Sedat Ergin: Bir ilahiyat profesörünün Yargıtay Başkanı'na bakışı

İlahiyat Profesörü Ethem Ruhi Fığlalı, Yargıtay Başkanı Doç. Sami Selçuk'un Türkiye'de Anglosakson ölçülerinde bir laiklik anlayışının yerleştirilmesi yolundaki çıkışını değerlendirirken, ‘‘Kendisinin görüşleri teorik ve felsefi planda doğru ve makul görülebilir. Ama içeriğine bakıldığında yüzeyseldir’’ diye söze giriyor.Muğla Üniversitesi Rektörü Prof. Fığlalı, Doç. Selçuk'u öncelikle Türkiye ve İslamiyet'e ilişkin farklılıkları dikkate almadığı noktasında eleştiriyor:‘‘İslamiyet'te üç temel unsur vardır. Bunlar Kuran-ı Kerim'de üç ayrı grupta toplayabileceğimiz inanç, ibadet ve muamelat dediğimiz hüküm ayetleridir. Bunlardan inanç ve ibadet evrensel olarak bir değişmezlik vasfı taşırlar. Bu ilkeler İslamiyet'in ilk gününden itibaren geçerlidir, yarın da geçerli olacaktır.’’ Prof. Fığlalı, üçüncü grupta bulunan ve sayısını 228 olarak verdiği hüküm ayetlerindeki farklılığa şöyle dikkat çekiyor:‘‘Bu ayetlerin çoğu bugün pozitif hukukun alanına girmektedir. Bunlar içinde ceza hukuku, miras hukuku, borçlar hukuku, devletler hukukunu alakadar eden ayetler vardır. Bunların her biri İslam tarihi içinde içtihadi ve yoruma dayalı ayetler olmuştur. İçinde yaşanılan şartlara göre ve kamu yararı düşünülerek yeniden biçimlendirilebilirler.’’Prof. Fığlalı'ya göre, buradaki en önemli sorun, İslamiyet'in ilk dönemlerinden itibaren bu ayetlerin de değiştirilemezliğine ilişkin yaygın bir karşı görüşün varlığından kaynaklanıyor. Prof. Fığlalı, ‘‘Oysa değiştirilemezliğin ileri sürülmesi Kuran'ın mantığına ve mesajına da aykırıdır’’ diye ekliyor.Prof. Fığlalı, ardından şu saptamayı yapıyor:‘‘Değiştirilemezlik yaygın bir şekilde savunulurken, siz Sayın Selçuk'un ifade ettiği gibi dini tamamen cemaatlere bırakırsanız, o zaman ülkede kaos yaratmanın ötesinde hiçbir şey yapamazsınız...’’Prof. Fığlalı, kaosla neyi kastediyor!‘‘Türkiye'deki grupların her biri çoğunlukla ahkám ayetlerinin de aynen uygulanmasını istemektedirler. Bu isteklerini Kuran'ın ‘Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler káfirdirler' ayetine dayandırıyorlar. Bu ayeti esas almak suretiyle Kuran-ı Kerim'deki her ayetin, her cümlenin, her hükmün mutlaka bir değişikliğe uğratılmaksızın uygulanmasını istemektedirler. Oysa laikliğin temel kuralı hukukun din kurallarına göre değil, insan aklına göre düzenlenmesidir. Çelişki buradadır.’’Prof. Fığlalı, bir adım daha ileri gidiyor:‘‘Bu grupların çoğunluğu, kendi doğrularını ortaya koymayı bir cihat gibi değerlendirip, kendi doğruları dışındaki görüşlere hayat hakkı tanımama eğilimindedir. Bu anlayıştan hareketle başkalarının haklarını kısıtlamayı, cihadın yani dinin bir gereği olarak görmektedirler.’’Prof. Fığlalı, değerlendirmesini şöyle tamamlıyor:‘‘Sayın Selçuk'un yanıldığı, göremediği konu budur. Kendisinin önerdiği anlamda bir laiklik modeli, bu özgürlükten yararlanan insanların dini değişmezlik içinde tefsir ederek başkalarının haklarını kısıtlama taleplerine, dayatmalarına zemin hazırlayacaktır. O nedenle önerdiği model yüzeyseldir, gerçekçi değildir ve özünde laikliğe ters düşmektedir.’’Copyright 1999   Hurriyet| ana sayfa | son dakika | haber indeksi | gündem | ekonomi | dünya | olay | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | fal | | hava durumu | kelebek | | | pazar | | | turizm | teknonet | interaktif tüketici | | | | seri ilanlar | e-mail | | |
Yazarın Tüm Yazıları