yapıyor. enkAralık ayının ortasında yapılan yarış, aynı zamanda kayak sezonunun resmi açılışı kabul ediliyor. Bu tarihten itibaren 5 ay hizmet veren kayak merkezi 1 Mayıs’ta sezonu kapatıyor. Val d’Isère mikrokliması ve Fransa’nın en gelişmiş kar yapma ağı sayesinde, ülkenin kar kalitesi en yüksek kayak merkezi olarak biliniyor. Genellikle sezonun başladığı döneme denk gelen Retour de I’est fırtınası sayesinde bazen bir gecede bölgeye 1,5 metreyi bulan kalınlıkta kar yağıyor.

Sezon erken açılıp geç kapanıyor

Tignes, Fransa

Ebru Erke, Hürriyet Ekler yazarı

Kayak deyince akla ilk gelen yerlerden Val d’Isère’e arabayla 25 dakika mesafedeki Tignes (kayarak da geçilebiliyor) benim favorim. Daha mütevazı ve spor odaklı bir yer. Kasabası Val d’Isère kadar şık değil ama aradığınız her şeyi bulabiliyorsunuz. Club Med’in ilk dağ otellerinden biri 1958’de burada açıldı ve kasabanın gelişimine büyük katkı sağladı. Tignes’nın en büyük avantajlarından biri bölgeye bol kar yağması. Bu sayede sezonun en erken başladığı ve en geç kapandığı yerlerden biri. Mayıs ayında kar eridikten sonra trekking sporu için de çok sayıda gezgin buraya akın ediyor. Tignes’daki en iyi iki yemek alternatifinden biri Le Panoramic. Mekâna Tignes’dan hızlı bir fünikülerle Grande Motte pistinin yukarısından ulaşabiliyorsunuz. 3 bin metre yükseklikteki restoran, 360 derece panoramik manzaraya sahip. Girişte kayak botlarınızı çıkarıp giymeniz için size tüylü ev terlikleri veriyorlar. Kasabanın içindeki ikinci seçenek yine aynı gruba ait ve Clément Bouvier’nin şef restoranı olan Ursus. Bir kırmızı, bir de yeşil Michelin yıldızına sahip olan Ursus, restoranın içine serpiştirilmiş 400 ağaç kütüğüyle size ormanın içinde yemek yeme hissiyatı veriyor.

Etkinlikler bölgeyi canlandırıyor

Sölden, Avusturya

Aynur Tattersall, seyahat yazarı-gazeteci

Alpler’in kalbinde, muhteşem manzarası, geniş kayak rotaları ve canlı apres-ski (kayak sonrası) ortamıyla benim favori destinasyonum Sölden. Her seviyeye uygun pistleri ve yüksek rakımlı zirveleri, profesyonel kayakçılar ve snowboard tutkunları için cazibe merkezi. Kayak okulları ve kiralama hizmetleri kayağa yeni başlayanlara harika bir destek sağlıyor. Kışın düzenlenen çeşitli etkinlikler ve yarışmalar da bölgenin canlılığını arttırıyor. Yüksek rakım sayesinde sezon boyunca kar garantisi var. Apres-ski barları kayak sonrası eğlence için harika. Fire&Ice, Schirmbar ve Almrausch öne çıkan mekânlar arasında. Konaklama için de Das Central, Bergland Design&Wellness Hotel, Hotel Liebe Sonne ve Hotel Edelweiss’ı önerebilirim.

