GeriSeyahat Bir zamanların su depolarında sanat turu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bir zamanların su depolarında sanat turu

Bir zamanların su depolarında sanat turu

İstanbul’daki Şerefiye Sarnıcı ‘modern müzecilik’ anlayışıyla yeni bir kültürsanat merkezi haline getirildi. Başlı başına bir eser olan sarnıca tek çiviçakılmadan gerçekleşen bu çalışmada dünyanın ilk ‘360 derece projection mapping’ uygulaması kullanıldı. Mekânın tamamının bir ekrana dönüşmesi anlamına gelen bu çalışmadan yola çıkıp kentteki sarnıçları gezelim...

MS 400’lerden günümüze kadar korunan Şerefiye Sarnıcı, büyük bir enstalasyona dönüştü. Yeni tür müzecilik anlayışı Şerefiye Sarnıcı’nı yaşayan bir müze
haline getiriyor ve bunu yaparken bolca teknolojiden faydalanıyor. İstanbul’un üç büyük sarnıcı içinde en az bilineni Şerefiye Sarnıcı, köklü bir tarihe sahip. Piyer Loti Caddesi üzerindeki sarnıç, 428-443 tarihleri arasında İmparator II. Theodosius tarafından 32 sütun üzerine inşa edilmiş. 24 metreye 40 metrelik taban alanı ve 11 metrelik tavan yüksekliğiyle burası görkemli bir salon. Sütun başlıklarının tümü Korinth üslubunda; hepsi Marmara Adası mermerinden oyulmuş.

Üstü belediye binasıydı

Belgrad Ormanı ve civarındaki su kaynaklarından, Bozdoğan Kemeri Kanalı üzerinden ‘Nymphacum’, ‘Zeuksipps Banyoları’ ve ‘Büyük Saray’a su taksimi yapılmış. Kemer vasıtasıyla taşınan suyun depolanması amacıyla sisteme Şerefiye Sarnıcı da ilave edilmiş. Şerefiye Sarnıcı adını, bulunduğu mahalleden alıyor. 1800’lerin sonunda, üzerine Arif Paşa Konağı inşa edilmiş. Bu bina 1930-1984 arasında İstanbul Belediye Hizmet Binası, ardından Eminönü Belediye Binası olarak hizmet vermiş. 2010’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Eminönü Belediyesi Binası’nın ek kısımlarının yıkımını gerçekleştirmiş, tarihi yapıya zarar vermeden binanın altında kalan sarnıç ortaya çıkarılmış... Burada bir süredir, saat başı, son teknolojiyle kurgulanmış görsel bir sunum yapılıyor. Arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle, altyapısına tek çivi çakılmadan yapılan iş, mekânın tamamının dev bir ekrana dönüştürülmesi olarak özetlenebilir.

Gösteri sarnıcın oluşum sürecine tanıklık etmenizi sağlıyor, İstanbul’un su yollarının izini sürerek Bizans’tan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet dönemine bir yolculuğa çıkarıyor. 360 derecelik dev bir ekrana dönüşen Şerefiye Sarnıcı her gün 9.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık. Müze kart geçmiyor. Biletler tam 30, öğrenci 10 lira.

Bir zamanların su depolarında sanat turu

İkinci kez restorasyona girdi
Yerebatan Sarnıcı

Bizans İmparatoru I. Ioustinianos’un 532 yılında Büyük Saray’a su sağlamak için yaptırdığı Yerebatan Sarnıcı, mimari ihtişamıyla insanın üstünde bir saray izlenimi bırakıyor. 80 milyon metreküp su kapasitesine sahip sarnıca, 25 kilometre kadar uzaktaki Belgrad Ormanı’ndan bir dizi kemer ve tünel aracılığıyla su getirilmiş. Sarnıçta 336 adet sütun ve çoğunun üstlerinde Korint ve Dor üsluplarında sütun başları var. Sarnıcın en sonunda sütun kaidesi olarak kullanılan iki Gorgon başından birinin ters, birininse düz konduğuna bakılırsa, bu başlar o zamanlarda sadece sütunları yükseltmek amacıyla platform olarak kullanılmış. Osmanlılar sarnıçta biriken suyu değil, kaynağından gelmiş olanı içmeyi, sarnıç suyunu da bahçeleri sulamak için kullanmayı tercih etmişler. Daha sonraki yıllarda, çöp olarak kullanılan sarnıçta 1987’de tamamlanan restorasyonla ziyaretçilerin yürüyebileceği yollar yapıldı. Bu büyülü atmosferi deneyimleyebilmek için geçen yıl başlayan büyük restorasyon çalışmasının bitmesini beklemek gerekiyor.

Bir zamanların su depolarında sanat turu

Kıymeti bilinene kadar çöplük olarak kullanıldı
Binbirdirek Sarnıcı

İmran Öktem Caddesi’nden sola döndüğünüz zaman Yerebatan Sarnıcı’ndan sonra şehirdeki ikinci büyük sarnıç olan Binbirdirek Sarnıcı’na rastlarsınız. Artık içinde su olmayan ve geçirdiği restorasyondan sonra organizasyonlar için kullanılan sarnıç, kayıtlara göre, IV. yüzyılda İmparator I. (Büyük) Konstantinos’un hükümdarlığı sırasında yaptırılmaya başlamış. Günümüze ulaşan kısımları ise V. ve VI. yüzyıldan kalma. İçinde sadece 224 sütun ve üzerlerinde hiçbir işleme bulunmayan piramit biçiminde başlıklar var. Yerebatan’dan farklı olarak, sütunlar da başlıklar da başka yapılardan getirilmemiş, bizzat sarnıç için yapılmış. Her sütun, yerin 5 metre altına kadar inen temellere sahip. Maalesef bir dönem sarnıcın kubbesi kıymet bilmez kişilerce daha kolay çöp atılabilmesi için genişletilmiş ve sarnıç bir mezbelelik haline gelmiş, öyle ki restorasyona başlayabilmek için sarnıçtan 7 bin kamyon dolusu çöp çıkarılmış.

False