Sessiz bahçe...
Güncelleme Tarihi:
Bizim Fener'in bahçesi sessiz, suskun ve umutsuz.. Ligin başlamasına dört gün kala Fener'in vitrini de sönük. Nasıl aydınlanır, kim aydınlatır o da belli değil. Takımın başına Otto Bariç getirildi. Adamın bir dediği diğerine uymuyor. Bazen kravatlı, kostümlü, bazen de Ti-Shirt'li, pantolonlu antrenman yaptırması yeni moda galiba. İşte, kendisini bu görüntülerden dolayı monşere benzettim. Hani, herkesin neden bu adama ‘‘monşer’’ diye yazılar yazdığımı merak ediyordu ya.. Belki de biz çağdışı kalıyoruz bu kıyafete. Veyahut ‘‘Bay monşer’’ yenilik yaratma peşinde.
Ne biçim yenilikse ! Fener'e ilk merhabasında, ‘‘Şampiyon olamamışsa yazık olmuş. İyi futbolcular var. Video kasetlerini seyrettiğim kadarıyla, ben bu Fenerbahçe'yi şampiyon yaparım’’ dedi. Dereyi görmeden paçayı sıvar gibi.. Sonrasında kadronun yetersizliğinden yakındı. ‘‘İki aylık sabır’’ dileklerinde bulundu. Hazırlık maçları düşe kalka son buldu. Alınan neticeler ise tam bir fiyasko oldu. Kazanılan maçlar bile, hiç mi hiç ümit vermedi..
Geçmişlerdeki Fenerbahçe'nin en güvenilir yeri neresiydi ? Savunması değil mi.. Şimdi, savunmanın güvenilir iki adamı, diyelim ki üç adamı Rüştü, Uche ve Erol yok. Onların yerine oynayanlar, Elazığ'dan iki tane leblebi gibi gol yiyorsa, F.Bahçe'nin güvenilir tarafı da kalmıyor demektir.
Monşer, uygulamaları içinde ‘‘Bay çelişki’’ de olmuyor değil. ‘‘Kemalettin, sakatlığı nedeniyle Almanya'ya ameliyata yollanacak’’ diyor. Ondan sonra alıyor, Elazığ'da tam maç oynatıyor. Sanırsınız ki F.Bahçe, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nin finalini oynuyor. Sonrasında da kalkıyor, bu maçın ardından 4 eksikten yana dem vuruyor. Vah anam vah... Bizim Fener'in vitrinini aydınlatacak eğer bu Bariç ve bu kafa yapısı ise, Fener'in de lig öncesinde tüm taraftarlarının umutsuzluğa düşüp karaları bağladığını belirtmemiz gerekiyor.