Her seviyeden kayakçıya hitap ediyor

Courchevel, Fransa

Halit Seylan, uluslararası kıdemli kayak antrenörü

Fransız Alpleri’ndeki Courchevel, dünyanın en büyük bağlantılı kayak alanlarından biri olan Les Trois Vallées’nin bir parçası. 600 kilometrelik pistleriyle her seviyeden kayakçıya hitap eden bir destinasyon. Cenevre veya Lyon havalimanlarından kolayca ulaşılabilen bu bölge büyüleyici doğal güzellikleriyle unutulmaz bir kış tatili vaat ediyor. Michelin yıldızlı restoranları, SPA merkezleri ve butikleriyle ünlü olan Courchevel kayak sonrası dinlenmek için de mükemmel bir ortam sunuyor. Buz pateni, kar motosikleti ve helikopter turları gibi çeşitli aktiviteler ziyaretçilerin çok ilgisini çekiyor. Eğer beş yıldızlı oteller ve şık alışveriş durakları arıyorsanız Courchevel 1850’ye, ailece daha sakin bir yer tercih ederseniz Courchevel 1650’ye, geleneksel dağ köyü havasını koruyan otantik bir ortam peşindeyseniz Courchevel 1300’e gidebilirsiniz. La Tania da orman içinde, çevre dostu bir köy, ilginizi çekebilir.

Köyleri geze geze, doğayla iç içe bir yolculuk

Serfaus-Fiss-Ladis, Avusturya

Oğulcan Tatar, gezgin-turist rehberi

Innsbruck şehrine 40 dakika mesafedeki Serfaus-Fiss-Ladis bölgesi, Avrupa’nın en keyif veren kayak rotalarından biri. Ben genelde Münih’e uçup oradan araba kiralamayı tercih ediyorum. Almanya’daki Garmisch’i ve Avusturya köylerini geze geze, doğayla iç içe bir rotada ilerliyorum. Serfaus-Fiss-Ladis bölgesinin 270 km’lik bir pist ağı ve her seviyeye hitap eden parkurları var. Serfaus’ta jet set havasında bir ortam göreceksiniz. Fiss hareketli bir köy. Ladis ise sakin ve romantik bir köy ama tüm pistler birbirine bağlı. Isıtmalı koltuklar, kapalı kabinler ve muhteşem manzaralar sizi karşılıyor. Ayrıca birçok kayak takımı bu köylerde antrenman yapıyor. Konaklama için tavsiyem; lüks bir otel olan Schlosshotel Fiss. Kahvaltı ve akşam yemeği dahil, arada atıştırmalık saatleri de mevcut. Ancak skipass (pistlere ulaşmak için yolcu kartı) otel fiyatına dahil değil ve 4 kişilik bir aile için yaklaşık
800 euro tutuyor.

Dünyanın en ikonik zirvelerinden

Zermatt, İsviçre

Burcu Gürtürk Kadak, seyahat yazarı

Alpler’in en muhteşem sahnesine setini kurmuş olan Zermatt, elit bir İsviçre dağ köyü ve Avrupa’nın en yüksek irtifasındaki pisti içeren kayak alanına sahip. Kışın olduğu kadar yazın da popüler bir destinasyon olan Zermatt’ta dünyanın en ikonik zirvelerinden biri olan Matterhorn’u da görebilirsiniz. Bölgeyi çoğunlukla usta kayakçılar tercih etse de orta seviyedeki kayakçılar ya da sadece bir kış masalı yaşamak isteyenler için de uygun bir rota. Gurme lezzetler tatmak, doğa yürüyüşü yapmak, rahatlatıcı bir SPA tatili deneyimlemek veya eğlenceli gece hayatıyla rahatlamak isterseniz siz de Zermatt’ı tercih edebilirsiniz.

Güzel anılar biriktirebilirsiniz

Davos, İsviçre

Sermet Severöz, seyahat ve yemek yazarı

İsviçre Alpleri’nin göz alıcı manzarasıyla süslenmiş kasabalardan biri olan Davos, kayak merkezleri ve lüks turistik yaşamıyla tanınıyor. 1.560 metre rakımıyla Avrupa’nın en yüksek kenti olma özelliğini taşıyan bu şirin kasaba sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda Dünya Ekonomik Forumu’na ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor. Davos’a ulaşmanın en kolay yolu İstanbul’dan Zürih’e uçmak. Yaklaşık 2,5 saatlik uçak yolculuğunun ardından karayoluyla sadece 1,5 saatte kasabaya varıyorsunuz. Davos’ta alışılmışın aksine, dağların zirvesindeki kayak tesislerinde değil, kasaba meydanındaki otel, restoran ve barların verandalarında sosyal etkinlikler yapılıyor. Bu renkli atmosferde, sıcak içeceklerinizi yudumlayarak güzel anılar biriktirebilirsiniz.

