Şeriat okulu usulüne uymuş!

MİLLİ Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, ‘‘İlköğretimde şeriata milli eğitim onayı’’ başlıklı yazımla ilgili kapsamlı bir yanıt gönderdi.

Bakan Bostancıoğlu açılma onayının kendisi tarafından değil, bilgisi dışında ama usulüne uygun bir şekilde Özel Öğretim Kurumları Genel Müdür Vekili tarafından verildiğini bildiriyor.

Özel Naciye Hatun İlköğretim Okulu'nu açmak üzere Malatya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvuru yapan vakıf değil, Bahattin Tunç adında bir kişi imiş. Yapılan tahkikatta Tunç'un sabıka kaydına rastlanmamış.

Bina ilgili belgeler incelendiğinde binanın bir vakfa değil, Ali kızı Naciye Ateş adına kayıtlı olduğu görülmüş.

Bina 8 yıllığına Bahattin Ateş tarafından verilen vekaletle Şevki Doğanay tarafından kiralanmış.

Prosedürün diğer etapları da usulüne uygun olarak tamamlandığı için gerekli izin verilmiş ve okul açılmış.

Hadi Ankara'da olay dikkat çekmemiş de, Malatya'daki İl Milli Eğitim Müdürlüğü de mi uyumuş.

Okul binası kiralık. Ama her ne hikmetse kiralayanın adı okula verilmiş.

Binanın geçmişi belli.

İlişkiler belli.

Her şey belli.

Fakat her şey ‘‘usulüne uygun’’.

Zaten bu memleketin başına ne geldiyse ‘‘usulüne uydurulmuş’’ şeyler yüzünden geldi.

Neyse ki, Bakan Bostancıoğlu yüreğime su serpen bir cümle ile tamamlıyor yolladığı bilgiyi:

‘‘Ancak yazınızda belirttiğiniz diğer hususları da içine alacak şekilde konuyla ilgili olarak inceleme ve soruşturma başlattım. Sonucunu size de ileteceğim.’’

Ben de sonucu merakla bekliyorum Sayın Bostancıoğlu.

Cem Uzan söylüyor: ‘Yaylalar, yaylalar’


ALLAH bir insanı benim elime düşürmesin. Gerçi hak etmeyen düşmüyor ama düştü mü de iflah olmuyor.

Maşallah belge yağıyor.

İşte Cem Uzan Bey kardeşimin ‘‘Askerlik Hatırası’’.

Bu vatan evladı meğerse ülkesine döviz kazandırmak için yıllarca ‘‘gurbet ellerde’’ çalışmış ve bu çalışma sonunda ‘‘yurtdışı bedelli’’ askerlik yapma hakkı kazanmış.

Hem de ‘‘abi-kardeş’’ aynı hakkı kazanmışlar.

Bu Cem Cengiz Uzan 1985 yılında ‘‘Dövizli Askerlik Hizmeti'nden yararlanmak üzere’’ başvurmuş.

Beyefendi o tarihde Cidde'de çalışırmış meğer.

Nerede olduğunu bilemiyorum çünkü herkesin adresi var, onun ‘‘posta kutusu’’ var. Hem de 8603 sayılı posta kutusu.

Ya posta kutusunda çalışıyor ya da postanede.

İşyerinin adı ise ilginç: Suudi Arabistan.

Şaka yapmıyorum.

Herkesin işyerinin adı ve adresi yazıyor ama Cem Cengiz Uzan ve biraderi Hakan Bey'in işyerinin adı yok. Adresi ise Suudi Arabistan.

Öyle fazla uğraşmamışlar.

Suudi Arabistan'da çalışır görünüp işi bitirmek istemişler.

Ama adres madres meselesine kadar dalmamışlar.

‘‘Uzun etmeyin. Suudi Arabistan yeter’’ diye kestirip atmışlar.

Bunları görünce aklıma Bahattin Şeker adlı eski milletvekilimiz geldi.

O da aynen böyle yıllar sonra enselenmiş gidip paşa paşa askerlik yapmıştı.

Acaba şimdi kayıtlara bakılsa, giriş çıkışlar şöyle bir incelense.

Kredi kartı harcamaları, Uzanlar'ın o zamanki şirket kayıtları, karar defterleri gözden geçirilse, Cem Uzan ve biraderine ‘‘kışla yolu’’ görünür mü?

Edison Partisi


YENİLİKÇİ parti ortaya çıktı.

Adı Ak Parti. Adalet'in A'sı, Kalkınma'nın K'si. Ama k nedense küçük.

Herhalde az kalkınacaklar. Tayyip Bey Ülker bayiliği ile yeterince kalkınmış olduğu için daha fazla kalkınmaya gerek görmüyor herhalde. ‘‘Ufak ufak kalkınırız dikkat çekmeden’’ diyorlar.

Parti yenilikçi ama amblem 1940 model. İlk gördüğümde ‘‘Edison’’ ampullerinin Hayat Dergisi'ndeki reklamı zannettim. Argoda ampul pek iyi değildir. Hatta zaman zaman ‘‘lamba’’ diye de kullanılır. Biraz da terelelli durumlara işaret eder.

Bence isim de kötü. Akım derken bokum demekten sürekli kapanmış bir felsefenin devamı olarak Ak Parti umarım aynı hataya düşmez. Eğer düşerse bir sonraki amblem korkarım ‘‘huni’’ olacak. Tersten kafaya geçmiş olarak.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Aşkı uğruna işini bırakan genelde kadınlar olmadığı ya da Şükrü Sina Gürel, İngiltere Kralı'nı örnek alabildiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları