Sayın Yücelen’e arzuhalimdir...







Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

Sayın Yüksel Yalova’ya not

Sayın Bakan,

Yandaki mektubun ana fikrinin muhatabı kısa bir süreden bu yana sizsiniz. Yine de yazının TEKEL'den sorumlu olmaktan sakıt Bakan Sayın Yücelen'e hitaben kaleme alınmış olmasının sebebi var. Sayın Yücelen CNN Türk'te sorularıma cevap vermeye çalışırken, 'Gidiyorum, ama doğru bildiklerimi savunmaya devam edeceğim' yolunda şövalyece sözler sarf etti. Eğer bunları söylememiş olsaydı, kendisini siyaseten mevta bakanlar mezarlığına gömüp, 'ölülerinizi hayırla anınız' hadisi şerifine uygun davranacaktım.

Size ise bazı çok ciddi sorularım var.

1. Bu kanunu destekliyor musunuz?

2. Destekliyorsanız kanunun çizdiği üretim ve ithalat sınırlamalarını hangi mantığa dayanarak açıklıyorsunuz?

3. Kanunun ana fikrini desteklemiyorsanız, yönetmeliklerde nasıl düzeltmelere gideceksiniz?

4. Bu kanunla Türk rakısı dünyada nasıl korunacak?

5. Siz beslenme uzmanlarınca önerilen sınırlar içinde kalınmak şartıyla, ergenlik çağından başlayarak başta bira ve şarap olmak üzere, içkinin insan sağlığı üzerinde olumlu etkisi olduğunu kabul ediyor musunuz? Yoksa içkinin kökünün kazınması gerektiği görüşünde misiniz?

İlginize şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Devlet Bakanı

Sayın Yücelen’e arzuhalimdir...

Pek muhterem efendim,

Önce TEKEL'den sorumlu Devlet Bakanı sandalyesinin altınızdan alınmasına, en az yabancı bir sigara üreticisinin bölge temsilcisi olan muhterem oğlunuz ve muhterem enişteniz kadar üzüldüğümü beyanla söze başlamak istiyorum.

Gazetemize göndermiş olduğunuz ve geçtiğimiz haftalarda özetle yayınlanan tekzip mektubunuzda, zatı alinize karşı saldırı niteliğinde ifadelerde bulunduğumu belirtmiştiniz. Yakışıksız üslubumu Hürriyet okurlarına reva gören yazı işleri müdürümü de, benim gibi bir yazara sahip olma talihsizliği ile malul saymıştınız. Bu hatamı affettirebilmek ümidiyle size elimden geldiğince müeddep bir üslupla bazı hususları arz etmek istiyorum.

Geçenlerde bir arkadaşım, zatı devletlilerinin bir demecini elektronik postayla gönderdi. Kaynak size bağlı olan Anadolu Ajansı. Bu ajans size atfen şu haberi geçmiş: ' ANKARA (A.A) - 11.01.2001 - Alkollü içkilerin üretiminde tekeli kaldıran ve rakının koruma altına alınmasını öngören tasarının ilk maddesi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen Genel Kurul'da milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, görüşülmekte olan tasarının, Türkiye'de 136 yıldır devam eden devlet tekeline son vereceğini belirterek, 'Bu kanunla devletin içki yapıp, içki satması önlenecektir. Devletler içki yapıp, içki satmamalıdır, sadece bundan vergilerini almalıdır' dedi. Söz konusu tasarının içki tüketimini artıran değil, azaltan bir etki yapacağını ifade eden Yücelen, Türkiye (... içki tüketiminde) dünya ortalamasında birinci sırada değildir. Gönül ister ki gençlerimiz, insanlarımız tarafından bu madde tüketilmesin. Tekel Genel Müdürlüğü de bu maddenin fazla tüketilmesi için ne çaba sarf etmektedir, ne de yeni çıkan kanunda da bu konuda teşvik edici unsurlara yer veril(me)mektedir. (Türkçe yanlışını parantez açarak ben düzelttim. TŞ.) Tekel Genel Müdürlüğü bu konuda gerekli gayreti göstermektedir.'

