Şeker teşhisi nasıl konuyor?

Şeker korkusu, 50’li yaşlar sonrasında sık gündeme gelir.

Haberin Devamı

Özellikle aile mirasında “diyabet” riski olanlar “ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, gece idrara kalkma” gibi bazı belirtilerle karşılaştıklarında “bende de mi diyabet başlıyor?” korkusuna kapılır. Böyle durumlarda “teşhis nasıl konuyor?” sorusu akla takılır. İşte “diyabet teşhisi nasıl konuyor?” sorusunun yanıtları...
“Açlık kan şekeri” incelemesi, şeker hastalığının teşhisinde en sık kullanılan testtir. Sekiz saatlik açlıktan sonra kan şekeri seviyesi 126 mg/dl’den fazla çıkarsa, şeker hastalığı ihtimali vardır.

Bununla birlikte tek bir testle yetinmemekte, testi tekrarlamakta fayda var. Eğer tekrarlanan testler de aynı neticeyi veriyorsa, bu bulgu o kişide şeker hastalığının varlığına işaret eder.

Çoğu zaman kesin teşhis için “tokluk kan şekeri” değerini bilmek de önemlidir. Hatta bazen hastalığın tokluk şekeri yüksekliği, erken teşhis için çok önemli bir kriterdir. Yemeğe başlandığı, ilk lokma yutulduğu andan itibaren geçen zaman periyodunda, ikinci saat sonunda kan şekeri 200 mg’ın üzerindeyse bu da şeker hastalığı anlamına gelmektedir.

Açlık kan şekerinin 90-126, tokluk kan şekerinin 140-199 mg arasında olduğu durumlarda gizli şeker hastalığı söz konusudur.

ERKEN TANI İÇİN KULLANILAN BAŞKA BİR TEST VAR MI?

Şeker hastalığını daha erken dönemde teşhis etmek, özellikle gizli şeker hastalığı bulunduğu düşünülen kişilerde tanıyı kesinleştirmek amacıyla “şeker yükleme testi”nden faydalanılır. Bu test, 75 gram şekerli suyun 10-12 saatlik bir açlıktan sonra sabah aç karna içirilmesi ve iki saat sonra kan şekerine bakılması şeklinde uygulanır.

Eğer ikinci saat kan şekeri 200 mg’dan yüksekse, o kişide şeker hastalığı vardır. Şeker hastalığının teşhisinde ayrıca özel durumlarda kullanılan başka testler de vardır. Bu testler yalnızca iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanları tarafından uygulanmaktadır. Herhangi bir riski olmayan, güvenli ve ucuz bir testtir.

ÖNCEDEN TAHMİN ETMEK MÜMKÜN MÜ?

Karaciğer yağlanması, tansiyon yüksekliği, iyi kolesterol azlığı, ürik asit fazlalığı, trigliserid yüksekliği gibi sorunlardan bir veya birkaçının bir arada bulunması, özellikle göbek karın çevresinden şişmanlayan kişilerde gelecekte ortaya çıkabilecek bir şeker hastalığının varlığına işaret edebilir.
Ayrıca açlık insülini 10 ünitenin üzerindeyse, hemoglobin a1c yüzde 6 gramdan yüksekse o kişide gizli bir şeker hastalığı söz konusu olabilir.
Hamilelik döneminde kan şekeri yüksek bulunanlar, ailesinde şeker hastalığı hikâyesi olanlar ve polikistik over hastalığı bulunanların şeker hastalığı yönünden uyanık olmasında fayda var.

Haberin Devamı

Şeker hastalığını önlemek için ne yapmalı?

Haberin Devamı

Kilo almayıp sağlıklı bir kilo aralığında kalmak, en etkili önlemdir. Fazla miktarda şekerli, unlu, nişastalı yiyecekler yememek ve karbonhidratlı yiyeceklerden uzak durmak da tavsiye ediliyor.
Sebze, meyve ve bakliyat grubu yiyecekleri düzenli olarak yemek de koruyucu bir önlemdir. Düzenli egzersiz yapanlarda şeker hastalığına daha az rastlanıyor. Stresin, şeker hastalığına yakalanmayı kolaylaştırdığı biliniyor.
D vitamini eksikliğinin ve fazla miktarda alkol kullanmanın bu hastalığa yakalanmayı kolaylaştırdığını gösteren işaretler var. Antioksidanlardan zengin beslenmek, omega-3 desteği kullanmak, zeytinyağı tüketmek de etkili koruma önlemleri olarak kabul ediliyor.

Haberin Devamı

İnsülin direnci nasıl teşhis edilir

İnsülin direncini doğru belirlemek çok önemlidir. Bunun için açlık şeker ve insülin tayinleri ile tokluk şekeri ve insülini tayinlerine başvurulur.
Bu iki ölçümde elde edilen rakamlarla belirli bir formülden yararlanılarak insülin direncinin seviyesi (homa-İR) hesaplanır.
Burada bulunan rakamın yüksekliği oranında direncin şiddeti hakkında karar verilir.

Hangi ilaç daha etkili?

İnsülin direnci için kullanılan ilaçların en etkili olanı metformindir. Sadece doktor kontrolü altında kullanılması gereken bu ilacı arkadaş tavsiyeleriyle kullanmaya kalkmayın.

Metformin böbrek hastalığı olanlarda zararlı sonuçlara yol açabiliyor. Ayrıca karaciğer ve kalp yetmezliği olanların kullanmaması gerekiyor.
Metforminin bazı kişilerde midede rahatsızlık, gaz, şişkinlik, bulantı, ishal gibi şikâyetlere yol açabileceği de biliniyor.
Biz metforminin yemeklerden hemen sonra alınmasını tavsiye ediyoruz. Şu nokta çok önemli: Sadece metformin kullanarak insülin direncine bağlı kilo sorununu çözmeye kalkmak doğru değil. Etkili bir sonuç için metformini diyet ve aktivite artışı ile kullanmak gerekiyor.
Son bir hatırlatma: Çok içki içiyorsanız, metformin zararlı olabilir. İnsülin direncini azaltmakta acarboz ve pioglitozon, roziglitozon gibi ilaçlar da kullanılabilir. Hangi ilacın tercih edileceğine doktor karar vermelidir.

Yazarın Tüm Yazıları