Şatoda klasik müzik konseri

Brasov, Romanya

Burak Özberk, Hürriyet Seyahat gezgini

Bükreş’e 1 saatlik uçuşun ardından yaklaşık 200 kilometrelik tren veya araba yolculuğuyla Brasov’a ulaşabilirsiniz. Ortaçağda ‘cadı’ diyerek kadınları yaktıkları Piata Sfatului Meydanı (Konsey Meydanı) bu kasabada. Trompetçi Kulesi de ilginç yapılardan biri. Kış sporları için adresimiz Transilvanya Alpleri olarak da bilinen Postavaru Dağları’ndaki Poiana Brasov kayak merkezi. Kış sporu dışındaki aktiviteler de çok eğlenceli. Çingeneler kulübesi barbekü etkinliğini ve Drakula Şatosu’nda klasik müzik konserini tavsiye edebilirim.

Dört mevsim macera dolu

Serre Chevalier, Fransa

Serda Büyükkoyuncu, Hürriyet Seyahat yazarı

Güney Alpler’in en büyük kayak alanı olarak bilinen Serre Chevalier, dört mevsim boyunca doğaseverleri cezbeden bir destinasyon. 250 kilometrelik geniş pistleriyle her seviyeden kayakçıya hitap eden bu bölge aynı zamanda doğal güzelliği ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekiyor. Serre Chevalier’nin en ayırt edici özelliği, pistlerin çoğunun muhteşem çam ormanlarıyla çevrili olması. Kayakçılar oksijen dolu temiz dağ havasında spor yapma şansına sahip oluyorlar. Serre Chevalier aynı zamanda Écrins ve Queyras isimli doğa parklarına açılan bir kapı gibi. Çevresindeki tarihi köyler ve kasabalar, ziyaretçilere Fransız Alpleri’nin zengin tarihini ve geleneklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Kapsamlı bir yenilenme sürecine giren tesis 15 Aralık’ta kapılarını yeniden açıyor.

Olimpiyatlara ev sahipliği yapıyor Cortina d’Ampezzo, İtalya

Canan Demiray, seyahat yazarı

İtalya’nın kuzeydoğusunda, Dolomitler’in kalbinde olan Cortina d’Ampezzo ülkenin en prestijli kayak merkezlerinden biri. 1956’da Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan bu büyüleyici kasaba 2026’da aynı unvanı tekrar kazanacak. Toplamda 120 km’lik pistleriyle her seviyeden kayakçıyı ağırlıyor. Tofana, Faloria ve Cinque Torri gibi üç büyük kayak bölgesine yayılan pistler arasında Cortina Skyline teleferiğiyle rahatça gezebilirsiniz. Cortina d’Ampezzo’ya ulaşmak hiç zor değil. En makul alternatif Venedik Treviso Havalimanı’na gitmek. Oradan yaklaşık iki saatlik araba yolculuğuyla bu kış cennetine ulaşabilir ve Dolomitler’in nefes kesici manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Konaklama için Cristallo Palace Hotel&SPA iyi bir tercih. Hotel Lago di Braies de kayak yapmayıp karın keyfini sürmek isteyenlere göl manzarasıyla romantik bir atmosfer sunuyor. Al Camin ve Ristorante Tivoli ise İtalyan mutfağından başarılı örnekler tadabileceğiniz restoranlar. ‘Dolomitler’in Kraliçesi’ olarak bilinen Cortina d’Ampezzo’da hem doğayla iç içe bir tatil yapabilir hem de İtalyan gustosunu keşfedebilirsiniz.