GeriSeyahat Sevgiliye göz zevki için pırlanta eşlere yatırım için altın alınıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sevgiliye göz zevki için pırlanta eşlere yatırım için altın alınıyor

Sevgiliye göz zevki için pırlanta eşlere yatırım için altın alınıyor

Eklektik bir oda... Arkasında kocaman bir akvaryum bulunan iki berjerden sağdakine onun oturacağı söyleniyor. Odada çok az fotoğraf var ama biri arkadaşı Başbakan Erdoğan’a ait. Konuşurken neşeli, esprili, pozitif. Atasay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer yaşamının detaylarını ilk kez anlattı.

Pırlanta Türkiye’de çok mu yaygınlaştı?

- Pırlanta çok önemli. Kadın, pırlantayı kadınlığını tamamlayan bir unsur gibi görüyor. Özgüven ve estetik duygusunu artırıyor. Yaş ilerledikçe altından pırlantaya dönüyorlar.

Sevgililer Günü'ne de çok az kaldı. En çok satışı gerçekten 14 Şubat öncesi mi yapıyorsunuz?

- Yılbaşı, Sevgililer Günü, Anneler Günü olmak üzere bütün yıl bu üç özel gün için çalışıyoruz. En çok Sevgililer Günü, sonra yılbaşı sonra da Anneler Günü’nde pırlanta satılıyor.

Pırlanta alışverişinin çoğunu erkekler mi yapıyor o zaman?

- Pırlanta genellikle şöyle alınıyor: Kadın önceden gelip beğeniyor. Sonra eşiyle satın almaya geliyor. Ya da bir kez birlikte geliyorlar, kadın seçiyor erkek ödüyor.

Tek başına gelen erkek yok mu?

- Var tabii.

Erkekler eşlerine klasik iç giyim ürünleri, sevgililerine daha seksilerini hediye eder. Pırlantada da var mı böyle bir ayrım?

- Erkekler bu işe yatırım amaçlı bakıyor ve eşine altın almayı tercih ediyor. Sevgilisine ise mücevher tercih ediyor, tasarıma bakıyor, göz zevki için alıyor. Bazen gelip aynı üründen iki tane alanlar bile çıkıyor.

Nasıl yani, birini eşine diğerini metresine mi alıyor?

- Bazen aynı üründen üç tane alan da çıkıyor ama neden aldığını, kime aldığını bilemeyiz. Böyle detayları bilmek haddimize değil!

Pırlantadaki KDV'nin sizin için kaldırıldığı seçim meydanlarında bile dile getirildi...

- Ben de bu yüzden sektöre zarar verdiğimi düşünüp çok üzüntü duyuyorum. Pırlantada eskiden yüzde 18 KDV vardı. O kaldırıldı ama çok dile dolanınca ÖTV getirildi. Altında hiç KDV, ÖTV yok ve Türkiye altın ihracatında dünya ikincisi. Bu kötü mü şimdi? Pırlantada da ÖTV kalkmalı. Vergiler, bu alanı kayıt dışına iter. Ya da gider yurtdışından vergisiz alır insanlar. Perakende satışta devlet belli bir pay alabilir.

Sizin altınla, pırlantayla aranız nasıl?

- Alyans bile takmıyorum. Saat dahil hiçbir şey yok. Bir tek üzerinde Ayetel Kürsi duası yazılı bir bileklik var kolumda.

Plastik mücevher kutusu sattım

KARİYER

* Çocukken çok net istediğim bir meslek yoktu ama gece uyurken en başarılı işadamı, en iyi siyasetçi, en başarılı sanatçı olduğumu hayal ederdim.

* 11-12 yaşında Kapalıçarşı’da dükkan dükkan dolaşıp plastik mücevher kutusu alım satımı yaptım.

* Işıldak üreticiliğimiz de vardı. Arızaya gelen ışıldakları tamir ederdim. Güzel para kazanırdım.

* İstanbul Kapalıçarşı serbest piyasasında, döviz ve altın alım-satımı yaptım. Bu alanda faaliyet gösteren diğer firmalara danışmanlık hizmeti verdim.

* Atasay Grup’la mücevher başta, enerji, gayrimenkûl, denizcilik, havacılık, turizm sektörlerine de girdim.

Tekrara dayanamam, keserim

TOPLANTI

* İhtiyaç duyulan her zaman toplanırız.

* Gereği kadar süre ayırırız. 10 dakika da üç saat de sürebilir.

* Toplantıların sonuç odaklı olmasını önemserim. Mutlaka sonuç alınmalı.

* Herkes fikrini beyan eder, konuşur ama ağırlıklı ben konuşurum.

* Hiçbir zaman toplantının beni sıkacak kıvama gelmesine izin vermem, hemen keserim. Tekrara, dönüp dönüp aynı şeyin konuşulmasına dayanamam.

Her sabah sauna keyfi

GÜNE BAŞLARKEN

* Kaçta yatarsam yatayım 06.00-07.00 arası uyanırım. 02.00’de de yatsam böyle.