Bu sözleri okuduğumda içime adeta bir nur doğdu, kalbim sevinçle çarptı. Zat üs südurunuzu -yani yüreğinizde gizli olan şeyleri- böyle veciz bir şekilde ifade etmiş olmanız gözlerimi yaşla doldurdu. Size karşı yaptıklarımdan öylesine utandım ki, yerin dibine geçesim geldi. İster inanın ister inanmayın, ama o andan beri her gün sağ elimle sol elimi, sol elimle de sağ elimi dövüyorum. 'Ellerim kırılsaydı da o sözleri kaleme almasaydım' diyorum. Ama bana buna rağmen hala kızgınsanız, onu da anlayışla karşılarım. Bu arada, size karşı hangi saikten kaynaklandığını kestiremediğim menfi duygu ve eğilimlerin etkisi altında olan arkadaşım, bu sözlerinizi vesile ederek, zatı alilerini 'şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim' diyen Maarif Nazırı'na benzetti.

Bu menfur sözler karşısında isyan ederek, min gayri haddin, şiddetle sizi savunduğumu kolayca tahmin edersiniz.

Ancak benim bu şedid müdaafam karşısında gerilemeyen arkadaşım, bu defa bana bir kitap getirdi. Adı, 'Şarap ve Mutluluk'. Kitap zatı alilerinin siyasi vesayetine emanet edilmiş TEKEL Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış.

Bu kitapta, üzülerek ifade etmeliyim ki, şarabın sağlık ve mutluluk üzerindeki iyi etkileri uzun uzun anlatılmış. Ömer Hayyam gibi sapkın bazı Acem şairlerinden şiirler nakledilmiş. Söylenenleri propaganda olmasın diye buraya yazmayacağım. Onların bu iğrenç emellerine kendimi alet ettiremem. Elim olan, TEKEL Genel Müdürlüğü'nün bu kitabı para verip bir görevlisine yazdırmış, bastırmış ve dağıtmış olması.

Ayrıca, ben ihbar etmiş olmayayım ama, size bağlı olan aynı TEKEL yönetimi, her yıl aziz memleketimizde -ismen söylemek gerekirse Ürgüp denen mefsakada- bizimkiler yetmezmiş gibi elalemin şaraplarını ve dünyanın dört bir yanından çağrılan şarap uzmanlarını toplayıp uluslararası bir şarap yarışması tertip etmekte. Bu işi sizin bakanlığınız döneminde de aynen sürdürdüler.

Sayın Bakan, ben sözde zatı devletlilerine bağlı görünen bürokrasinin necip hissiyatınızı tekzip edercesine yaptığı bu şaşkın ve utanç verici faaliyeti arkadaşıma izahta aciz kaldım. Lütfen siyasi iradenize karşı isyan sayılacak bu tür nifak dolu etkinlikleri durdurun. Şarap tadılan ve tabii içilen yarışmalar, şarabı öven kitaplar ne demek? Bu nifakı söndürün.

Bir naçizane önerim de, yukarıda kalın harflerle geçen sözlerinizi TEKEL kuruluşlarının duvarlarına altın hurufatla nakşettirmenizdir. Böylece belki bu tür şeytani faaliyette bulunan erazil ve esafil utanır. Sayın Bakan, önerilerimi gözardı etmeyin. Yoksa iki alemde bu işleri izah edemeyiz. Ben kendime yanmam. Beni asıl yaralayan, sizin gibi necip bir siyaset adamımızı müdaafadan aciz duruma düşmüş olmam. Ayrıca benim kulağıma kadar gelen Yeşilay Cemiyeti genel başkanı olma teklifini de elinizle bir kenara itmeyin. Bakarsınız siyaseten işinize yarar. (Bunu siyaset doktoru sıfatımla söylüyorum.)

Bu vesileyle, zatı devletlilerinden en derin hürmetlerimi kabul buyurmalarını istirham ederim, pek muhterem efendim.

Şaka, bir duygunun ölümünün mezar yazıtıdır.

Friedrich Nietzsche

Yazarın Tüm Yazıları