GeriSeyahat Bir Afrika masalı: Cape Town
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bir Afrika masalı: Cape Town

Bir Afrika masalı: Cape Town

Masa Dağı’nın görkemi, plajları, egzotik vahşi yaşamı, gece hayatı ve doğal güzellikleriyle dört mevsim farklı kültürlerden ziyaretçilerin akın ettiği Cape Town, dünyanın en fotojenik merkezlerinden biri. Güney Afrika’nın bu en eski şehri halk dilinde ‘mother city’ (anne şehir) olarak anılıyor. Çünkü burada herkes kendini evinde gibi hissediyor! İçinde bulunduğumuz mevsimin Cape Town’a gitmek için en güzel dönem olma-sını fırsat bildik ve burada gözden kaçırmamanız gerekenleri altı maddede derledik.

1- Sanat eseri değerinde hediyelikler

Şehrin yerel pazarları turistlerin uğrak noktalarından. Özellikle hediyelik eşyalar ve hatıra ürünler konusunda akla ilk gelen adres, Greenmarket Square. Her gün kurulan bu pazarda geleneksel Afrika kültürüne özgü maskeler, takılar, tahtadan yapılmış hayvan figürleri, magnetler ve yöresel giysiler bulabilirsiniz. Ayrıca kahve ve farklı aromalı çay çeşitleri de bavulunuza atabileceğiniz klasik Afrika ürünleri.

2- Afrika’nın tüm doğal güzelliklerini görebileceğiniz  bir bahçe

7 binden fazla bitki çeşidini barındıran Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçesi, alanında bir ilk olmanın yanı sıra dünyanın en kapsamlı botanik bahçesi. 1913 yılında kurulan bu önemli merkezde özellikle yerli bitki türleri ön planda. Masa Dağı eteklerinde bulunan Kirstenbosch’ta, kuş sesleri arasında uzun güzel bir yürüyüş yapıp gün içinde gerçekleştirilen çeşitli etkinliklere katılabilirsiniz.

Bir Afrika masalı: Cape Town

3- Şehrin egzotik güzelliğini seyredin

Cape Town’da gezip görülecekler listenizin başına Masa Dağı’nı yazın. Dağda şehri kuşbakışı izleyebileceğiniz bir seyir terası bulunuyor. Görmeniz gereken bir diğer yer ise dünyanın en güney ucu olan Ümit Burnu. Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusu’nun birleşme noktası burası. Şehrin batısında yer alan 350 metre yüksekliğindeki Signal Tepesi’ni de -önerimiz günbatımı saatlerinde- tur programınıza ekleyebilirsiniz. Kaçırılmaması gereken bir diğer adres Robben Adası. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan adayı gezmek için tur programına katılmak gerekiyor. 

 4- Lezzeti doğasından ve mutfaktaki maharetten

Cape Town, okyanus kıyısında ve deniz ürünleri konusunda bir cennet. Fakat genellikle göreceğiniz et yemekleri olacak. Burada diğer Afrika şehirlerinden farklı olarak yemeklerde köri, zencefil, biber ve hindistancevizi gibi baharat dokunuşları yoğun hissediliyor. Eğer geleneksel lezzetler hakkında genel bir fikriniz olsun istiyorsanız Cape Town’un en turistik bölgesi olan Waterfront’taki ‘V&A Food Market’e mutlaka uğrayın. Burası bünyesinde küçük tezgâhların, dükkânların bulunduğu bir yeme-içme merkezi ve tek kelime ile bir cennet... İstiridyeden ete, geleneksel Afrika yemeklerinden etkileyici tatlılara birçok çeşit lezzetin en iyi örneklerini burada bulabilirsiniz.

Bir Afrika masalı: Cape Town

 5- Eğlence gece yarısından sonra başlıyor!

Cape Town’da eğlence hiç bitmiyor. Barlar gece geç saatlere kadar açık. Kulüpler ise gece yarısından sonra açılıyor ve sabahın ilk ışıklarına kadar eğlence devam ediyor. Gece hayatının hareketli olduğu bölgeler Camps Bay’deki Victoria Yolu, Long Street, Bree Street, Kloof, Waterkant ve Green Point. Long Street bölgesinde aktivite, Bree Street’te  ise daha modern-şık restoran, bar ve gece kulüpleri öne çıkıyor.

6- Hayatınızın unutulmazları arasına girecek

Muizenberg Beach, bembeyaz kumsalı ve rengârenk kulübeleriyle hem kendini okyanus sularına bırakmak isteyenlerin hem de fotoğraf meraklılarının uğrak noktası. Bir başka yapmadan dönmemeniz gereken etkinlik ise Gansbaai Koyu’ndaki kafesli köpekbalığı dalışı. Yaklaşık 3-4 saat süren aktivite için 8’erli gruplar halinde kafeslerin içine giriyorsunuz ve muhtemelen hayatınızın unutulmazları arasında yer alacak olan dalış başlıyor.

Bir Afrika masalı: Cape Town

 

False