Seri sanat cinayetleri

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

'Dinsel mekânlarda vandalizm' yazımı (Hürriyet, 19 Ocak 1998) okuyan eski müze müdürü dostumuz Sevgi Babaoğlu telefon etti.

Seri sanat cinayetleri, konusunda verdiği yeni örnekler, bu konuda bir imdat yazısı daha yazmamı zorunlu kıldı.

Her gün önünden binlerce kişinin geçtiği Eminönü'ndeki ünlü Yeni Cami'nin bütün kapıları değiştirilmiş, birer sanat eseri olan kapılar yerine, o inceliği taşımayan ince marangozluk (!) işi kaba kapılar konulmuş.

Mısır Çarşısı'na açılan kapı, avluya açılan cümle kapısı sökülerek yerine yenileri takılmış.

Babaoğlu'nun açıklamasına göre, bu kapılardaki metal çivilerin üzerinde, arabesk motifler varmış. Tabii ki yeni kapılarda bunlar yok.

Ayrıca Hünkâr Kasrı denilen, Padişah'a mahsus yerin içindeki kapılar da harap olup gitmiş. Üstelik bunun içindeki paha biçilmez çinilerin hâlâ yerlerinde durup durmadığı konusunda, sanat tarihi çevresi kaygı duyuyor.

Değiştirme prosedürüne yan çizilmiş, oysa kapılar değiştirilirken, Vakıflar, Anıtlar Yüksek Kurulu'na başvuruda bulunmalıymış. Bana iletilen bilgiye göre bu yapılmamış.

Bu ünlü caminin temizlenmesi için, daha önce Anıtlar Yüksek Kurulu'na yapılan başvuru reddedilmiş, temizleme işlemlerine müsaade edilmemiş. Kimse bu uyarılara kulak asmamış, cuma günü camiin önünden geçen bir sanat tarihçisi, temizliğin büyük bir hızla devam ettiğine tanık olmuş.

***

NURHAN Atasoy, tarih*ı mekânlarda yapılacak her türlü değişiklik için, Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan onay alınmasının şart olduğunu, değişiklik isteğinde de, niçin değiştirilme gereği duyulduğunu, nasıl değiştirileceğini, neyle değiştirileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini söylüyor.

Atasoy, aslında Yüksek Anıtlar Kurulu'nun zavallı bir durumda olduğunu, çünkü yaptırım gücünden yoksun olduğunu söyledi. Kurul'un kararları uygulanmadığı zaman, yapacakları bir şey yok.

Kapılar değiştirilirken, Vakıflar'ın mutlaka kurula sorması, ondan onay alması zorunluluğunun da altını çiziyor.

Eğer kapıların temizlenmesi gerekiyorsa ve bunun için de geçici olarak kapılar değiştirilmişse gene de Kurul'un haberdar edilmesi gerekiyor.

Böyle bir durum olup olmadığının cevabını sanırım Vakıflar Yönetimi verecektir.

Bir başka sanat tarihi uzmanı ve yazarı dostumuzla bu yazıyı konuşurken, söyledikleri ise çıldırtıcıydı: Bu kaybolan kapıları, tekke, cami kapılarını, pencere kapaklarını bazı antikacılarda bulabilirsin, dedi. Eğer Osmanlı, Selçuk eserleri modası olmasaydı bu yağma başımıza gelmezdi, diye de ekledi.

***

GAYRIRESMİ talan ve resmîç cehalet birbirine omuz verince sanat eserlerinin akıbeti pek parlak değil anlaşılan.














Yazarın Tüm Yazıları