Sevgiye doyarak büyümek

Sayın Başbakanım,Size bu mektubu yazıp yazmamayı çok düşündüm ama bu mektubu okumanız temennisiyle belki düşüncenizde farklı bir pencere açabilirim umuduyla yazmaya karar verdim.

Haberin Devamı

Kürtajı yasaklamaya karar verdiniz. Sağlık bakanımız “İstenmeyerek dünyaya gelecek bu çocuklara gerekirse devlet bakar” açıklamasını yaptı. Hatta özürlü doğması kesin olan bebeklerin kürtajı bile yasaklanıyormuş.
Tüm bu gelişmeleri karışık duygularla izliyorum.
İstenmeyerek dünyaya gelen bir çocuğun ileride çevresine verebileceği zararı düşünüyor musunuz?
Sağlıklı, mutlu, başarılı, çevresine faydalı bir birey olmanın en önemli gerekliliğinin sevgi görerek, sevgiye doyarak büyümek olduğunu iyi bir baba olarak en iyi siz bilirsiniz.
Bir çocuğa bakmak sadece onları doyurup barınma ihtiyaçlarını karşılamak olabilir mi? O çocuğa büyürken sevgi vereceksiniz, saçını okşayacaksinız sevgiyle kucaklayacaksınız. Benim 17 yaşındaki oğlum hala dizime başını koyup saçını okşamamı, onu öpmemi bekliyor.
İstenmeden dünyaya gelen, cami kapısına bırakılan bir çocuktan gelecekte nasıl bir beklentiniz olabilir? Yazık değil mi o çocuğa?
İki cocuk annesi bir kadın olarak anneliğin ne kadar ağır bir sorumluluk gerektirdiğini bizzat yaşıyorum. Bu ömrümün son nefesine kadar devam edecek bir görev. Bırakın bir çocuğun dünyaya gelip gelmemesine de kadın kendisi karar versin. Zaten ağır bir travma olan kürtaja karar veren bir kadının başka seçeneği yoktur, buna inanın.
Bu arada şimdiye kadar yaptırdığı kürtajla övünen hiçbir kadına rastlamadım. Kadınların çoğu eminim ki doktora derdini anlatırken bile gözünü kaçırır, utanır, sıkılır, çoğu kez bu yaşadıklarını en yakınıyla bile paylaşmaz.
Hatta çoğu kadının bu vicdani yükü kaldıramayarak masadan kalkarak doğurduğunu da biliyorum.
Kadın içinde gel-gitler yaşar. Bir tarafı karnında can verdiği minicik bebeğini doğurmak isterken öteki tarafı bebeğin hayatında açacağı yaraları düşünür.
Bu kadın belki de amcasının, dayısının üvey abisinin tecavüzüne uğrayarak hamile kalmıştır. Ya da rutin gebelik kontrolünde bebeğin bedensel veya zihinsel bir özrü olma ihtimali ortaya çıkmıştır.
Bu durumdaki bir kadın bu bebeği neden doğursun?
Nüfus artışımız azalmasın diye mi?
Kürtajı yasaklayarak bu işin merdiven altında, kontrolsüz, yasadışı yapılmasının da önünü açacaksınız.
Yasakladığınız için yetersiz sağlık koşullarında kürtaj olduğu için ölecek onbinlerce kadını da düşünmüyorsunuz.
Birleşmiş Milletler verilerine göre kürtajın yasak olduğu ülkelerde kürtaj ortadan kalkmadığı gibi kürtajdan ölümler 13 kat artıyormuş. Bunu yasaklamak yerine keşke önce okullarda doğum kontrolü, cinsellik ile ilgili eğitimler verseydiniz. Gelecekte kendi bedeni ve ilişkileri konusunda sorumluluk alabilen gençleri yetiştirmeyi hedefleseydiniz şu anda bu konuyu tartışmıyor olurduk. Farklı dil, din, kültür mozaiği olduğumuzu her fırsatta dile getirdiğiniz demokrat ülkemizde bırakın kadınlarımız bedenleriyle ilgili kararları kendileri versinler.
Tüm kalbimle bu düşüncenizden vazgeçmenizi temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Yazarın Tüm Yazıları