* Zinde uyanmak için ortalama altı saat uyku yeterli. Genelde 12.00’den önce uyurum.

* Kesinlikle sabah insanıyım. Kendimi gayet zinde ve mutlu hissederim.

* Kalktığımda etrafa sataşırım. Pazar günü bile uyandıktan sonra evde uyuyanları tacize başlarım.

* Üç yıl öncesine kadar hazırlanıp işe gelmem 45 dakika sürerdi. Şimdi spor, yürüyüş, sauna üç buçuk saati buluyor.

* Sabah en büyük keyfim gazete okumak. Gündemi taramadan evden çıkmam.

Florya sahilinde 7 kilometre

SPOR

* Bazen her gün yaparım, bazen altı ay hiç yapmam.

* Sabahları Florya sahilinde 7 kilometre yürüyorum. Salon sporları yapıyorum.

* Spesifik bir spor dalına öğrenciyken de ilgili değildim. Ama hareketli biriydim. Spor kıyafetle gören, vücuduma bakıp spor yaptığımı sanıyor.

* Çocukken Kumburgaz’da denizden çıkmazdık.

Her pazartesi diyet

BESLENME

* Maalesef; hayatta sınıfta kaldığım yegâne konu... Yemeği hep çok sevdim.

* Her pazartesi diyete başladım. Gitmediğim diyetisyen kalmadı. Hep başarısız girişimler oldu. Geçen yıl çok yakın arkadaşım dört damardan kalp ameliyatı geçirince doktora gidip 35 kilo verdim.

* Et ve balığı çok severim. Sebzeyle aram yok.

* Füzyon başta bütün dünya mutfaklarını, lezzetli her yemeği çok severim.

* Bazen pazar günleri evde sosis pişiririm.

New York’ta uçaktan restorana

MEKAN

* Salaş da lüks de olabilir. Önemli olan lezzet! En çok lezzet, hijyen ve servis kalitesini önemserim.

* Statükocuyum ama yeni deneyimlere de açığım. Sevdiğimi mekâna sürekli giderim.

* Günaydın, Nusr-et, Zuma ve İzzet Çapa’nın mekânlarını severim.

* Yurtdışında varsa Zuma'yı, Nobu’yu kaçırmam. Dubai’de kebapçı Automatic’e, New York’ta Meet Co.’ya, Milano’da La Risacca’ya giderim.

* New York’ta uçaktan iner Trattoria Dell'Arte’ye koşarım. Bu pizzacıyı bana Ferit Şahenk öğretti, ben de Nihat Özdemir'e öğrettim.

Hayatın tadını çıkarmaya başladım

TATİL

* İki-üç yıl öncesine kadar iş nedeniyle çok yurtdışına seyahat ederdik. İşin içinde tatili de katardık.

* Birkaç yıldır tekneyle tatil yapıyorum. Göcek, Datça, Kalkan’a gidiyorum.

* Biraz daha hayatın tadını çıkarmaya başladım.

* Tatil olarak en çok Mavi Yolculuk'u seviyorum.

* Kışın New York’a ve sıcak ülkelere, örneğin Dubai’ye giderim.

* Her türlü tatilde çok mutlu olurum; ailece de gideriz, yalnız da giderim.

Bakırköy-Unkapanı hattında dolmuş çektim

OTOMOBİL

* 13 yaşımda kullanmaya başladım. Babamın otomobillerini kaçırırdım. Eniştemin otomobili için 1978’de benzin kuyruğunda beklemeye bayılırdım.

* Babamın Pontiac’ını kaçırıp gizlice Bakırköy-Unkapanı hattında dolmuş çekerdim. Bir çocuğa çarptım. Önemsiz bir kazaydı. Yolcular, “Küçücüksün, ehliyetin var mı” diye söylenip kaçıştılar.

* İlk otomobilim Murat 131’di ve onu modifiye ederek BMW’ye çevirdik.

* Otomobil bende gerçek bir tutkuydu. Saatlerce kullanırdım. Artık kullanmayı sevmiyorum sadece seviyorum. Hafta sonları otomobillerini kendileri kullanan Turgay Ciner ve Zafer Yıldırım'a imreniyorum aslında.

* Porsche almıştım oğluma devrettim.

* Şimdi bir Mercedes'im var. Babam aldı, inanın modelini bilmiyorum.

Oltaya balık takılsın diye bekleyemem

HOBİ

* Yeni teknolojiler hep ilgimi çekti, yeni çıkan ürünleri hemen edinirim.

* İki-üç yıl öncesine kadar çalışmak en büyük hobimdi. İş odaklı yaşamaktan keyif odaklı yaşamaya geçtim.

* Zevklerimde Doğu hakim; fasıl ve sanat müziği severim.

* Sonuç odaklıyım. Saatlerce oltaya balık takılsın diye bekleyemem. Sıkılırım.

* Beş yıl bilardoya, beş yıl da masa tenisine sardım. Her gün oynadım.

* Babam gibi iyi bir koleksiyoner değilim.

 

False