Serdar Turgut: Rasyonaliteye çağrı






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

TÜRKİYE'deki ekonomik krizin temel altyapısı, Amerikan ekonomisinin 1929 yılında yaşadığı krizden çok daha yoğun ve tehlikeli.

Dolayısıyla kimse ‘‘Biz şimdi programı hazırlayalım, piyasalar buna baksın ve sonra kendine çeki-düzen versin’’ dememeli.

Düşünün ki yılların kokuşmuş yapısı çökmekte, alttan muazzam bir buhran çıktı ve kontrolden çıkmak üzere.

İktisat bilimi şu anda piyasalara acilen çok şiddetli bir müdahale yapılmasının gerekli olduğunu söylüyor.

Piyasalara hemen, hiç beklenmeden likidite verilmeli, piyasalarda hareket başladığı anda da fiyatların (faiz, döviz kuru) nerede oturmasına gerek duyuluyorsa orada oturması için hem Türk Lirası hem döviz enjekte edilerek sisteme, bir noktada dengeler tekrar sağlanmalıdır.

Bu müdahaleyi yapacak döviz rezervi vardır, banknot matbaası da (maalesef) fazla mesai yapmaya başlamıştır bile.

***

Kabul etmek gerekir ki yapılması gerekenin bu olduğu bir günde yeni enflasyon hedefleri ilan etmek kelimenin tek anlamıyla soytarılıktır.

Türkiye'de 6 aylık dönemde enflasyon oranının kontrollü bir şekilde, düzenli bir hızla yükseltilmesi ve belki de bir süre için üç haneli miktarlara yaklaştırılması gerekecektir.

Sistemi iflas ettirmeden yeniden çalıştıracak likidite vermenin faturası budur.

Bunun böyle olmayacağını söyleyerek kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın, bu böyle olacak ve acı da olacak.

***

Fakirleşmeyeceğiz, işçimizi, memurumuz ezdirmeyeceğiz diyenler, işçiye memura maaş artışı hesapları yapanlar büyük bir ahláksızlık içindeler, bunu söylemek zorundayım.

Çünkü iktisat biliminin gösterdiği politikalar uygulanırken, yani sisteme yeni likidite enjekte edilirken, enflasyon kontrollü bir şekilde yukarıya doğru çekilirken, nüfusun önemli bir kesimine yine paralar vaat edilirse ve üstelik bu vaat de tutulursa bunun sonu hiperenflasyondur.

Hiperenflasyon olursa Türkiye mahvolur, bilmem acaba bugün hálá daha eski tutumlarını sürdüren, perde arkasından oyunlar yapan, hálá daha bazı şeyleri sabote etmeye çalışan siyasetçi müsveddeleri bunu görüyorlar mı?

Bazı isimler var, onların isimlerini bile hatırlayınca midem bulanıyor artık.

Böyle bir insan tipi nasıl olabilir ve biz bunlara kendimizi yönetmeleri için bir zamanlar nasıl açık çekler verdik bunu anlamam mümkün değil.

İğreniyorum onlardan ve bu hissimde de tek başıma olmadığımı en kısa zamanda onlar da anlayacak, merak etmeyin.

***

Enflasyon hızla fırlayacak, bankalar el değiştirecek, çok sayıda insan işsiz kalacak, Türkiye hızla fakirleşecek.

Düzenli bir program çerçevesinde bu bilinçli olarak yapılmalı, artık başka çare yok.

Eğer bugün cesur olunursa, gerekli adımlar korkmadan atılırsa ve kararlar net alınırsa bu son derece acı reçetenin süresi kısalır. En fazla iki yıl sürer.

Gerekenler yapılmazsa, krizin boyutu daha da artar, krizden çıkabilme süresi her geçen gün daha da uzar ve süreç içinde de hiperenflasyon gibi büyük bir tehlike de kapıya dayanır.

Şimdi şu görülmeli; bu tek seçeneğimiz olmayabilirdi, bir yıl önce başka kararlar alınabilseydi bu güne gelinmezdi ve o günlerde rasyonel bir tartışma ortamına çekebilseydik insanları bugünkü acıları hep birlikte yaşamazdık.

Ama olan oldu, geçmişe bakıp dövünecek zaman yok şimdi.

Bu iki yılı bu şekilde yaşayacağız, herkes hazırlıklı olsun.

Önemli olan bu iki yılın sonunda nasıl bir Türkiye'ye doğru yol almaya başlayacağımızdır.

İki yıl sonra bu ülkeyi yönetmeye soyunacaklar, ekonomisi küçülmüş, fakirleşmiş, sosyal sorunları büyümüş bir Türkiye devralacaklar. Onların tek avantajı başta bankacılık sektörü olmak üzere ekonominin tüm birimlerinin iki yıl sonra rasyonel, Batı standartlarına uygun çalışıyor olacağıdır. (Dövize endeksli káğıt çıkarırlarsa bu varsayım da tehlikeye düşebilir.)

Bu da Türkiye'nin bu acı dönemden kendisine yaratacağı bir avantaj haline dönüşebilir, yeter ki biz şimdiden yeni kalkınma hamlemizi planlı, programlı bir şekilde düşünmeye, stratejimizi ortaya çıkarmaya soyunalım.

Bu öylesine önemidir ki, Türkiye'nin İkinci Kurtuluş Savaşı olacaktır bile demek abartı olmaz.

Sadece geleceğe yönelik bu tür bir umut insanlara önümüzdeki iki yıla dayanma gücünü belki verebilir...

Yazarın Tüm Yazıları